T24 Haber Merkezi
“Ümitcan Uygun’un nasıl tutuklanmadığını, sistemin nasıl çürüdüğünü kayıtlarla açıklayacağım” diyen organize kabahat örgütü lideri Sedat Peker, hususla ilgili olarak bir dizi paylaşım yaptı. Peker, geçen sene meskeninde meyyit bulunan Aleyna Çakır’ın vefatının baş şüphelisi olan ve tahliye edilen Ümit Can Uygun’un babasının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakın arkadaşı olduğunu sav ederken Uygun’un “kurtulabilmesi için gerekli isimli tıp raporunun” hazırlandığını öne sürdü.
TIKLAYIN – Aleyna Çakır’ın isimli tıp raporu: Mevt, ası sonucu meydana geldi
Peker, geçen yıl hayatını kaybeden eski AKP milletvekili, Anayasa Profesörü Burhan Kuzu hakkında da çeşitli argümanlarda bulunurken, Bakan Soylu’nun “AKP’ye kendisini kabul ettirmek için” Kuzu’nun başrolde olduğu tüm cürümlere sessiz kaldığını” öne sürdü.
Peker, Kuzu’nun bir şahısla “parayla isimli tıp raporu çıkartılması” istikametindeki bildirilerini paylaşarak, “Bir gün bu mevzularla ilgili yargılamalar başladığında HTS kayıtları da çıkarılıp belge sübuta erecektir, yani tamamlanacaktır. İşte o vakit bu hatalara karışan Süslü Sülü’yü ve başka vazifelileri hiç kimse lakin hiç kimse kurtaramayacaktır” dedi.
Peker, Fırat Üniversitesi Bağlantı Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Yeldana Kaharman’ın vefatıyla ilgili, AKP milletvekili Tolga Ağar’ı “kurtarmak” için de isimli tıp raporunun “hemen hazırlandığını” öne sürdü.
Peker ayrıyeten, Burhan Kuzu’nun bir yakının Ziraat Bankası’ndan kredi almak için “Kuzu’nun devreye girmesini istediğini” söylerken, kelam konusu ses kaydını paylaşarak “Banka müdürü bayan krediyi neden veremediklerini anlatsa da Burhan Hoca bölge müdürüne benim selamımı söyle, mevzuyu benim takip ettiğimi de bildir diyerek kredinin çıkması için uğraş verir. Değerli dostlarım, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde vazife yapan bütün başdanışmanlar, şura üyeleri bir yeri aradıklarında hiçbir bürokrat isteklerini geri çeviremesin diye telefonları her nerede olurlarsa olsunlar Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan bağlatırlar” yazdı.
Peker’in paylaşımları şöyle:
Toplumsal medyada bana hakaret eden bir şahsın dayak yeme imajları internette yayınlanınca Ankara’da avukatlık yapan Fidel Okan ismindeki bir kişi bu bahisle ilgili çok yayın yapmıştı. Daha sonra emniyet müdürlüğü bu kişiyi dövenlerle ilgili bir operasyon yaptı.
Emniyet içinden el altından aldığım bilgilere nazaran Burhan Kuzu’nun emniyeti arama sonucunda bu operasyonun yapıldığını öğrendim. Bir yakınımı Burhan Kuzu’nun yanına yollayıp şahsıma haksızlık yapıldığını söylediğimde Fidel Okan isimli avukatın öğrencisi olduğunu, bu avukatın kendisine gelerek bu mevzuyu anlattığını, emniyet müdürlüğünü bu sebeple aradığını söyleyerek “Madem ki bana yanlış bilgi verildi, ben bu mevzuyu düzelteceğim” diyerek benim lehime olacak formda tekrardan emniyet müdürlüğünü arayarak benimle ilgili olumlu şeyler söyledi.
Bunun çabucak ardından de İstanbul’da CVK Bosphorus Otelde kendisiyle buluşarak yüz yüze tanıştık (Bu birinci görüşmemizdi). Kendisiyle samimi olduktan sonraki görüşmelerimizin birinde İran eski Cumhurbaşkanı Haşimi Ravsancani’nin akrabası olduğunu söylediği Roya Abidini isimli bir bayanın İskenderun özgür limanında kayıt dışı çok yüksek ölçüde nakit parasının olduğunu, bu parayı limandan çıkarmanın bir sorunu olmadığını (nakit para konteynerde eşya olarak görünüyordu), sonrasında bu bayana muhafaza sağlamamız tarafında ricada bulundu. Bu bayanla kendisini Aliye Uzun isimli bayanın tanıştırdığını söyledi. Ben de kendisine “Para eşya olarak görülse de bir gün kesinlikle bu ortaya çıkar. Amerika Devleti’yle dert yaşarız, bu bahse dahil olmamak gerekir” dedim.
Birebir sistemle Mersin limanının özgür bölgesine de paraların geldiğini bildiğimi lakin Amerikan federal rezervinin bu paraları takip ettiğini, bu yüzden dahil olmak istemediğimi söyledim. Kendisine de bu olaya dahil olmaması tarafında tavsiyede bulundum. Aliye Uzun isimli bayanı kamuoyundan şu halde hatırlayabilirsiniz, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olarak bilinen İran asıllı Zindaşti’yle Burhan Kuzu’yu tanıştıran kişidir. Bu üçünün birebir karede olduğu fotoğraf basına yansıyınca çok büyük spekülasyonlar olmuştu.
