Muğla’nın Bodrum ilçesinde, Çağdaş Holding’e ilişkin şantiyeye silahlı müdafaası ile birlikte müsaadesiz olarak girmekle “suçlanan” Eczacıbaşı Holding İdare Konseyi Lideri Bülent Eczacıbaşı ve eşi Oya Eczacıbaşı’nın savcılıktaki sözü ortaya çıktı. Eczacıbaşı çiftinin kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedikleri belirtildi.
Eczacıbaşı İdare Konseyi Lideri Bülent Eczacıbaşı’nın silahlı muhafazalarıyla birlikte Bodrum’da bir şantiyede çekilen manzaraları gündem olmuştu. Şantiye yöneticileri, iş insanı Bülent Eczacıbaşı ve çalışanları hakkında ‘Araziye müsaadesiz girmek’ten cürüm duyurusunda bulunmuştu. Hata duyurusunun akabinde Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.
Sabah gazetesinde yer alan habere nazaran, kendilerine ilişkin yerin komşu parselinde yer alan Çağdaş Holding’e ilişkin şantiyeye silahlı muhafazaları ile birlikte “izinsiz” olarak girmekle suçlanan Eczacıbaşı Holding İdare Şurası Lideri Bülent Eczacıbaşı ve eşi Oya Eczacıbaşı’nın başlatılan soruşturmada verdikleri tabirler ortaya çıktı.
Bülent Eczacıbaşı olayla ile ilgili olarak, “Bodrum ilçesi Gölköy Mahallesi’nde bulunan bana ilişkin yerlerin, yan kısmında bulunan arsa Çağdaş Küresel firmasına aittir. Olay günü Çağdaş Holding’e ilişkin otelin açılışı yapılacağı için arsayı denetim etmek gayesiyle Çağdaş Holding’e ilişkin yerin üst kısmında bulunan yoldan yerin üst kısmına gittim.
Bülent Eczacıbaşı: Bulunduğumuz alan Çağdaş Holding’in değildi
Çağdaş Holding’e ilişkin yerin üst kısmında bulunan yolun tekrar Çağdaş Holding’e ilişkin otele gerçek ayrılan çatal kısmı çabucak altında daha evvel holding tarafından yaptırılan bir adet kapı bulunmaktadır. Bizde olay günü bu kapıdan geçerek kelam konusu alana gittik. Biz geçmeden evvel bu kapı kapalıydı, lakin bize yeniden Çağdaş Holding’in çalışanları kapıyı açtılar. Ben yanımda eşim, sürücüm ve müdafaa elamanımızla kelam konusu alana geçtik. Biz rastgele bir kimseye ilişkin olmayan yol üzerinde durduk. Bizim bulunduğumuz yer Çağdaş Holding’in değildir.
Çağdaş Holding kelam konusu alanı doldurarak kotunu yükseltmeye çalışmaktadır. Olay günü bu durumu belediyeye ihbar ettik. Ardından belediyeden vazifeliler olay yerine intikal etti ve bize olay yerinde rastgele bir iş makinesinin bulunmadığını belirttiler. Olay günü biz kelam konusu alana müsaadeyle girdik. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.”
Oya Eczacıbaşı: Yerimizi ziyarete gittik
Eczacıbaşı’nın eşi Oya Eczacıbaşı ise sözünde şunları söyledi:
“Olay günü eşimle birlikte olay yerinde bulunan kendimize ilişkin yere ziyaret etmek gayesiyle olayın gerçekleştiği yere gittik. Olayın gerçekleştiği yere giderken olağanda müsaade almamamız gereken kamuya ilişkin yol üzerinde Çağdaş Holding tarafından yaptırılan kapıdan müsaade alarak geçtik. Biz aracımızdan indiğimizde Çağdaş Holding’in kendilerine ilişkin araziyi doldurarak yükselttiklerini gördük. Ben bu durumu fotoğraflamak için telefonumu çıkarttığımda bir anda kalabalık bir küme üzerimize gerçek gelmeye başladı. Bu kümenin içerisinde 1 yahut 2 kişi cep telefonları ile bizi görüntülüyordu. Ben de bu duruma karşı reaksiyon göstererek rastgele bir kastım olmaksızın elimi savurdum ve imaj alamayacaklarını söyledim. Ben muhakkak olayla manzara alınan telefona ziyan vermek emeliyle hareket etmedim. Daha sonra elim telefona çarptı ve telefon yere düştü. Telefon yerdeyken ben rastgele bir formda telefona temas etmedim. Sonrasında eşimle birlikte olay yerinden ayrıldık.”
“Elini kaldırdığında telefon yere düştü”
Şantiye çalışanının telefonunu alıp bir mühlet vermediği tez edilen müdafaa Hakan Yılmaz ise sözünde şunları kaydetti:
“17 yıldan bu yana Valilik müsaadesi ve onayı ile Eczacıbaşı İdare Konseyi Lideri Bülent Eczacıbaşı’nın müdafaa vazifelisi olarak misyon yapmaktayım. Olay günü Bülent beyefendi ve Oya hanım, Gölköy Mahallesinde bulunan yerlerinin durumunu denetim emeliyle yere gitmek istediler. Ben de kendilerine eşlik ettim. Bülent Beyefendi kendi toprağına geçmek isterken çabucak bu yerin yanında bulunan Çağdaş Holding’e ilişkin yerde çalışan birkaç kişi üzerimize hakikat gelmeye başladı.
Hatta arabayı park ettiğimiz yerde bizim aracımızın ardına da çıkmamamız için araç çektiler. Bu sırada bir yahut iki kişi müsaadesiz görüntü çekmeye başladı. Oya hanım manzara vermemek için elini kaldırdığında telefon yere düştü. İmajın silinmesi gerektiğini söyleyerek mahzur olmaya devam ettiğimde ise şahıslardan biri yüzüme hakikat atak yaptı, kolumu tuttu. Olay çıkacağını iddia ettiğim için Oya hanım ve Bülent beyefendisi alarak olay yerinden ayrıldık.”