Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Angela Merkel‘in basın toplantısına “koalisyon” diyaloğu damga vurdu. Almanya Başbakanı Merkel, başkanlık sisteminin ülkesine uygun olmadığını söyleyince Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman vakit şikayetlerinizi bana aktardınız” tabirlerini kullandı. Diyalog basın toplantısında gülüşmelere neden oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel, ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçti.
Merkel’in Türkiye AB bağlarına de katkı sağladığını söyleyen Erdoğan, “Şansölye Merkel’in devlet ve diplomasi deneyiminin tesirini hissettirdiği bir öbür alan da Türkiye AB münasebetleridir. Türkiye olarak tam üyelik yolunda önümüze çıkan onca zorluğa karşın sayın Merkel’in bu süreçteki müspet katkılarını her vakit takdirle hatırlayacağız. Hakikaten Merkel ile bugün görüşmelerimizde ikili bağlantılarım başta olmak üzere gündemimizdeki sorunları detaylı biçimde ele aldık. Türkiye AB ilgilerinin geliştirilmesine verdiğimiz ehemmiyeti teyit ettik. Gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi, 18 Mart mutabakatını yenilenmesi başta olmak üzer kritik sıkıntılarda beklentilerimizi paylaştık. Doğu Akdeniz, Afganistan, Libya, Suriye’deki gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. İkili ticaret hacminin 50 milyar dolar düzeyine ulaşmasını hedefliyoruz. Almanya’daki Türk toplumu bağlantılarımızın en kıymetli toplumsal tarafını oluşturuyor. Bu yıl Türkiye ile Almanya ortasında 1961 yılında imzalanan iş gücü mutabakatının 60. yıl dönümü. Almanya’nın kalkınmasına, çok kültürlü ve müreffeh bir ülke haline gelmesine katı sağlayan Türk toplumunu emeklerini bu vesile ile takdir ediyoruz. Sayın Merkel’in vazife mühletince Türk toplumu ile geliştirdiği yakın temastan memnunluk duyuyoruz. Irkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı Türk toplumum en önemli sıkıntıları olmaya devam ediyor. Akın, hakaret, düşmanca ve ayrımcı muamelelerde buluna tüm faaliyetlere karşı faal önlemler alınması değer taşıyor. Kültürel ırkçılığın toplumsal köklerinin kurutulması, Türklerin kendilerini Avrupa’da tam manasıyla konutlarında hissetmesine yardımcı olacaktır. Şansölye Merkel bu meseleleri tahlili konusunda daime samimi uğraş göstermiştir. Halefinin de birebir çaba içinde olacağına inanıyorum Şansöyle’nin bundan sonra da Türk Alman dostluğuna değerli katkılar sağlayacağına eminim. Şansölye sıfatı ile Türkiye’ye son ziyareti için kıymetli dostuma teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hayatında kendilerine muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel ise karşılama için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, “Son yıllarda görüş ayrılıklarına karşın nitekim Türkiye ile uygun bağlantılar için çabaladık. Bu yeterli münasebetleri sürdürmek için karşımızda çok sayıda vazife var. Örneğin 60. Yıldönümü işgücü muahedesinin. Alışılmış ki Almanya’da yaşamakta olan 4 milyona yakın Türk kökenli insan. Bu iş gücü mutabakatının yıl dönümünü kutladık merasimlerle. Almanya’da artık tabip bilim adamı, akademisyen olarak çalışan, anne ve babaları birinci göçmenler olan insanların ne kadar örnek teşkil eden meslekleri olduğun gördük. Bunlardan ikisi de Uğur Şahin ve Hasret Türeci. Biz ikili bağlantılarımızın gündemini ele aldık. Bu vesile ile Türkiye’de bulunan tutuklu bulunan yahut yurt dışına çıkış yasağı bulunan Alman vatandaşlarının durumuna da değindik. İnsan hakları mevzularını ele aldık. Almanya’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı olaylarına hem kendim, hem eyalet hükümetleri olarak karşı çıktık. Türkiye AB bağlarına değindik. Yasadışı göç konusu değerli bir bahis. Türkiye’ye AB’ni bu mevzuda vereceği dayanağın devam edeceğini de söz ettim. Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye değerli çalışmalara imza attı. Tıpkı vakitte insan kaçakçılarına karşı uğraş konusunda işbirliğimiz sürüyor. Afganistan’a insani yardım konusunda da görüştük. BM ile birlikte bu kış Afganistan’da felaketler yaşanmaması için çabalamalıyız. Taliban ile olan görüşmeler hakkında da bilgi aldık. Biz de Afganistan sorumlularımızla bunu ele alacağız. Suriye’deki durum konusunda ağır bir bilgi alışverişinde bulunduk. Maalesef BM himayesinde anayasa komitesi çalışmaları yeterli ilerlemiyor. İdlib’deki durum da gergin. Libya konusunu ele aldık. Berlin konferansı akabinde bir başka konferans Fransa’da olacak. Burada en kısa müddette seçimlerin yapılmasını istek ediyoruz. Bunun için Libya’dan yabancı güçlerin çekilmesinin gerektiğin söz ettim. Sudan ve Suriye’den gelen paralı askerlerin burada bulunması kelam konusu” formunda konuştu.