Bu fotoğrafın çekildiği buluşmada yapılan görüşmede Zindaşti’ye Türk vatandaşlığını alabilir miyiz? konuşuldu. (Burhan Kuzu’nun devlet görevlileriyle bu bahisle ilgili yaptığı görüşmelerde bu şahsın tüm dünyada tanınan uyuşturucu baronu olması hasebiyle mümkün olamayacağı söylendi)
Burhan Kuzu’yla Zindaşti’nin dostluğu bu halde başlayıp devam etti. Zindaşti’ye yönelik yapılan bir atakta Zindaşti’nin kızının vefat etmesi üzerine Burhan Kuzu Zindaşti’yi arayarak başsağlığı diledi ve de kendisine dostluklar yapmaya devam etti.
Zindaşti kızının intikamını almak için Orhan Üngan’ın kardeşi İlhan Üngan’ı ve avukatı Kudbettin Kaya’yı öldürttü. Ve daha sonrasında Zindaşti polisin operasyonuyla yakalanıp gözaltına alınarak tutuklandı. Burhan Kuzu’nun devreye girmesiyle şimdi davası bile açılmamışken bir gece nöbetçi mahkemenin kararıyla ani olarak özgür bırakıldı (Sırra kadem bastı ve bir daha bulunamadı).
Orhan Üngan, Burhan Kuzu’nun kendisi hakkında yaptığı çalışmalar sonucunda bu mühlet zarfında cezaevindeydi. Lakin cezaevinde boş durmayarak kendisinin tutuklanmasını Burhan Kuzu’nun sağladığı tarafında birçok bilgi, evrak toplayarak yargılandığı mahkemeye sunup tahliye olmayı başardı ve bunun ardından de Burhan Kuzu’ya Bakırköy Adliyesinde dava açtı. Bu gelişmeleri basının daha doğrusu Fatih Altaylı’yla İsmail Saymaz’ın devamlı haber yapması üzerine Burhan Hoca benimle irtibat kurdu (BUNDAN SONRAKİ GELİŞMELERİN LÜTFEN BİR SATIRINI DAHİ KAÇIRMAYIN)
Ben bir arkadaşımla bir akrabamı arayarak Orhan Üngan isimli bireyle irtibat kurmalarını lakin mümkün olduğunca benim adımı geçirmeyerek hem Burhan Kuzu’nun hayatına karşı bir düşmanlık beslememesi istikametinde hem de Burhan Hoca’nın aleyhinde açtığı davaları geri çekmesi tarafında ricada bulunun dedim. Orhan Üngan haksızlığa uğradığına inandığı için birincinin olumsuz yaklaşsa da sonra Burhan Kuzu’nun aleyhine Bakırköy Adliyesi’nde açmış olduğu davayı geri çekti. Lakin merhum Burhan Hoca bu sefer de Orhan Üngan’la dost olarak onun ricalarını yerine getirmeye başladı (Bu işler böyledir, bir sefer cürmün kesimi oldun mu ve bunun gelirinin tadına vardın mı dışına çıkamazsın.)
“Süleyman Soylu, AK Parti’de kabul görmek için Burhan Kuzu’nun başrolde olduğu tüm kabahatlere sessiz kaldı”
Bir gün Abbas Güçlü’nün tartışma programına çıktığında orada bir genç ile tanışır. Toplumsal medyasının yönetilmesiyle ilgili bu bireyden yardım alır. Ortalarındaki dostluk münasebeti çoğalınca bu şahsı özel işlerinde de görevlendirir. Lakin bu şahıs biraz cin fikirli birisi olduğu için Burhan Hoca’ya “Oda TV sizin kimi bayanlarla bağlarınız konusunda haber yapacak, bana şu kadar para verirseniz ben de onlara vererek bunu engelleyebilirim.” diyerek Burhan Hoca’dan para sızdırmaya başlar. Burhan Hoca da öteki bir kümeye gidip bu şahsı Ankara’da meskeninin önünde biraz korkutarak para söğüşleme işinden kurtulur. Fakat o kümenin arkadaşı olan diğer bir küme devreye girerek, Hoca’yı da biraz korkutarak isteklerini sıralamaya başlar.
Öncelikle bir yakınlarının Ziraat Bankası’nda bir kredi konusu olduğunu lakin bankanın birtakım mazeretler sürerek krediyi vermediğini söyleyip Burhan Hoca’dan devreye girmesini isterler. Burhan Hoca devreye girer (ses kaydı tweetin altında yer alacaktır).
