Türkiye İnşaat Gereci Sanayicileri Derneği (İMSAD) İdare Konseyi Lideri Tayfun Küçükoğlu, “Önceliğimiz sarsıntıya sağlam yapılarla can ve mal güvenliğini sağlamak olmalı” tabirini kullandı.
Küçükoğlu,17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 22’nci yıl dönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizde meydana gelen sarsıntılarda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı bir sefer daha rahmetle anıyoruz.” dedi.
Zelzeleye hazırlığın hayati mevzulardan biri olduğuna vurgu yapan Küçükoğlu, “Gelecekteki refahımız, çocuklarımıza sağlıklı, inançlı binalar ve kentler bırakmak için bugün konforumuzdan fedakarlık yaparak, orta-uzun vadeli planlarla hareket etmemiz büyük değer taşıyor. Doğal afetlerin verdiği bildiri; yalnızca düzeltici değil, önleyici faaliyetlerin de hızlandırılması gerektiği istikametinde. Önceliğimiz; sağlam, etraf dostu yapılarla can ve mal güvenliğini sağlamak olmalı” yorumunu yaptı.
Küçükoğlu, sarsıntıya hazırlık için kentsel dönüşümün hızlanması ve hane halkının kaynaklarının bir kısmını şuurlu bir formda sarsıntı güvenliğine aktarması gerektiğini vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Tüm ümidimizi uzun vadeli kredilere, dayanaklara bağlamadan, zelzele güvenliğini geliştirme şuurumuzu artırıp kaynaklarımızın kullanım önceliğinin zelzele güvenliğine aktarılmasını sağlarsak, inançlı yapılara geçme motivasyonu da artacaktır. Halkımızın zelzele güvenliği şuurunu tespit etmek ve geliştirme stratejilerini belirlemek ismine uzun vadeli bir seferberlik başlatılması gerektiğine inanıyoruz. Kısa vadeli tahlil arayışları bizi istenen sonuca ulaştırmayacaktır.
Hane halkının, kaynaklarının bir kısmının öncelikle zelzele güvenliğini geliştirmeye aktarılabilmesi ve oluşan şuurla bir arada kamunun dayanaklarının de daha verimli biçimde kıymetlendirilmesi, zelzeleye karşı inançlı yapılara geçme suratını artıracaktır. Zelzele güvenliğini geliştirme faaliyetlerimiz ile hayatta kalmasına vesile olacağımız her can, vereceğimiz ulvi uğraşta temel motivasyonumuz olacaktır.“
Binaların yüksek risk taşımasının, en başta dönüşümün hızlandırılması ve güçlü yapılara kavuşulması için daha birçok adımın atılması gerektiğini kaydeden Küçükoğlu, “Ülke olarak büyük hüzünle takip ettiğimiz son yaşanan sel felaketleri de, binaların gerçek pozisyonda inşa edilmesinin sarsıntıya hazırlık açısından olduğu kadar sel, toprak kayması üzere afetler için de büyük ehemmiyet taşıdığını gösteriyor. Doğal afetlerin verdiği bildiri; yalnızca düzeltici değil, önleyici faaliyetlerin de hızlandırılması gerektiği istikametinde. ” dedi.
Küçükoğlu, Türkiye’deki mevcut durumun, kesimin gelişmişlik düzeyiyle daha uyumlu hale gelmesi gerektiğini belirterek, “Dalımız dünya çapında gelişmişlik düzeyine sahip. Gerek müteahhitlik, gayrimenkul geliştirme imkanlarımızla; mühendislik, müşavirlik, mimarlık hizmetlerimizle gerekse inşaat gereci üretim kapasitesi, teknolojisi ve fiyatlarıyla bu işi gerçekleştirmek için dünya çapında geçerli yeteneklere sahibiz. Gereksinimimiz, ortak şuurumuzu geliştirerek ritmimizi yükseltmektir. Ülkemizin de sonlu kaynakları olduğunu biliyoruz. Sarsıntı riskinin ve acısının büyüklüğünün de ne kadar fazla olduğunun farkındayız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kentsel dönüşümü hızlandırmak için binaların “Kesinlikle yıkılması gerekenler”, “Güçlendirilerek kullanılabilecekler”, “Deprem riski olmayan binalar” formunda üç kümeye kategorize edilerek tasnif edilmesi gerektiğine vurgu yapan Küçükoğlu, “alan dönüşümü temel alınmalı.” dedi.
