İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, “Dünyada bizim ülkemiz kadar son birkaç yılda yoksullaşan öbür bir ülke yok. Ben dünya ekonomisin de takip ediyorum. Dese ki ‘Dünyada her şey berbat biz de kötüyüz’ yok. Dünyada bizim kadar yoksullaşan ülke yok, yazık. Bu ülkenin gücüne bu ülkenin genç beşerlerine yazık. Her arkadaşın bilgisi var, hüneri var. Başımızı kuma sokmayalım, bu ülkenin idaresi bu işi beceremedi” dedi.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, bugün İstanbul’un dar gelirli vatandaşların yoğunlukla yaşadığı ilçelerinden Sultanbeyli’yi ziyaret etti. Sohbet ettiği esnaf ve vatandaşlardan gelen son gelen artırımlarla ilgili şikayetler üzerine İmamoğlu, “Memleket yönetilmiyor. Bu ülkede döviz yüzde 30 niçin artsın? Ekonomiyi yönetemezsen artar. Bizim memleketin bu idareden, bu yönetimden bir an evvel kurtulması lazım. Dünyanın en ucuz emeği Türkiye’de” diye konuştu.
“Benim de ekmek dükkanım var, ben de Halk Ekmek’i yönetiyorum, onun için unu ben de takip ediyorum”
Ekrem İmamoğlu, Sultanbeyli’de birinci olarak bir fırını ziyaret etti. Fırıncı ile İmamoğlu ortasında sohbet şöyle gelişti:
İmamoğlu: İşleriniz nasıl?
Fırıncı esnafı: Çok şükür uygun ancak undan yağdan susamdan düşünceliyiz
İmamoğlu: Un fiyatları 3-5 ayda yüzde 25-30 arttı. Benim de ekmek dükkanım var, ben de Halk Ekmek’i yönetiyorum, onun için unu ben de takip ediyorum.
Esnaf: Çözümü bulamıyoruz.
İmamoğlu: Çok acı. Niçin bu türlü? Doğal döviz kurları güzelce belini büktü sürecin, biraz da ithal olduğu için yüklü buğday, onun tesiri yüksek.
Esnaf: Baş edemiyoruz.
İmamoğlu: Ben fırıncılık da yaptım. 97’de açtığım fırınımda 30 bin ekmek üretiyordum ben günde.
Esnaf: Burada bu işin babası Ulusoy, kimse dur diyemiyor adama.
“Şu an da biz Halk Ekmek olarak ziyanına satıyoruz”
İmamoğlu: Ben ferdî olarak firmaları suçlayamıyorum. Bu bir siyaset, tek başına bir kurumun kararı değil. Ülkedeki buğday üretiminden tut da sana gelene kadar, bunun mayası var, bilmem nesi var. Şu an da biz Halk Ekmek olarak ziyanına satıyoruz. Şu an memleketin üreteni üretmeyeni, çalışanı çalışmayanı herkes zorda. Şu an iktisat âlâ olmalıydı lakin niçin bu durumdayız şu an bunu düşünmek zorundayız.
Fırın’dan sonra bir şarküteriyi ziyaret eden İBB Lideri İmamoğlu, burada bir vatandaşla sohbet etti. İmamoğlu ve vatandaş ortasında geçen sohbet şöyle:
Vatandaş: Başkanım alacak gücümüz yok
İmamoğlu: Bak ben şarküteri işine bayılıyorum. Şu şarküteriye giren insan gönül rahatıyla alışveriş yapar. Pırıl pırıl, tertemiz emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Vatandaş: Başkanım alacak gücümüz yok. Emekliyim, aldığım 2 bin lira para. Şuradan aldığım materyal 150 ya da 200 lira. Benim aylık elektriğim var, suyum var, doğal gazım var.
İmamoğlu: Şu anda Türkiye’de bir vatandaşın alım gücünün son 30 yıldaki en düşük düzeyi. Çok acı.
Vatandaş: Evime yürüyerek gideceğim, buraya geldim burası daha hesaplı, daha uygun diye. Peynirin kilosu 55 lira, ucuz alsam çöpe atacağım yiyemeyeceğim.
İmamoğlu: Esnafımızın kabahati yok, bir ya da bir buçuk liralık domates oldu 5 lira, 6 lira. Münasebetiyle şartlar sıkıntı. İnan ki kalben söylüyorum, iktisat bilgimle, siyaseti takip eden, iş adamı olarak söylüyorum bu memleketin sorunu yönetimsel, idari. Bu memleket dirayetli, adaletli, mantıklı, hukuk içerisinde gelir paylaşımını düzenleyici önlemleri alsın 2-3 senede bu memleketin sorunu kalmaz.
İmamoğlu şarküteri çıkışı kapıda bekleyen vatandaşlarla sohbet etti. Vatandaş ile İmamoğlu ortasında şu diyalog gelişti:
“Memleket yönetilmiyor”
“Vatandaş: Her gün artırım neden oldu? 5 kilo yağ neden 120 lira oldu. Biz taban fiyat çalışanıyız, peynirin kilosu 70 liraya geldi.
