Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak bugünkü yazısında iç siyasette yaşanan tartışmaları kıymetlendirdi.
Yüksek Askeri Şûra kararlarından sonra her baştan bir ses çıktığını 2 gün sürmesi beklenen toplantının 2 saatte tamamlanmasının ve sürpriz terfilerin birçok soruyu beraberinde getirdiğini söyleyen Dilipak, “O günden sonra yapılan atamalar konusunda da herkes bir iddiayı gündeme getiriyor. MSB ve MİT ortasında evvelce beri yakın bir bağ var, lakin artık, bugün husus farklı bir mana kazanmış üzere sanki” dedi.
Bir yandan Türkiye’nin siyasi açıdan geleceği üzerine ihtimal hesapları yapıldığını bir yandan Anayasa değişikliğinin ve Cumhurbaşkanlığı’na kimin aday olacağının konuşulduğunu yazan Dilipak, “Bir yandan da yıllardır beklenen kapsamlı bir bakanlar şurası değişikliği gündemde. Aslında bu ortada kaç tane bakan değişti? Ulaştırma Bakanı, Aile Bakanı, Ticaret Bakanı, Maliye Bakanı, Ulusal Eğitim Bakanı değişti.
Görünen o ki, ‘Seyfiye’, ‘Mülkiye’ ve ‘Muhaberat’ etraflarında son günlerde önemli bir hareketlilik var. Bu hareketliliğe bağlı olarak da söylentilerin ardı-arkası kesilmiyor. Söylentiler bazen şüyuu vukuundan beter bir hale dönüşebilir. Bu duruma son vermek için daha açık, net, şeffaf olmak ve suali mukadderlere yanıt vermek gerek” diye yazdı.
Dilipak özetle yazısına şöyle devam etti:
“Artık 28 Şubatçı generallerin içeri alınmaları, ulusalcılarla varılan mutabakat açısından yeni bir pazarlık kapısının açılmasına sebep olabilir. Birileri şimdiden Anayasa değişikliği çerçevesinde genel affı pazarlık konusu yapma hazırlığında güya. Mahkemelerde o kadar çok evrak var ki, medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, yargı, emniyet, istihbarat, Ağar, Peker, Çakıcı, Kuzu, Zindaşti, troller, finans, borsa, gümrük, vakıf, dernek, parti, oda, futbol ekibi, her etraftan birilerinin ‘görülmemesi gereken dava dosyaları’ var. Bu durum yargıya olan itimadı önemli manada zedelemiş durumda.“
Yasama, yürütme, yargıda, sermaye, siyaset, bürokrasi, media ve STK’larda, cemaat yapılarında önemli meseleler bulunduğunu ve işin uzun mühlet bu türlü devam edemeyeceğini tabir eden Dilipak,”Bu iş nasıl çözülecek bilmiyorum. Dünya, bölge, ülke kaideleri çok iç açıcı değil ve gelecek günler de çok fazla umut vaat etmiyor. Şayet bu iş bugünden denetim altına alınmazsa herkes için bu işin faturası çok ağır olacaktır” dedi.
“Tek problemi olan AK Parti değil, CHP, MHP, HDP, Düzgün Parti, say sayabildiğin kadar. AK Parti’den ayrılanlar, yeni oluşumlar, çabucak hepsinin karın ağrıları var. Bu ortada partilerden istifalar da başladı. Dernekler, Vakıflarda da durum farklı değil. Cemaat yapıları da süratle irtifa kaybediyorlar. Tv’ler rating kaybediyor, gazeteler tiraj kaybediyor” diyen Dilipak, “Bana kalırsa AF sorun çözmez, tersine tartışma, karşılıklı suçlamalar, tehditler, şantajlarla daha da içinden çıkılmaz bir hal alır” dedi.
Birtakım şeyler için geç kalındığını yazan Dilipak, şöyle devam etti:
“Bu durumda yeni bir idare takımına gereksinim var. Seçim sonrası alındığı söylenen iletinin gereği yerine getirilmeli. Yeni süreç kimler tarafından nasıl şekillendirilecek, bunun açıkça ortaya konulması gerek. Şunu yaptık, bunu yaptık, biz gidersek, ötekiler gelir, o vakit bugünü de ararsınız” üzere telaffuzlar geri tepiyor artık. Sistem değişikliğine gidilecek mi? Erken seçim olacak mı? Seçim öncesi anayasa, seçim ve siyasi partiler yasasında değişiklik olacak mı? Bu süreci kim nasıl yönetecek. Erdoğan bundan sonra nasıl bir yol izleyecek. AK Parti’nin başına yeni bir isim gelecekse kim gelecek?“
Yazının tamamını okumak için