103 emekli amiralin açıklamasını “muhtıra” olarak değerlendiren MHP Genel Devlet Bahçeli’nin, görevdeki generallere mektup yazdığı ortaya çıktı. 2004 yılında görevi başındaki 313 generale gönderilen 17 sayfalık mektupta, ‘Gelişmeler endişe verici. İktidarı uyarın’ ifadeleri yer aldı.
İşte Hürriyet gazetesinde “313 generale ‘Uyarı yap’ mektubu” başlığıyla 2 Ağustos 2004 yılında yayımlanan o haberi
“Türkiye’de ilk kez bir parti (MHP), başta Genelkurmay Başkanı, 313 generale “siyasi iktidarı uyarmaları” için mektup yazdı.
DEP’lilerin cezaevinden salıverilmelerinden 4 gün sonra, MHP tarafından tüm generallere, ‘Gelişmeler endişe verici. İktidarı uyarın’ mektubu gönderildi. Siyasi çevrelerde şaşkınlık yaratan mektupta MHP Lideri Bahçeli’nin 17 sayfalık ‘Tarihi Görev Çağrısı’ da yeraldı.
MHP Genel Merkezi’nin, AKP’nin uyarılması amacıyla başta, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde görevli 313 generalin tümüne birer mektup gönderdiği ortaya çıktı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır imzasıyla 13 Haziran 2004’te, yani DEP eski milletvekillerinin cezaevinden salıverilmelerinden 4 gün sonra gönderilen ve siyasi çevrelerde şaşkınlık yaratan mektupta şöyle denildi:
‘Sayın Generalim, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli, ‘endişe verici son gelişmeler’ üzerine bir değerlendirme yapmıştır. Bir tarihi görev olarak, toplumun tüm kurum ve kesimlerinin, ‘azami sorumluluk anlayışı ve sağduyu ile hareket etmeleri gerektiğini’ bu yönde siyasi iktidarın uyarılmasını ifade eden açıklama metnini bilgilerinize saygılarımla sunuyorum. Mehmet Şandır. Milliyetçi Hareket Partisi Basın ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı.’ Şandır’ın bu mektubuna ilave olarak, ‘Tarihi görev çağrısı’ başlıklı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli imzalı 17 sayfalık yazı gönderildi. 17 sayfalık yazıda özetle şöyle denildi:
Son günlerde yaşanan gelişmeler Türkiye’nin milli birliğini ve bütünlüğünü hedef alan bazı çevrelerin ülkeyi tehlikeli bir gerginlik ortamına sürüklemek istediklerini göstermektedir. İhanet provaları ve nümayişlerle yeni tahrikler için zemin arayışına girilmiştir…
AKP Hükümetinin içine düştüğü teslimiyet ve aczden güç ve cesaret alan bu iç ve dış tahriklerin iç bünyemizi kemirmesine ve Türkiye’nin ufkunun karartılmasına asla izin verilmemelidir…
AKP iktidarı kendisiyle birlikte Türkiye’yi de bir felakete sürükleyecek bu tehlikeli yolda ısrar ederse bu durumun çok ağır olacak vebalini tarih önünde taşımak durumunda kalacak ve mahşeri vicdanına mahkum olacaktır. Bölücü terör örgütüne yardım ve yataklıktan mahkum olan ve PKK bağlantılı faaliyetleri nedeniyle kapatılan bir siyasi partiye mensup eski milletvekillerinin tahliyesi, yeni tahriklerin sahneye konulması için siyasi bir gövde gösterisine dönüştürülmüştür…
PKK’nın siyasallaşması hedefinin adım adım gerçekleştirilmesini, Türkiye politikasının merkezi haline getiren AB, bu mahkumların serbest bırakılması için bugüne kadar her türlü zorlamayı yapmış, her yola tevessül etmiştir… AKP, bu süreçte kendisine verilen görevi büyük bir sadakatle ifa etmiştir. İlk adım olarak AB İnsah Hakları Mahkemesi’ni Türk milli hukuk sisteminin üzerinde yüksek temyiz mahkemesi haline getirmiştir…
Ne hazindir ki basınımızın bir bölümüde bu koroya katılmıştır… AB’nin himayesi ve vesayeti altında Türkiye’de yeni tahrik ve nifak tohumlarını atılmasında yeni bir zemin kazanılmıştır. AB’ye her bakımdan teslim olan AKP iktidarı ne acıdır ki Türkiye’yi AB birliğine taşımakta bölücü heveslere umut bağlamış, bundan medet umar hale düşmüştür.
‘Herkes haddini bilmeli…’
AKP iktidarına bu konuda hakim olan anlayış, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi çok zor günlerin beklediğinin habercisidir. Bölücü terörün, Türkiye’nin AB üyelik sürecini kendi siyasi hedeflerine hizmet edecek bir araç olarak gördüğü, ve siyasi stratejisinin AB’nin Türkiye’den talepleriyle örtüştüğü, kimsenin inkar edemeyeceği gerçeklerdir… Herkes haddini bilmeli, rüzgar ekenin fırtına biçeceğini aklından hiç çıkarmamalıdır. Bu vatan sahipsiz değildir…