Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Malazgirt, maziden atiye kurduğumuz köprünün başlangıcındaki en değerli taşıyıcı sütundur. Bugün 950. yıl dönümüne ulaştığımız Malazgirt Zaferi’nin bininci yılı olan 2071’i de bu köprünün öbür tarafındaki ikinci büyük ayağı haline dönüştürmek istiyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Ulusal Park Alanı’nda düzenlenen Malazgirt Zaferi’nin 950. yıl dönümü kutlama programında konuştu.
Erdoğan, Anadolu’yu ebedi yurt haline getiren Malazgirt Zaferi’nin 950. yıl dönümünde Sultan Alparslan’dan başlayarak tüm kahramanları, şehitleri, gazileri rahmetle yad etti.
Van Gölü kıyısında inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden gençlik kampına, millet bahçesine kadar kaç yatırımlarla bölgeyi tarihi ehemmiyetine yakışır yapıtlara kavuşturduklarını belirten Erdoğan, “Gençlerimize miras bırakacağımız bu yapıtları ebedi vatanımız Anadolu’ya vurduğumuz mühürleri yine hatırladığımız, canlandırdığımız semboller olarak görüyoruz.” diye konuştu.
Bugün de Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümü vesilesiyle fetih programında olduklarını tabir eden Erdoğan, “Malazgirt için Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası tarifi yapılır. Evet, Türk tarihinin Malazgirt’ten evvel ve Malazgirt’ten sonra olarak tasnif edildiği yer işte tam da burasıdır. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt Zaferi’nin de gerisinde çok büyük emek, uğraş, fedakarlık vardır.” tabirlerini kullandı.
“Çağrı Beyefendi keşif niyetli akınları tamamlayıp ülkesine döndüğünde aslında fethin birinci muştusunu de vermişti. Bu hayali gerçeğe dönüştüren ise oğlu Sultan Alparslan oldu. Natürel tarihimizin her periyodunda olduğu üzere o yıllardan da milletimizi bölmeyi, devletimizi yıkmayı hedefleyen iç ve dış akınlarla karşı karşıyaydık. Sultan Alparslan bir taraftan İslam dünyasını Selçuklulara karşı kışkırtan Fatımilerle, öbür taraftan haçlı ruhuyla Müslümanlara saldıran Bizansla birebir anda uğraş ediyordu. Buna karşın Sultan Alparslan’ın hükümdarlığı devri devlette nizamın, halkta memnuniyetin tepeye ulaştığı bir dönem olarak tarihe nakşolmuştur.”
Fethettiği her yerde ecdadın estetik anlayışının en hoş örneklerini sergileyen bir imar hareketi başlatan Sultan Alparslan’ın bu geniş coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi uğraş gösterdiğini belirten Erdoğan, devletinin sonlarını bir taraftan Hazar kıyılarına öbür taraftan Akdeniz kıyılarına kadar genişleten Sultan Alparslan’ın Mısır seferine çıkarken yolu üzerindeki Malazgirt kalesini aldığını, Diyarbakır ve Urfa üzerinden Halep’e kadar ulaştığını anlattı.
Bizans İmparatoru’nun ise büyük bir ordu ile Selçuklu ilerleyişini durdurmak için yola çıktığını aktaran Erdoğan, Türklerin elinde bulunan Malazgirt kalesini zapt eden ve halkın tamamını kılıçtan geçiren Bizans ordusunun sergilediği vahşeti haber alan Sultan Alparslan’ın istikametini Ahlat Malazgirt’e çevirdiğini ve evvel sulh yolunu deneyerek Bizans İmparatoru’na bir elçi gönderdiğini lisana getirdi.
Selçuklu elçisiyle İmparator ortasında geçen diyaloğu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“İmparator, ordusunun büyüklüğüyle gururlanan bir ruh haliyle Selçuklu elçisine ‘İsfahan mı daha hoş yoksa Hemedan mı’ diye sorar. Elçinin yanıtını beklemeden de ‘Hemedan’ın soğuk olduğunu duydum, hayvanlarımız orada kışlar, biz de İsfahan’da kışlarız’ diye konuşmasına devam eder. Selçuklu elçisi ‘Evet hayvanlarınız Hemedan’da kışlar lakin sizin nerede kışlayacağınızı bilemem’ deyince imparatorun hızı asılır. Natürel sulh mümkün olmayınca savaş kaçınılmaz hale gelir. Malazgirt ovasında bugün, 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan meydan savaşında Bizans büyük bir bozguna uğrarken Büyük Selçuklu Devleti tarihin en ulu zaferlerinden birini kazanmıştır. Bu zaferin akabinde Malazgirt ovasından başlayıp Ege ve Marmara kıyılarına kadar ilerleyen Türk obaları adım adım bu toprakları vatan haline dönüştürmüştür.”
“Esenlik yurdu haline getirmenin çabasını veriyoruz”
Anadolu’da kısa müddette teşkilatlanan beylikler vaktinde inşa edilen mescitler, medreseler, kütüphaneler, çeşmeler, köprüler, çarşılar, hanlar ve kervansarayların bu toprakları yepisyeni bir çehreye büründürdüğüne işaret eden Erdoğan, “Her vakit dediğimiz üzere bizim medeniyetimiz kökü sevgiye, müsamahaya, hakka, adalete dayalı bir fetih medeniyetidir. Tarih, fethettiğimiz bütün beldelerde inancı, huzuru, müsamahayı ve refahı hakim kılmak için milletçe verdiğimiz büyük gayretlerin şahididir. Bugün de ecdadımızdan aldığımız ilhamla kendi vatanımızı ve bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri eman ve iyilik yurdu haline getirmenin çabasını veriyoruz.” sözlerini kullandı.
Malazgirt’in tarihin tozlu raflarındaki sıradan bir zafer olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Malazgirt, maziden atiye kurduğumuz köprünün başlangıcındaki en kıymetli taşıyıcı sütundur. Bugün 950. yıl dönümüne ulaştığımız Malazgirt Zaferi’nin bininci yılı olan 2071’i de bu köprünün öteki tarafındaki ikinci büyük ayağı haline dönüştürmek istiyoruz. Bu iki taşıyıcı sütun ortasındaki kemerin her bir tuğlası alın teriyle, kanla, canla, azimle verilen çabayla döşenmiştir.” dedi.
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ferdi Türkten
