Üniversitelerine Melih Bulu‘nun akabinde Naci İnci’nin cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atandığı akabinde kıymetli akademisyen Can Candan’ın yerleşkeye girişinin engellenmesi kararlarının akabinde, öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi güney yerleşkeye direniş çadırı kurdu. 45 öğrencinin gözaltına alındığı aksiyonda, polis sert müdahalede bulundu. Boğaziçi mezunlarından polisin sert müdahalesine reaksiyon gelirken, toplumun tüm bölümlerine dayanışma daveti yapıldı. Mezunlar, “Üniversiteler, fikirlerin özgürce söz edilebildiği ve tartışıldığı alanlardır; güç sahiplerinin buyrukları doğrultusunda zirveden inme bir “düzen” gözetilen hapishaneler değildirler.” dedi.
Boğaziçi üniversitesi müdahil mezunları, “Boğaziçi Üniversitesi, 150 yılı aşan tarihi boyunca, okul içinde oluşabilen tansiyonları her vakit temel hak ve özgürlükleri gözeterek, barışçıl yollarla, müzakere ile çözmek tarafında irade gösterilen bir kurum olmuştur. Kurumumuza antidemokratik, gayrimeşru ve şiddetle dayatılan hiçbir atama ve müdahaleyi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.” sözlerini kullandı.
TIKLAYIN | Gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden 42’si özgür bırakıldı
Mezunların açıklamaları şöyle:
“Boğaziçi Üniversitesi’nde Antidemokratik İdaresi, Polis İşgalini ve Şiddeti Kınıyoruz!
Herkesi Özgür ve Demokratik bir Toplum ve Üniversite için Dayanışmaya Çağırıyoruz
22 Ekim 2021 tarihinde BÜ Güney Kampüsü’nde yaklaşık 10 aydır kurdukları direniş çadırını açmak isteyen öğrenciler, özel güvenlik ünitelerince (ÖGB) engellendi ve darp edildiler. Kayyum rektör, ÖGB’ye verdiği müdahale buyruğuyla yetinmeyip, yerleşkeye otobüslerce kolluk gücü çağırdı. Ardından, çadırın yeri konusunda yürütülen müzakereler sonucunda; temel hak ve özgürlükler yanında, taraflar ortasında varılan uzlaşmayı da ihlâl eden ÖGB ve polis, öğrencilerin oturma aksiyonu ve forum sonrası yapmaya hazırlandıkları basın açıklaması öncesi 45 öğrenciyi hiçbir ihtar yapmadan ve hukuksuzca abluka altına alarak şiddet uyguladı ve darp ederek gözaltına aldı. Silahlı kolluk kuvvetleri, alanda bulunan ve olaylara şahit olan üniversite bileşenlerini metrelerce kovaladı, tehdit etti ve kamusal alanın bileşenlerce kullanımını hukuksuzca engelledi.
Üniversiteler, fikirlerin özgürce tabir edilebildiği ve tartışıldığı alanlardır; güç sahiplerinin buyrukları doğrultusunda doruktan inme bir “düzen” gözetilen hapishaneler değildirler.
“Üniversite yerleşkesi polis işgali altındadır”
Boğaziçi Üniversitesi rektörlük makamını işgal eden kayyumun, 22 Ekim Cuma günü yerleşkede yaşanan olaylar sonrasında yaptığı açıklama gerçekleri çarpıtmakta, kamuoyunu yanıltmakta ve başlı başına cürüm teşkil etmektedir.
Kayyumun tezinin bilakis, üniversite yerleşkesi temel haklarını kullanan öğrencilerin değil, kayyumluğun ve çağırdığı polisin işgali altındadır.
Boğaziçi Üniversitesi, 150 yılı aşan tarihi boyunca, okul içinde oluşabilen tansiyonları her vakit temel hak ve özgürlükleri gözeterek, barışçıl yollarla, müzakere ile çözmek tarafında irade gösterilen bir kurum olmuştur. Kurumumuza antidemokratik, gayrimeşru ve şiddetle dayatılan hiçbir atama ve müdahaleyi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.
Üniversitenin mezunları olarak, yeterli bir kamu üniversitesinin temsil ettiği ve yaşattığı prensip ve kıymetlere sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu unsur ve pahaları korumak için çaba vermekte olan tüm bileşenlerin yanında olduğumuzu bugün bir kere daha tekrar ediyoruz.
Özgür ve demokratik bir toplum ve üniversite için, tüm toplum bölümlerini hukuksuzluklara ve şiddete karşı dayanışmaya çağırıyoruz.”
