Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık gençlerin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite imtihanına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü bir sistem kurulması gerektiğini belirterek “Bir yanda üniversite imtihanı peşinde vakit kaybeden gençlerin öbür yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu tabloyu hızla değiştirmemiz kural.” dedi.
“Rahmetli Cem Karaca’nın, ‘İşçisin sen personel kal’ müziğinde lisana getirdiği ruh haliyle Anadolu’daki evlatlarımızın önünü tekrar kesmek isteyenlere müsaade vermeyeceğiz.” diyen Erdoğan, tam aksine, tüm kentlerin, tüm gençlerin kendileri ve ülkeleri için yapacakları her çalışmaya, geliştirecekleri her projeye, her teşebbüse dayanak olmayı sürdüreceklerini vurguladı. Erdoğan, Türkiye’nin insan kaynağını zenginleştirmek ve böylelikle rekabet gücünü artırmak için yatırımlara devam edeceklerinin altını çizdi.
“Doktoralı insan kaynağımız hala amaçlarımızın çok gerisinde”
Üniversitelerin kalite odaklı gelişimini temin ederek mezunların global seviyede yeterlilik sahibi olmalarını amaçlayan bu heyetin, dünyadaki misal yapılarla da kapsamlı iş birlikleri geliştirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar 58 yüksek öğretim kurumunda izleme faaliyeti gerçekleştiren, hala 69 üniversitemizde çeşitli safhalarda çalışma yürüten konseyimizin, kalite garantisi kültürünün oluşumuna kıymetli katkı sağladığına inanıyorum. Bir öbür kıymetli projemiz, yüksek öğretimde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma mevzusudur. Bu çerçevede, 11 asıl ve 5 aday üniversitemiz ‘araştırma üniversitesi’, 15 üniversitemiz ‘bölgesel kalkınma odaklı üniversite’ olarak belirlenmiştir. Ayrıyeten tematik ve mesleksel yüklü üniversitelerle ilgili de çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemizin muhtaçlık duyduğu alanlarda 5 binin üzerinde nitelikli insan kaynağı oluşturmak için başlatılan YÖK Doktora Projesi de pek verimli olmuştur. Buna karşın doktoralı insan kaynağımızın hala amaçlarımızın çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Eğitim kalitesiyle memleketler arası yayın sayısını artırmak, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısını azaltmak için doktora mezunu sayısını daha da yükseltilmemiz gerekiyor. Birebir formda ileri teknolojiye dayalı eserler üreterek, iktisada daha çok katkı yapılabilmemiz için de doktora mezunu sayısını artırmaya gereksinimimiz bulunuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alandaki açığın kapatılması için yüksek öğretim yöneticilerinden daha fazla çaba göstermelerini beklediğini lisana getirdi.
Erdoğan, özel müfredatla ve özel hocalarla üstün nitelikli bilim insanları yetiştirmek için “YÖK Muvaffakiyet Bursu” ile öğrencileri desteklediklerini, üniversitelerde hayata geçirmeye başladıkları “Genç Ofis Projesi” ile de gençlerin toplumsal ve beşeri taraflarını güçlendirmelerine katkı sunduklarını anlattı.
Salgının da tesiriyle üniversitelerde dijitalleşmeye sürat verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl taban puanı düşürerek daha fazla sayıdaki gencin üniversite programlarına yerleşmesini temin ettiklerini söyledi. Bununla da kalmadıklarını, ek yerleştirme imkanı sağladıklarını belirten Erdoğan, “Gençlerimizin önümüzdeki haftalarda bu fırsatı da değerlendireceklerine inanıyorum.” dedi.
Son yıllarda atılan bir başka değerli adımın “Geleceğin Meslekleri Projesi” ile ön lisans, lisans ve lisans üstü seviyesindeki programların, yüksek öğretim sistemine kazandırılması olduğunu tabir eden Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Doktora sonrası üniversitelerimizde vazife alacak akademisyen, araştırmacı ve bilim insanlarımız için şeffaf ve liyakat odaklı bir istihdam sistemi getirdik. Mevcut birikimden yararlanmaya devam etmek için emekli öğretim üyelerinin kontratlı olarak vazifelerine devam edebilmelerine imkan sağladık. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında, bilhassa meslek yüksek okullarının organize sanayi bölgesinde açılmasını ve iş yeri eğitimini teşvik ettik. Kabiliyetli öğrenci ve mezunların kamuda yahut özel dalda değerlendirilebilmesi için üniversitelerimizde kurulan Meslek Merkezleri vasıtasıyla değerli uygulamalar başlattık.”
