KAHRAMANMARAŞ (DHA) – KAHRAMANMARAŞ’ta dizindeki makûs huylu tümör nedeniyle sağ bacağı diz altından kesilme riski bulunan Hüseyin Sarı (25), Ankara‘da ‘uzuv gözetici cerrahi yöntem’ ile yapılan ameliyatla kemik kanserini yendi. Her yıl denetim gayesiyle hastaneye gelen Sarı, ‘Doktorlar bacağımın kesilme ihtimalini olduğunu söyledi. Ankara’da hekimim ameliyat etti, onun sayesinde sıhhat durumum pek iyi’ dedi.
Kahramanmaraş‘ta yaşayan Hasibe ve Mehmet Sarı çiftinin 4 çocuğundan biri olan Hüseyin Sarı’ya, 6 yıl evvel makûs huylu tümör nedeniyle kemik kanseri teşhisi konuldu. Kahramanmaraş’taki hastanede sağ bacağının diz altından kesilme ihtimalinin bulunduğu belirtilerek, Sarı’ya Ankara’da tedavi olması önerildi. Bunun üzerine aile yaptığı araştırma sonucu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Nedim Aytekin’e ulaştı. Ankara’ya gelen Hüseyin Sarı, tabibinin gerçekleştirdiği 3 saat süren ‘uzuv hami cerrahi yöntem’ ameliyatı ve kemoterapi ile kemik kanserini yendi. 1 yıllık tedavi sürecinin akabinde sıhhatine kavuşan Sarı, 5 yıldır Ankara’ya gelerek denetimlerini yaptırıyor.
‘KENDİMİ DAHA GÜZEL HİSSEDİYORUM’
Geceleri uykudan uyandıran şiddet diz ağrısıyla hastaneye başvurduğunu söyleyen Hüseyin Sarı, ‘Kahramanmaraş’ta bir hastaneye başvurdum. Orada birinci teşhis konuldu. Oradaki tabipler bacağımın kesilme ihtimalini olduğunu söyledi. Hekimler Ankara’ya gidip tedavi olmamı önerdi. Ailemle birlikte araştırdık. Araştırmalarımız sonucunda Doç. Dr. Mahmut Nedim Aytekin’e ulaştık. Tabibim ameliyat etti, onun sayesinde sıhhat durumum pek güzel. Ayağa kalkmam 1 yıllık süreçte oldu. Şu anda çok şükür düzgünüm. Kendimi daha uygun hissediyorum. Benim üzere kanser hastalarına şunu söylemek istiyorum; umutlarını kesmesinler. Bende araştırarak hekimimi buldum, şu anda çok şükür iyiyim’ diye konuştu.
‘CERRAHİ MÜDAHALENİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ’
Medicana International Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Nedim Aytekin, erken tanıya ulaşmanın hastanın tedavisinde çok değerli rol oynadığını söyledi. 1 yıllık tedavi sürecinin akabinde hastanın sıhhatine kavuştuğunu tabir eden Aytekin, ‘Hastamızın tedavi sürecini muvaffakiyetle tamamlamış olduğumuz için hem hayatını hem de uzvunu kurtarmış olduk. Bu sayede hayatına kendi bacağıyla devam etmiş oldu. Kemik kanserlerinin tedavisinde cerrahi müdahalenin rolü çok kıymetlidir. Uygun cerrahi ve kemoterapinin bazen de radyoterapinin rolü çok değerli. Bu tedavileri uygun ve erken yapabilirsek, hastanın hayatını kurtarma bahtımız epey yükseliyor. Lakin geç kalındığı ve yanlış tedaviler yapıldığı vakit maalesef berbat sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Evvelce bacağı keserek tedavi etme metotları varken, artık günümüz tıp teknolojisinde uzuv hami cerrahi dediğimiz yollarla hastanın hem kanserli bölgeden kurtarıyoruz hem de uzvunu kurtarmış oluyoruz’ dedi.
‘KEMİK AĞRILARINI ÖNEMSEMEK GEREKİYOR’
Doç. Dr. Aytekin, kemik tümörlerinin epeyce ender görülen hastalıklar olduğunu kaydederek, ‘Kemik kanserleri 10 ile 20 yaş ortasında sıkça görülüyor. Ekseriyetle bu yaşlarda görülen ağrılarda da daima ‘büyüme ağrısı’ olarak değerlendirildiği için geç kalınma olabiliyor. Bazen de çok şiddetli olmayan ağrılarla da hastalar başvurabiliyor. Münasebetiyle benim burada hem halkımız hem de meslektaşlarıma vermek istediğim bildiri; bu cins ağrıları atlamamak erken teşhise ulaşmak için kesinlikle bu bahisle ilgilenen uzmanla muayene edilmesi gerekmektedir. Kemik ağrılarını önemsemek gerekiyor. Bu hastalarımızın uygun doktorlara yönlendirilmesi gerekiyor. Hüseyin şu anda çok uygun. Olağan hayatına devam ediyor. Hastalığı atlatalı 7 yıl oldu, rastgele bir tedavi almıyor. Yalnızca senede bir defa denetime geliyor? sözlerini kullandı.