Banka müdürü bayan krediyi neden veremediklerini anlatsa da Burhan Hoca bölge müdürüne benim selamımı söyle, mevzuyu benim takip ettiğimi de bildir diyerek kredinin çıkması için uğraş verir. Değerli dostlarım, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde vazife yapan bütün başdanışmanlar, konsey üyeleri bir yeri aradıklarında hiçbir bürokrat isteklerini geri çeviremesin diye telefonları her nerede olurlarsa olsunlar Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan bağlatırlar (yani Fahrettin Altun Bey’in lideri olduğu birimden). Bu hususa tweetlerin sonunda ayrıyeten değineceğim. Ziraat Bankası’yla yapılan bu görüşme de haziran ve temmuz aylarında gerçekleşir (sizler yani olağan vatandaşlar yüz bin lira kredi almak için bankalara teminat gösterseniz bile alamazken devlet bankalarından 20 – 30 milyon lira fiyatındaki krediler bu türlü çıkmaktadır. Ne kadar acı değil mi?)
Olağan ki cürüm baronlarının istekleri bitmez. Bu sefer Burhan Hocayı OYAK’ın liderine arattırarak Denizli’deki OYAK’ın tesisleri içindeki bir sivil şahsa ilişkin yeri daha yüksek fiyata OYAK’a satmak isterler. Burhan Hoca OYAK’ın liderini arar. (Bu para, OYAK’ın parası MEHMETÇİĞİN helal parasıdır).Bu görüşme de temmuz ağustos aylarında gerçekleşir.Bu görüşmenin yapılıp yapılmadığı Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’ndan çok rahatça çıkarılabilir. Bunlar üzere kanıtlarıyla, tarihleriyle size yüzlerce olay anlatabilirim.
AK Parti milletvekili Tolga Ağar tarafından tecavüze uğrayıp intihar ettiği söylenen Yeldana Kaharman kardeşimizin olayında olduğu üzere, Aleyna Çakır kardeşimizin vefat olayında olduğu üzere hiçbir hatalı ceza çekmeyecektir. Zira bir kişinin yargılanıp ceza alması için asıl olan tek şey isimli tıp raporudur. İsimli tıp raporlarının gerektiği bedel ödenerek nasıl çıkarıldığını Burhan Hoca’nın Whatsapp yazışmalarından net olarak görebilirsiniz. Tolga Ağar’ı kurtarmak için isimli tıp raporu çabucak hazırlanıyor, Aleyna Çakır kardeşimizin vefatından sorumlu tutulan Ümit Can Uygun’un kurtulabilmesi için gerekli isimli tıp raporu da şahsın babası Süleyman Soylu’nun yakın arkadaşı olduğu için gerektiği biçimde çabucak hazırlanıyor.
Lakin unutulan bir şey var, Ümit Can Uygun dışarıda özgürce gezerken bu sefer öteki bir kardeşimizin, Esra Hankulu’nun vefatına sebep oldu. Gerçi bu paylaşımdan sonra isimli tıptan artık istediği raporları çıkaramayacakları için kurtulabilmesi pek mümkün olmaz. Fakat Süslü Süleyman kibir budalası olduğu için ve de gücün sahibinin kendisi olduğunu düşündüğü için tahminen bu şahsı yeniden kurtarır.
Lakin yanıldığı bir şey var, GÜCÜN SAHİBİ SADECE BÜYÜK ALLAH’TIR! Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun Beyefendi tüm yasadışı kabahatlere bulaşmış olan Süslü Süleymana dayanak tweeti atmanın haricinde diğer bir işi daha çok âlâ yapıyor. Gazetecileri ve de muhalif yayın organlarını, natürel ki toplumsal medya kullanıcısı vatandaşlarımızı devamlı tehdit ediyor. Fahrettin Altun Bey’e de şunu söylemek isterim, her şeyin düzgününü bildiğinizi zannedip herkesi tehdit ediyorsunuz. Fakat Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığını telefonlarını bağlamak için kullanan birçok başdanışmanın ve şura üyelerinin bu gücü şahsi menfaatleri için kullanıp gayrı yasal işlerini bu halde yaptırdıklarını nasıl anlayamıyorsunuz?
Şayet ki şu ana kadar anlayamadıysanız kanıtlarıyla ispatlı olan bu paylaşımdan sonra artık öğrendiniz. İnsanları tehdit edeceğinize, Süslü Sülü’ye dayanak bildirileri yazacağınıza, neredeyse ülkedeki tüm sistemi işlemez hale getiren yozlaştıran bu probleme tahlil bulun. Ayrıyeten ülkemizin ormanları yanıyor. İnsanlarımız ve ormanda yaşayan canlılar ölüyor diye yurtdışından yardım isteme paylaşımı yapanlara soruşturma açan Cumhuriyet savcılarımıza da şunu söylemek isterim. Olayların içinde bulunan bir kişi olarak açıkladığım bu kadar suça (delilleriyle ispatlı olduğu halde) hiçbir soruşturma açmadığınız için gelecek günlerde en güzel ihtimalle sizlere de vazifesi ihmalden soruşturma açılacaktır.
Süslü Süleyman Kurtlar Vadisi’nde bir kısım var, bunu da senin için yayınlıyorum. Bu kısmı sana ve seni Cumhurbaşkanı yaptırmak isteyen zavallılara ithaf ediyorum. Seninle biz artık ahiretlik olduk, seni asla unutmam. LAKİN ÖBÜR HARAMİLERLE DE ÇOK İŞİM VAR!”