Staj Seferbirliği Programı ile büsbütün objektif koşullarda ve fırsat eşitliği temelinde, yaklaşık 88 bin gence staj teklifi götürdüklerini, bunlardan 44 binden fazla ön lisans ve lisans öğrencisinin, devletin ödediği fiyatla staj yapacağı iş yeri ile irtibatlandırıldığını aktaran Erdoğan, Staj Programı’nın ocak ayında başlayacak 2022 müracaatlarına tüm gençleri davet ettiklerini belirtti.
Erdoğan, mezunlar için yerli ve ulusal yazılımla geliştirilen meslek kapısının, tüm kamu kurumlarının istihdam talepleri için hizmete açıldığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakıf üniversiteleri ile ilgili yeni düzenlemelere giderek, bu alandaki sıkıntıların tahlili yolunda adımlar attık. YÖK bünyesinde yürütülen eğitim programları, meslek yüksek okulları ve eğitim fakülteleriyle ilgili süreçlerden de verimli sonuçlar alındı.” dedi.
“Türkiye, yüksek öğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir”
Erdoğan, üniversite imtihanlarının, Yüksek Öğretime Giriş Sistemi’ndeki arz ve talep uyumsuzluğunun adil bir tahlil yolu olarak kullanıldığını tabir ederek şunları kaydetti:
“Türkiye, son 19 yılda yaptığımız yatırımlar ve ıslahatlar sayesinde, yüksek öğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Artık gençlerimizin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite imtihanına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü bir sistem kurmalıyız. Bir yanda üniversite imtihanı peşinde vakit kaybeden gençlerin, öteki yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu mevcut tabloyu hızla değiştirmemiz kaidedir. Bunun yolu da kamu ve özel bölümü kapsayan iş piyasalarındaki talep ve eğilimleri güzel takip etmekten, müfredatın ve programların bu doğrultuda güncellenmesinden geçiyor. Elbette temel bilimlere ve ileri teknolojiye dayalı araştırma alanlarına özel değer vereceğiz fakat önümüzdeki gerçeklere de gözlerimizi kapatmayacağız.”
Bunun için öncelikle üniversite yerleşkelerinin, toplumdan ve iktisattan kopuk alanlar olmaktan çıkartarak hayatın içinde yerler haline dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, yalnızca devletten gelen bütçeyle bu amaçlara ulaşılamayacağının da açık olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki başarılı örneklere bakıldığında, kendi kabiliyetleri ve altyapılarıyla çok önemli bütçelerle adeta birer özel işletme üzere çalışan üniversite ünitelerinin görüldüğünü, Türkiye’de de yapılması gerekenin bu olduğunu lisana getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim gözümüzde başarılı üniversite yöneticisi, rutin süreçleri yerine getirmenin ötesinde, işte bu tıp büyük sıçramaları yapabilen kişi demektir. Bulunduğu kentin ve ülkenin imkanlarını en gerçek formda kullanarak, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyerek, potansiyelini harekete geçiren üniversitelerimizin, bırakınız Türkiye’yi, global çapta bir marka haline dönüşmesinin önünde hiçbir pürüz göremiyorum. Esasen, global seviyede yaşanan siyasi ve ekonomik dönüşümlerle, iklim değişikliği üzere hayati kıymete sahip gelişmeler, yüksek öğretimde gelecek on yılı hedefleyen güçlü bir vizyon ortaya koymamızı ve bunu kararlılıkla uygulamamızı da zarurî kılıyor. Hem hükümet olarak sağlanacak takviyeler hem de üniversitelerin kendi geliştirecekleri kaynaklarla bu türlü bir vizyonu hayata geçirebileceklerine inanıyorum.”
(Sürecek)
