2015 yılında IŞİD’in Kobane’ye oyuncak götürmek isteyen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine düzenlediği 33 kişinin öldüğü, 104 kişinin de yaralandığı Suruç katliamı davasının 20’nci duruşması Şanlıurfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görüldü. Duruşmasında bütün talepleri reddedilen dava avukatları, evraktaki eksiklikler giderilmeden çabukla karar alınmaya çalışılmasına reaksiyon gösterdi, kovuşturmanın genişletilmesini istedi. Şanlıurfa Baro Lideri Mehmet Velat İzol, duruşmada periyodun başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun o süreci hatırlatan beyanlarına değinerek “Bu nedenle Davutoğlu’nun dinlenmesini talep ediyoruz. Davutoğlu o periyotta başbakandı ve o periyoda dair bildiklerini söylüyor. Şahit olarak dinlemesi gerekir. Neden dinlenmesi için bir karar çıkmıyor?” diye sordu.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek emeliyle Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir ortaya gelen gençlere yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba atağında 33 genç hayatını yitirmişti. Hücuma ait açılan davanın 20’nci duruşması Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görüldü.
103 kişinin hayatını yitirdiği Ankara katliamının da sanığı olan, dava evrakının tek tutuklusu ve bugüne dek mahkeme salonuna getirilmeyen Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Gazete Karınca’da yer alan habere nazaran, Mahkeme heyeti İçişleri Bakanlığı’nın “Sultanahmet ve Suruç taarruzlarının patlayıcılarını temin eden IŞİD’li terörist yakalandı” dediği Azzo Halaf Süleyman el Aggal’ın 19’uncu duruşmada evraka eklenen tabirlerini okudu.
İfadeyi duruşmada öğrendiler
Akabinde kelam alan avukat Sezin Uçar, El Aggal hakkında yargılama yapılmasından okunan tutanak sayesinde haberdar olduklarını söyledi. El Aggal’ın yargılandığı belgenin Suruç Katliamı davasına eklenmesi gerektiğini belirten Uçar, El Aggal ve Yakup Şahin’in mahkeme huzurunda dinlenilmesini talep etti. Uçar, “Bu davaya gelen birçok evrak Ankara Gar Katliamından geldi. Bunun için Ankara Gar Katliamına giren evrakları incelemek istiyoruz” dedi.
Dava evrakında yalnızca 3 kişinin yargılandığını kelamlarına ekleyen Uçar, “Fakat elimizde yalnızca bir tane sanık var. O da daima SEGBİS üzerinden davaya katılıyor. Güya bu katliamı yalnızca Yakup Şahin gerçekleştirmiş üzere bir algı var. Daha araştırmalar yapılmadan, olay aydınlatılmadan mütalaa açıklandı” halinde konuşu.
HTS kayıtları neden evrakta yok
Avukat Serdil İzol ise İlhami Bali’nin bir çok katliamının buyruğunu veren kişi olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
“Deniz Büyükçelebi hakkında 20 den fazla açılan soruşturma var. Abdurrahman Alagöz (canlı bomba) ve bir çok kişinin telefonları dinlenmiş. Alagöz’ün kardeşlerinin telefonu dinlenmiş ancak bizde bir HTS kaydı yok. Kiminle konuştuğu ile ilgili bir tespit yok. Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali’nin eşlerine Suruç ve Ankara ile ilgili tek soru sorulmadı. Olay yerinde manzara çekerken yakalanan Ömer Aslan çelişkili sözlerde bulundu. Buna karşın sanık olarak evraka eklenmedi. Süleyman El Aggal dinlenmeli. El Aggal ile ilgili her evrakın evraka eklenmesini ve bu belgede sanık olarak dinlenmesini istiyoruz.”
“Davutoğlu mahkemede dinlenmeli”
Akabinde kelam alan Urfa Baro Lideri Mehmet Velat İzol, savcının çabuk bir biçimde karar vererek katliamın üstünü kapatmaya çalıştığını vurguladı. Devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun o süreci hatırlatan beyanlarına değinen İzol, “Bu nedenle Davutoğlu’nun dinlenmesini talep ediyoruz. Davutoğlu o periyotta başbakandı ve o periyoda dair bildiklerini söylüyor. Şahit olarak dinlemesi gerekir. Neden dinlenmesi için bir karar çıkmıyor?” diye sordu.
Avukatların bütün talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedilirken argüman makamı da bir evvelki duruşmada sunduğu mütalaasını tekrarladı. Akabinde Suruç katliamında yaralı olarak kurtulanlar ve hayatını yitirenlerin yakınları mütalaaya karşı savunma yaptı.