Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülnara Heydarova, çoklukla 5 yaşından küçük çocukları etkileyen ve epeyce bulaşıcı olan El-Ayak-Ağız hastalığına (EAAH) dikkat çekerek oyun parkı ve havuzlar konusunda ihtarlarda bulundu.
Hastalığın temas, havayolu ve su yutma üzere birçok formda bulaşabildiğine dikkat çeken Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülnara Heydarova, “Hastalık genellikle yaz ve sonbahar aylarında görülür. Hastalığın bulaşması, virüsü almış şahısların tükürük, salya, serum, ciltteki kabarcıkların içindeki sıvı yahut dışkı teması ile olur. Hastalığın birinci haftası en fazla bulaş oranına sahip vakit dilimidir. Bazen semptomlar ortadan kalksa bile günler yahut haftalar boyunca bulaş mühleti uzayabilir” dedi.
“AĞZIN GERİSİNDE KÜÇÜK KIRMIZI LEKELER OLARAK BAŞLAR”
Hastalığın çoklukla 3 ila 7 günlük bir kuluçka devri olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Heydarova, “Sonrasında ateş (24-48 saat sürer ve ekseriyetle birinci semptomdur), iştahsızlık, boğaz ağrısı, halsizlik ile başlar. Ateş başladıktan 1-2 gün sonra, ağız içinde herpangina denilen ağrılı yaralar gelişebilir. Ekseriyetle ağzın gerisinde küçük kırmızı lekeler olarak başlar, su toplayarak ağrılı hale gelir. Avuç içlerinde ve ayak tabanlarında da bir yahut iki gün boyunca, kırmızı lekeler, bazen de kabarcıklar halinde deri döküntüleri gelişebilir. Döküntüler dizlerde, dirseklerde, kalça yahut küçük çocuklarda bilhassa genital bölgede de görülebilir” diye konuştu.
“EL VE AYAK TIRNAĞI KAYBI BİLDİRİLDİ”
Uzm. Dr. Heydarova, şöyle devam etti:
“Çoğu çocuk hastalığı hafif geçirir yahut hiç semptomları olmaz. Ancak az sayıda hadisede daha şiddetli, ensefalit (beyin iltihabı) yahut polio gibisi felç, viral yahut aseptik menenjit üzere ağır seyredebilir. Bulaş riski hayli fazla. Enfekte bir şahısla yakın temasla, hava yoluyla, bebek bezi değiştirmek üzere enfekte kişinin dışkısıyla temastan sonra, kontamine olmuş objelere ve yüzeylere, temas sonrası ellerin yıkanmadan göze, ağza yahut burna dokunulmasıyla örneğin oyun parklarında çocukların birebir objelere dokunması, teması ile yüzme havuzlarındaki üzere sakin suların yutulmasıyla bulaşıcılık mümkün. El, ayak ve ağız hastalığından sonra birkaç hafta içinde, çoğunlukla çocuklarda ortaya çıkan el ve ayak tırnağı kaybı bildirilmiştir. İncelenen olaylarda tırnak kaybının süreksiz olduğu ve tırnakların tedavi gerektirmeden tekrar geldiği görülmüştür” değerlendirmesinde bulundu.
“KESİNLİKLE ASPİRİN KULLANMAYIN”
Bir uzmana müracaattan ilaç kullanımının hayli riskli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Heydarova, “Tedavide direk aktif bir antiviral casus yoktur. Antipiretik analjezikler kullanılabilir. El-Ayak-Ağız Hastalığında katiyen Aspirin kullanılmamalıdır. Ağızdaki yaraların bakımı için lokal uygulamalar, ağız spreyleri, vitamin ve eser element (çinko) takviyesi verilebilir. Deri lezyonlarının bakımında serum fizyolojik ile yapılacak bakım birden fazla sefer kafidir. Ek bakteriyel bir enfeksiyon yoksa antibiyotik verilmemelidir” dedi.
EL HİJYENİ ÇOK KIYMETLİ
El hijyeninin kıymetine değinen Uzm. Dr. Heydarova, “El, ayak ve ağız hastalığına neden olan virüslere karşı hala bir aşı bulunmamaktadır. El yıkama alışkanlığının çocuklara kazandırılması değerlidir. El yıkamak en değerli hami uygulamadır. Oyuncakların ve çocukların bulunduğu ortamların paklığı ehemmiyet taşır. Virüs çok fazla sağlam olmadığı için sabunla dahi etkisiz hale gelebilmektedir. Hasta çocukların bilhassa ateşli olduğu periyotlardaki izolasyonu, hastalığın bulaşıcı riskini önemli manada etkilemektedir” tabirlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