Türkiye’de ve Almanya’da yaşanan afetlere dikkat çeken Merkel, “Türkiye’de çok yıkıcı orman yangınları oldu. Almanya’da sel felaketleri yaşandı. Bu olaylar bize iklimin ne kadar değerli bir husus olduğunu ortaya koydu. Türkiye’nin Paris mutabakatını onaylamış olasını memnuniyet ile karşılıyoruz. G20 konferansı gerçekleşecek. Burada Almanya Türkiye’yi de etraf dostu teknoloji geliştirmesi konusunda destekleyecek. Kapsamlı görüşmelerimiz oldu. Yunanistan ile Türkiye ortasındaki bağlantıları de ele aldık. Almanya burada istikşafi görüşmeleri sürdürülmesi konusunda ısrarcıydı. Hala burada aşılması gereken kimi problemle var. Ancak bunları yalnızca görüşerek, müzakerelerle başarılabileceğine inanıyorum. Kıbrıs konusu üzere kimi hususları için 16 yıl kâfi değildi fakat bu müddette başardığımız birtakım mevzular da oldu. İşbirliği için görüş ayrılıklarına karşın diyalogumuzu sürdürdüğümüz için teşekkür etmek istiyorum” açıklamalarında bulundu.
İki önder, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Merkel Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarının durumu ile ilgili bir soruya, “Siz de birtakım olayları biliyorsunuz. Alışılmış ki muvaffakiyetler da oldu görüşmelerde. Birtakım sıkıntıları çözdük ancak yeni olaylar eklendi. Her vakit bu bahiste görüşmek gerekiyor. Boşuna görüşmediğimiz düşünüyorum. Farklı bakış açıları var. Terör suçlaması ile ilgili ne vakit terörden bahsedebileceğimizi ne vakit bahsedemeyeceğimiz konusunda” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yargı bağımsızlığına vurgu yaparak, “Her ülkede yargı bağımsızdır. Yargının bağımsızlığını savunuyoruz. Türkiye’de de yargı bağımsız. Yargının vereceği yahut verdiği karara benim Cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem kelam konusu değil kâfi ki yargının adil olduğuna daima birlikte inanmış olalım” sözlerini kullandı.
Merkel bir Alman gazetecinin mülteci muahedesi konusundaki sorusun ise şu karşılığı verdi:
“Mülteci mutabakatı AB ile Türkiye ortasında bir mutabakat. Almanya aslında himayeci olarak burada çalışıyordu. İnsan kaçakçılığını engellemek istiyoruz zira AB’nin bu hususta Türkiye’yi desteklemesi bir gereklilik. 6 milyarlık bir ölçü, 4.5 milyarını ödedik. Çok olumlu projeler gerçekleştirildi. Bundan sonra nasıl devam edeceğiz. AB Mülteci Komiseri Türkiye’ye gelmişti. Parlamentoda 6 milyar ötesinde yeni bir dilim kararlaştırıldı. Suriyeli mülteciler konusunda Yunanistan’a yasadışı yollarla gidenler konusunda bir tahlile kavuşamadık. AB on binlerce mülteci kabul etti lakin bu süreç şimdi tam işlemiyor. Birçok alanda çalışılıyor. Ayrıntıları konuştuk ama burada Almanya ve Türkiye tek başına bunu çözemeyecek. 27 üyesi ile AB’nin bunu ele alması gerekecek. Önümüzdeki Perşembe ve Cuma günü AB tepesinde bu bahisleri tekrar görüşmek için gayret harcayacağız”
Mülteciler konusunda Türkiye’nin adeta bir misafirhane olduğunu söyleyen Erdoğan ise, “5 milyon Suriyeli var, Irak, Afganistan var. Bütün bunlara mesken sahipliğine devam ediyoruz. Bu inanları bizim ötelememiz, Yunanistan’ın yaptığı üzere mümkün değil. Şu anda biz konut sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Bu mesken sahipliğimiz devam edecektir. Zira göçleri bugüne kadar uygulamadığımız üzere motamot kabulleniyoruz. Bir taraftan briket konutlar yaparak, onları ağırlamayı bir vazife telakki ettik. Şu ana kadar 60 bini aşkın briket meskeni bitirdik. Gayemiz 100 bin üzerine çıkarmak” dedi.