İmamoğlu: Memleket düzgün yönetildiği gün, bu işlerin hepsi 1 ya da 2 senede biter. Memleket yönetilmiyor. Bu ülkede, 1-1.5 senede döviz yüzde 30 niçin artsın. Ekonomiyi yönetemezsen artar. Bizim memleketin bu idareden bu yönetimden bir an evvel kurtulması lazım. Dünyanın en ucuz emeği Türkiye’de.
Vatandaş: İnsanlarımıza yardımcı olun, siz siyasetçisiniz, bir adamın üç tane çocuğu var taban fiyatla çalışıyor alıyor 2 bin 800 lira. Konutuna ekmek götüremiyor, siyasetçiler 70 milyar (bin) 100 milyar (bin) aylık alıyor. Nasıl olacak bu iş? Sultanbeyli’de mesken kirası olmuş en makûs 1,5 milyar (1500 lira) Bir kilo peynir 70 lira. Evvelden ben buradan alışveriş yapıyordum artık giremiyorum oraya. Garibanlara yardımcı olun.
İmamoğlu: Ben siyasetçi değil belediye lideriyim. Elimden geldiğince yardımcı olacağım, elimizdeki tüm imkanlarla yardımcı olacağız.
“Aç kollarını vatandaşla yönet”
İBB Lideri İmamoğlu daha sonra cep telefon aksesuarı satan bir iş yerini ziyaret etti. Esnafın, “Hiçbir siyasetçinin gözlerinde vatandaşı görmüyorum” demesi üzerine İmamoğlu, “Çünkü vatandaş işin içine sokulmuyor. Vatandaş işin içine sokulursa kusur da az olur, eksiklik de az olur, doğruları fazla yaparsın. Partili yönetiyor, seçilmiştir hakkıdır. Aç kollarını vatandaşla yönet” sözlerini kullandı.
İmamoğlu: Kurlar sizin işleri etkilemiştir.
Esnaf: Keşke biraz olsa. Her manada güç.
İmamoğlu: Millet alışveriş yapabiliyor mu sana nazaran?
Esnaf: Bana nazaran yapamıyor.
İmamoğlu: Çünkü herkesin parası küçüldü. Şöyle diyeyim bir A-4 kağıt alalım, 3’te biri gitti, yüzde 30’u 4-5 ayda gitti. Ne yapacak vatandaş? Daha berbatı senin eserin daha da kıymetlendi. Dünyada bizim ülkemiz kadar son birkaç yılda yoksullaşan öteki bir ülke yok. Ben dünya iktisadını de takip ediyorum. Desek ki ‘Dünyada her şey makûs biz de kötüyüz’ yok. Dünyada bizim kadar yoksullaşan bir öteki ülke yok, yazık. Bu ülkenin gücüne bu ülkenin genç beşerlerine yazık. Her arkadaşın bilgisi var mahareti var. Başımızı kuma sokmayalım bu ülkenin idaresi bu işi beceremedi.
Esnaf: Dediğinize katılıyorum. Toplum olarak ferdî düşünüyoruz. Toplumsal olarak düşünmüyoruz, düşünmemeye devam ettiğimiz sürece o yüzden bu türlü olmaya devam edecek. Akşama kadar siyaset programı izliyorum, yanlış anlamayın size karşı ya da ötekilerine yakın olarak değilim. Ancak şunu görüyorum hiçbirinin gözünde vatandaşı görmüyorum. Bu benim çok zoruma gidiyor. Bu CHP’sinde, MHP’sinde de AKP’sinde de bu türlü. Ben 2 seçimdir oy kullanmıyorum tek derdim şu; hiçbirinin gözünde vatandaşı düşüneni görmüyorum. En başında bu türlü yola çıkıyorlar lakin final hiçbir vakit âlâ olmuyor.
İmamoğlu: Zira vatandaş işin içine sokulmuyor. Vatandaş işin içine sokulursa kusur da az olur, eksiklik de az olur, doğruları fazla yaparsın. Partili yönetiyor, seçilmiştir, hakkıdır. Aç kollarını vatandaşla yönet. Her şey şeffaf. İBB bütün mevzularını son iki yıldan evvel bu kadar biliyor muydu vatandaş, her şeyi gösteriyoruz. Meclis’i görün diyoruz, toplantılarımızı görün diyoruz. Niçin biliyor musun? Vatandaş bizi uyarsın, vatandaş önersin, vatandaş gerekiyorsa şikayette bulunsun bizimle ilgili. Bırak partiyi, küçül küçül, eş, dost, akrabaya dökersen işi… Yani her şeyi akraba yönetsin, kardeşim sen dükkanını akrabanla, eşinle dostunla yönetebilirsin, ancak bu memleket 84 milyon. İnşallah aşacağız. (ANKA)