Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, “Barajı geçen partilerin saf değiştirmesi, devre dışı kalması karşı tarafın elini büyük ölçüde rahatlatacak. İşte bu noktada iktidar gözünü iki partiye dikmiş görünüyor: GÜZEL Parti ve HDP…” dedi.
Balbay, “İktidar UYGUN Parti’ye nasıl bakacağına bir türlü karar veremedi. Yok saydı olmadı, yanına çekmek istedi olmadı, amaç gösterdi olmadı… DÜZGÜN Parti yoluna devam etti. Evvel baraj tartışmasına son verdi, sonra yüzde 15 çizgisini aştı, artık gözünü daha üst dikmiş durumda…” sözünü kullandı:
Balbay, Düzgün Parti lideri Meral Akşener’e yönelik Rize ve Sivas’taki akınları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bunlar uygun günler” cümlesini ve İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu’nun İstabul’da uğradığı saldırıyı hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Bu atakları biz tanıyoruz. Ardında yatanı öngörmek güç değil. Sanki şöyle bir plan mı oluşturuldu: -İYİ Parti yükseliyor, bunun motor gücü Meral Akşener. Bir takım partisi değil. Akşener’i kenara çekince ortada bu türlü bir parti kalmaz. – Akşener, Anadolu’yu çok geziyor. Tabanın gerekeni yapması en uygun tahlil olacak. Tabanda biraz ileri giden olursa “Ne yapalım! Halkın yansısına hürmet duyun” der üste çıkarız.
Birinci yıldızdan evvel aktardıklarımız ne kadar kabul edilebilir bir yarış ise ikinci yıldızdan evvel aktardıklarımız da bir o kadar kabul edilemez. Türkiye’yi karanlığa sürükleyecek bir durum.
ÂLÂ Parti İstanbul Vilayet Başkanı Buğra Kavuncu’ya atılan yumruk da üstteki kareye şöyle oturuyor: Akşener’in etrafında yalnızca MHP kökenliler değil, onun dışından da bir takım oluşuyor. Kavuncu’yu da her kaba koymaya çalıştılar, olmayınca “kabahat bizden gitti” dediler.
AKP’nin yarı ve tam resmi yayın organlarının Akşener’e yönelik saldırıları “halkın tepkisi” başlığıyla vermesinin altını çizelim. Bu akınlar gayesine varır mı? Daha net sormak gerekirse; Meral Akşener bu prosedürlerle susturulabilir mi, siyaset dışına itilebilir mi? Hücumun yazamayacağımız boyuta ulaşması öbür bir şey! Fakat bu prosedürler Akşener’i ve partisini büyütür.”