Eski TBMM Lideri Bülent Arınç, Konya’nın lokal televizyonu Kanal 42’deki “Yaşayan Hafıza” programına konuk olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili soru karşısında da topu taca atmıştı.
“BENİ KODESE Mİ TIKACAKSINIZ?” FIKRASI GÜNDEM YARATTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan çalışmalarını konuşmak istemediğini belirten Arınç, “Bence bu büyüklerimizi konuşalım, günümüze gelme. Adam Rize’de bir cürüm işlemiş de İstanbul’a getiriyorlar. Rize misalini vermeyeyim de yanlış anlayanlar çıkabilir. Samsun diyelim isterseniz buna. Rize ve Trabzon’un dışında bir vilayet olsun ki birileri huylanmasın. Anlat bakalım şu olayı diyor, karşısındaki adam. Çıktık diyor, bir fırtına, bir fırtına, bir fırtına… Sonra… E işte bir fırtına… Gel bakalım İstanbul’a gerçek falan… O fırtınayı da atlattık, öbür bir limana geldik, bir fırtına daha başladı, şu oldu, bu oldu. Artık İstanbul’a gelemeyince iki saat boyunca, yav sadede gel… ‘Geleyim de beni kodese mi tıkacaksınız?’ demiş adam…” tabirlerini kullanmıştı.
“LİDERİNE GÜVENMİYORSAN PARTİDE KALMAZSIN”
Bu kelamlara AK Partili Şamil Tayyar‘dan çok sert reaksiyon geldi. Bülent Arınç’ı eleştiren Tayyar, “Bir parti çatısı altındaysanız özgürlüğünüz disiplin kurallarıyla sonludur. Parti disiplini içinde yapan tenkit, yasaldır, demokratiktir. Kimi vakit sonlar da zorlanabilir. Fakat başkanınıza güvenmiyorsanız, konuşunca kodese tıkacağını düşünüyorsanız, o partide kalmazsanız.” dedi.
“GÜNDEM DIŞINA ÇIKMAYALIM DİYE FIKRA ANLATTIM”
Gelen reaksiyonlar üzerine bir yazılı açıklama yapan Arınç, fıkra olayına şöyle açıklık getirdi: “Geçtiğimiz pazar günü Kanal 42 ekranlarında merhum Oğuzhan Asiltürk’ü ve Ulusal Görüş’ün değerli figürlerini yad etmek üzere Yaşayan Hafıza isimli programa katıldım. Program öncesinde çerçevesini belirlediğimiz gündeme olan hassasiyetim ve hürmetimden ötürü moderatörün program gündeminin dışına çıkabileceğimiz sorular sormasının önüne bir Karadeniz fıkrası ile geçtim; akabinde da karşılıklı gülüşerek programı kapattık.”
“SÖZDE SİYASETÇİLER TÜREDİ”
Arınç açıklamalarının devamında ise şunları söyledi: “Son 10 yılda gördüğüm bir görüntü var. Televizyonlarda ve gazetelerde uzunluk gösteren değeri kendinden menkul kelamda siyasetçi ve gazeteciler türedi. Kimi medya işverenleri rahatsız oldukları gazetecileri kendi gazetelerinde işe alıyor, onları kullanıyorlar. Bir kısım siyasetçiler de şerrinden çekindikleri isimleri başını ağrıtacak telaşıyla kendi etraflarında tutuyorlar. Bunun örneklerini her vakit görmek mümkün.
“BİRİLERİ TARAFINDAN MAAŞA BAĞLANAN SİYASETÇİLERDEN DEĞİLİM”
Her bölümün adamı ve her devranın kalıbına girme marifetini gösteren omurgasızlardan korkmam. Yetersiz nitelikleri sebebiyle siyasette ve toplumun gönlünde yer edemeyen kimilerinin ismim üzerinden polemik yaratarak birilerine yahut birtakım makamlara yaranma uğraşı, beni hakikat bildiklerimi söz etmekten alıkoymaz. Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım üzere, kalemini ve kelamını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım.”
