HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, iktidarın “Kürt sorunu yoktur” tavrına karşı sitem etti. “Bu kadar akli bir duruşla davet ediyoruz. Bir şey yoksa niçin aksini ispat etmeye çalışıyorsunuz?” diyen Beştaş, “Şu an Kürt siyasetçiler yıllardır rehin tutuluyor. 4 Kasım yaklaşıyor öncesinde de sonrasında da operasyonlarla binlerce Kürt siyasetçisi cezaevlerinde rehin tutuluyor fakat Kürt sorunu yok diyorlar. İnsanların doğduğu topraklarda aç ve işsiz kalması için can atanlar sorunu çözdük diyorlar. Bir sorunun farkında olmayanlar, fark etmeden tarihin çöplüğüne gitti. Türkiye’deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tavır belirleyici oluyor” sözlerini kullandı.
TIKLAYIN – Erdoğan: “Yok Kürt problemini çözmektir, yok şudur, yok budur… ” Türkiye’de bu türlü bir sorun yok
Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemde ait şu değerlendirmelerde bulundu:
“Madem ‘Kürt sorunu yok’ diyorsunuz o vakit neyi konuşuyorsunuz?”
Öbür bir problem; Kürt sıkıntısı. Biliyorsunuz, Meclis açılalı bir hafta oldu. Bu bir hafta içinde de 2-3 seferdir “Kürt sorunu yoktur” diye inkâr ile karşı karşıyayız. Garip, “herkes tahlil iradesi Meclis’tir” dediği için iktidardan panikle, garip bir hezeyanla Meclis’te peşpeşe inkar açıklamaları yapılıyor. Olmadığını argüman ettikleri sorun hakkında konuşmaktan lisanlarında tüy bitti. Madem “Kürt sorunu yok” diyorsunuz, o vakit neyi konuşuyorsunuz? O vakit neden nefes tüketiyorsunuz. Bir sorunun olmadığını kanıtlamaya çalışmak o sıkıntının varlığını kabul etmek manasına geliyor. Bu kadar akli bir duruşla davet ediyoruz. Bir şey yoksa niçin aksini ispat etmeye çalışıyorsunuz? Hoş meşhur bir kıssa var. Vaktinde bir Kürt heyeti, Mısır’da bir devlet yetkilisini ziyaret ediyor. Bunu duyan Türk Büyükelçisi büyük bir şok içinde yöneticinin makamını basıyor ve “destursuz bir biçimde içeri dalıyor ve Kürtlerle görüşemezsiniz” diyor. Şaşıran Mısırlı yetkili pek sakin bir biçimde soruyor, “sizin ülkede Kürt var mı” diyor “tabi ki yok” diyor büyükelçi karşılık olarak. “Peki lisanları var mı konuşabiliyorlar mı TV’lerde yer alıyorlar mı” diye soruyor, “hayır tabi ki yok” diye karşılık veriyor. Yönetici çok açık bir biçimde söz ediyor; “madem Kürt yok, lisanı yok siz o vakit neye itiraz ediyorsunuz?” Artık de tıpkı durumla karşı karşıyayız. “Sorun yok, sanal bir sorundur” diyenler kendilerini helak ettiler. Tabi ki onlara üzülmüyoruz.
“Kürt inkârı çok sistematik bir hal almaya başladı”
İnkâr, çok sistematik bir hal almaya başladı. Sorun çok önemli olduğu için trajikomik, mizaha mevzu olabilecek örnekleri vermekten bilhassa kaçınıyorum fakat açıkçası; sarı, kırmızı, yeşil olduğu için trafik ışıklarını bile neredeyse yasaklayacak bir mentaliteyi öncelikle ciddiyete davet ediyoruz. Bu ciddiyetle sorunun çözülmesi gerektiğini kıymetle tabir ediyoruz. Kürt sıkıntısı tarihi bir problemdir. Ve bu önemli olmayanları, halk ciddiye almayacaktır. Bunu hiçbir vakit unutmasınlar. İnkar siyaseti yürütenler unutulucaklar fakat Kürt sorunu çözülecek ve Türkiye demokratikleşecek. Bunu biz de bir kere daha söz edelim. Toplumu bölerek ülkeyi küçültüyorlar, parçalayarak güçsüz kılıyorlar, saplantı ve komplolarla demokrasiyi yerle yeksan ediyorlar, sonra da kalkıp “Kürt sorunu kalmadı” diyorlar. Önemli olun! Japonya’da açılan Kürtçe kurs için Dışişlerini devreye sokarak iptali için müracaat yapanlar “sorun yok” diyorlar. Dünyanın öbür ucunda, Kürtçe kurs açılmış, Dışişleri Bakanlığı’nın öteki işi gücü yok, bu kursu iptal ettirmek için devreye giriyor. Artık de çıkmış “sorun yok” diyorlar. Sorun yoksa ne işiniz var Japonya’da, niçin Kürt lisanı ile uğraşıyorsunuz. Bunu sormak istiyorum ve önemli olun diyorum. Ehmedê Xanî’nin Doğubayazıt’ta anıtını yıktılar, Mir Celadet Bedirxan’ın Siirt’te kütüphanesini kaldırdılar, İtalyan oyun Dario Fo’nun Kürtçe oyununu yasakladılar. Artık bu yasaklayanlar sorun yok diyor.
“Binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerinde rehin tutuluyor lakin Kürt sorunu yok diyorlar”
Osman Şiban ve Servet Turgutu helikopterden atanlar sorun yok diyorlar. Bunların hiçbiri sorun değil. Şu an Kürt siyasetçiler yıllardır rehin tutuluyor. 4 Kasım yaklaşıyor öncesinde de sonrasında da operasyonlarla binlerce Kürt siyasetçisi cezaevlerinde rehin tutuluyor lakin Kürt sorunu yok diyorlar. İnsanların doğduğu topraklarda aç ve işsiz kalması için can atanlar sorunu çözdük diyorlar. Bir sorunun farkında olmayanlar, fark etmeden tarihin çöplüğüne gitti. Türkiye’deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tavır belirleyici oluyor. Başta da söylemiştim, ciddiyetsiz yaklaşanlar, en ciddiyetsiz halde hafızalarda kaybolup gittiler, sizin de gideceğiniz yer orasıdır. Unutulacaksınız! Öbür bir seçeneğiniz yok. Bu iktidarı Kürt meselesini ciddiye alan tahlil iradesi gösteren, Türkiye’nin demokratikleşmesini savunanlar devralacak.
“90’ların iş insanlarını maksat yapanları unutmadık”
Şunu da söyleyeyim; işyerleri, esnaflar maksat yapılıyor en son kebapçılar maksat yapıldı. Sorun çok önemli olduğu için mizahi bir kıymetlendirme yapmaktan bilhassa kaçınıyorum; lakin 90’ların iş dünyasını, iş insanlarını gaye yapanları unutmadık. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Bu bahis daha çok tartışılacak.
“İnkar edilen yalnızca Kürt sıkıntısı değildir”
Bugün aslında inkar edilen yalnızca Kürt sorunu değildir. Alevilerin, gençlerin, bayanların problemleri da inkar ediliyor. Türkiye’nin demokrasi meselesidir bu. Bu sebeple Kürt sıkıntısının inkarının muhatabı yalnızca Kürtler değildir, 84 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Bizler HDP olarak bu şuurda Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt probleminin tahlilini temel alıyoruz. Partimizin bileşenleri ve üzerinde yükseldiği taban açısından bu sorunun hem taraflarından biridir hem de sorunun tahliline ait en birikimli ve donanımlı partilerin başında gelmektedir. Bu bize ağır bir tarihi sorumluluk yüklüyor hem de Türkiye halklarının geleceği için tahlilin acil ve ertelenemez bir misyon olduğunu da önümüze koyuyor.
TIKLAYIN – Kemal Kılıçdaroğlu: Kürt problemini HDP ile çözebiliriz
TIKLAYIN – HDP’li Sezai Temelli’den Kılıçdaroğlu’na “Kürt sorunu” karşılığı: Tahlilin adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır
TIKLAYIN – Demirtaş’tan Kürt sorunu tartışmalarına ait açıklama: HDP muhataptır, tahlilin adresi TBMM’dir
TIKLAYIN – Bahçeli: Türkiye’de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur; ısrarla dayatıp argüman eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir
TIKLAYIN – Ali Babacan: Kürt sıkıntısı vardır; Bağlar’da, Şemdinli’de, Cizre’de sokakta gezemeyenler bunu bilemez
TIKLAYIN – Erdoğan: ‘Kürt sorunu’ denilen sıkıntıyı çözdük, istismar etmek isteyenlerin maskelerini düşüreceğiz