Her iki öndere birbirleri ile çalışmanın nasıl olduğu da soruldu. Almanya Şansölyesi Merkel soruya “Biz burada birbirimize okuldaki üzere not vermek için bulunmuyoruz. Biz işbirliğimize ehemmiyet atfettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Türkiye’de çok şey gelişti. Altyapı açısından, İstanbul’a baktığımızda yalnızca bunu görüyoruz. Son kere Ankara’ya geldiğimde ne kadar değerli bir idari yapı, bir idare burada olduğu, ekonomik meselelere karşın standartların ne kadar yükseldiğini görebiliyordum. Türkiye NATO müttefiği olarak bizim için ehemmiyeti bir partner. İstanbul’da kendi gözlerimizle iki kıta ortasında nasıl bir köprü oluşturduğunu görebiliyoruz. İnsan hakları konusunda, ferdî özgürlükler konusunda eleştirdim. Bunu da lisana getirdim. Natürel ki tahlil aradık. Farklı bakış açılarımız olabilir. Jeostratejik açıdan birbirimize bağımlıyız. Taliban konusunda, mülteciler konusunda, Afrika konusunda da ayrıntılı görüştük. Her vakit ortak çıkarlarımız var. Bunu sonraki federal hükümet de bu halde görecektir” diye karşılık verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şunları söyledi:
“16 yıl kısa bir müddet değil. Benim de 19 yılım var. Bu süreç içerisinde birçok dünya başkanları ile bir ortada çalıştık. Sayın Şansölye bilhassa Almanya’nın yönetiminde, idaresinde hakikaten başarılı bir sürece imza attı. Bundan sonraki süreçte de bilhassa tahminen koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı Almanya Türkiye alakaları çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi. Ama koalisyon hükümetleri çalışmayı her vakit zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok başarısız olmuş ve hiçbir sonuç alamamıştır. Bizim başkanlık sistemine geçmemizle bu koalisyonlardan kurtuldu. Ağır bir çalışma içine girdik. Temennimiz odur ki yeni idareyle bu başarılı süreci motamot devam ettiririz. Almanya’da önemli bir Türk potansiyeli var. Bu beşerler orada sağlıklı ömür sürecini görmek istiyorlar. Bizler de onlar orada keyifli epeyce Türkiye Almanya ortasında bu memnunluğu yaşamak istiyoruz. Amaç 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmi”
Şansölye Merkel bu sırada tekrar kelam alarak, “Benim koalisyon ortaklarımla çalışmaktan keyifli olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği budur. Koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz. Her şeye karşın Türkiye ile bağları sürdürmek istiyoruz” dedi.
Bunun üzerine Erdoğan’ın “Zaman vakit şikayetlerinizi bana aktardınız” kelamları gülüşmelere neden oldu. Merkel, “Doğrudur hayat bu türlü lakin buna karşın güzel” tabirlerini kullandı.
Şansölye Merkel, Almanya’da yüksele İslam ve yabancı tersliği ve Köln’de cami hoparlörlerinden ezan okunması kararına ait bir soruya şu cevabı verdi:
“Bu Köln belediyesinin bir kararıydı. Almanya’da din özgürlüğü ver. Bu karar bu kapsamda alındı. Olağan ki biz insan düşmanlığı, ırkçılık, diğer dinlere karşı düşmanlık konusunda çok kararlı bir tavır sergiliyoruz. Hiçbir halde müsamaha ile karşılamıyoruz. Başından bunların önünü kesmek istiyoruz. İslam düşmanlığı olsun, Yahudi düşmanlığı olsun çok üzücü olaylar yaşadık. Her Alman hükümeti ve eyalet hükümetleri kararlı bir formda bunları önlemek için çabalıyor. Bunun için maddi imkanlar da seferber ediliyor. STK’lar da bu hususta gayret harcıyor. Yabancı düşmanlığı, din düşmanlığı konusunda hangi din olursa olsun. İnternetin sağladığı imkanlar nedeniyle de bu tıp olaylar gelecekte de yaşanacak”. – İSTANBUL
