Yeni Akit müellifi Abdurrahman Dilipak, “ekonomi ve ve adalet” konusunda iktidara ikazlarda bulundu. Dilipak, “Kılıçdaroğlu durup dururken konuşmuyor. Süreç başladı!. Övünmeyi, dövünmeyi bırakalım da, evvel gerçeklerle yüzleşelim, sonra da yapmamız gereken, geç kalmış işlerimizi toplamaya çalışalım ki, bu işin ekonomik, siyasi, toplumsal maliyeti çok daha büyümesin” dedi.
Dilipak, tarihin tekerrür ettiğini ve ibret alınmadığını belirterek “Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki! Fildişi kulelerinde kurguladıkları dünyada yaşayan birileri, biraz da gerçeklerle yüzleşmekten endişelerinden, halkın itimadını istismar ederek, insanlardan kendi fantezilerine inanmalarını bekliyorlar” dedi.
Enflasyon ile faiz ortasında bir istikrarın kurulması gerektiğini yazan Dilipak, “Böyle devirlerde dostlar acı gerçekleri söylemezlerse gerçek dost değillerdir. Evet, hakikat söyleyeni 9 köyden kovarlar. Yeniden de biz gerçek söyleyenlerden olalım, yaşasın 10. köy!” Aslında birinci ihanet edecek olanlar, o “kıral’dan fazla kıralcılar”dır. Brütüs’ler her vakit, her yerde vardır! Bunlar yalnızca siyaset de ya da bürokraside değil, STK, iş dünyası, cemaat yapılarında, her vakit, her ülkede, her toplulukta vardırlar. Onların birçok ya bilgisiz, ya gafil ya da müfsit karakterli, insin şeytanlaşmış şeklidirler.”
“Kılıçdaroğlu durup dururken konuşmuyor” diyen Dilipak, The Economist mecmuasının kapaklarından örnekler vererek şöyle devam etti:
“Adamlar davul çala çala geliyorlar ya hu! İktidar sahiplerine sesleniyorum, sizi muhalefetle oyalıyorlar. Siz onlarla oyalanırken, öbür yerden taarruza uğrayacaksınız. Birileri içeriden dışarıdan, bu kış kartopları atacaklar, o kartopları yuvarlanıp bir çığa dönüştürülmek istendiğinde, işte o vakit yaşatılmak istenilenleri düşünün. Süreç başladı!. Övünmeyi, dövünmeyi bırakalım da, evvel gerçeklerle yüzleşelim, sonra da yapmamız gereken, geç kalmış işlerimizi toplamaya çalışalım ki, bu işin ekonomik, siyasi, toplumsal maliyeti çok daha büyümesin. Ne kadar geç kalırsa bu işin her manada maliyeti o kadar büyük olur. Bu gidiş gidiş değil, kaçtığımızı sandığımız şeye gerçek koşuyoruz. Benden söylemesi. Dost acı söyler”
Yazının tamamını okumak için