Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Covid-19 nedeniyle bugün prestijiyle kapalı olan sınıf sayısının 1721 olduğunu belirterek, “Sistem kendi kendini kapatana kadar okullar açık olacak. Şayet 850 bin sınıfın tamamı bu prosedür çerçevesinde iki olayla kapanıyorsa okullar kapanmıştır. Onun haricinde sistem daima rutinde. 10 günlük dönemlerle kimi sınıflar açılıyor, kimi sınıflar kapanıyor. Şu anda tüm sınıfları kapalı olan tek bir okulumuz yok” dedi.
Bakan Özer, CNN Türk’te canlı yayınlanan Tarafsız Bölge programında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Öğrencilerin ve velilerin Covid-19 açısından kaygılanması gereken bir durum olmadığını lisana getiren Özer, “Sağlık Bakanlığı ile birlikte bu süreci yürütüyoruz. Sıhhat Bakanlığı okulların açık kalması durumunda uyulması gereken kurallarla ilgili bir rehber hazırladı. Tüm öğretmenlerimizi o rehber çerçevesinde eğitimden geçirdik. Okulların paklık muhtaçlığı ile ilgili bir evvelki yıla nazaran bütçemizi 10 kat artırdık. 722 milyon liraya yakın bir bütçeyi okullarımıza gönderdik. Okullarımızın yılın sonuna kadar paklık ile ilgili hiçbir gereksinimlerini karşılıksız bırakmadık. Hepsini karşıladık. Hatta o paranın tamamı da şimdi kullanılmadı.” diye konuştu.
Özer, kamuoyunun okullardaki gelişmeleri yakından takip ettiğini aktararak, herkesin birbirini denetim ettiğini söyledi. Covid-19 salgınındaki rasyonel tedbirlerin en yaygın uygulandığı yerlerin okullar olduğunu söz eden Özer, şöyle devam etti:
“Sağlık Bakanlığının belirlemiş olduğu kritere nazaran… Biz aslında okul yahut vilayet, ilçe bazlı bir sistematik geliştirmedik. Bir sınıfta 10 gün içerisinde en az 2 Covid-19 hadisesi olursa o sınıfı 14 gün karantinaya aldık. Sıhhat Bakanlığımız Bilim Şurası bunu 10 güne düşürdü. Hatta bir esneklik daha sağlandı. 5 gün içerisinde semptom göstermiyorsa öğrenci velisinin isteğiyle PCR yapıp negatif çıkarsa eğitime geri dönebiliyor. Eğitim sistemimizin ne kadar büyük ölçekli olduğunun farkında değiliz. 57 bin 108’i devlet olmak üzere 71 bin 320 okulumuz var. Bina demiyorum. Bir okulun birden fazla binası olabiliyor. 150 bine yakın bina var.
850 bin tane sınıf var. Bunun yaklaşık 600 bini devlet okullarında. Bugün prestijiyle kapalı olan sınıf sayısı 1721. Sistem kendi kendini kapatana kadar okullar açık olacak. Şayet 850 bin sınıfın tamamı bu prosedür çerçevesinde iki olayla kapanıyorsa okullar kapanmıştır. Onun haricinde sistem daima rutinde. 10 günlük dönemlerle kimi sınıflar açılıyor, birtakım sınıflar kapanıyor. Şu anda tüm sınıfları kapalı olan tek bir okulumuz yok.”
Konuşmasının devamında öğretmenlerin aşılanma oranlarına değinen Özer, fedakarlıklarından ötürü öğretmenlere teşekkür etti.
Destekleme ve Yetiştirme Kursları
Ulusal Eğitim Bakanı Özer, Destekleme ve Yetiştirme Kursları hakkında bilgi vererek, “7, 8, 11 ve 12. sınıflar için bu kursları açmıştık. 15-19 Kasım’da verilecek tatil sonrasında 6 ve 10. sınıflarda Türkçe, matematik ve fen bilimleri için de bu kursları açacağız. Başka sınıflar için kurslar devam edecek.” dedi.
Öğrencilerin yardımcı kaynak meselesine ait de değerli bir projeyi hayata geçirdiklerini lisana getiren Özer, sorunun ana düğüm noktasının ise imtihanlar olduğunu söyledi.
Özer, ekim ayından itibaren bu alanda yeni bir yaklaşım geliştirdiklerini tabir ederek, şu bilgileri verdi:
“Covid-19’un öğrenme kayıplarını telafi etmek için başlamıştık. 2. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm derslerle ilgili destekleyici aktiflik kitapları, gereçler, LGS ve YKS ile ilgili sorular, açık uçlu soruları içeren kaynakları her ayın birinci haftası tüm kamuoyuna açıkladık. Fiyatsız olarak erişebildiler. Ekimden itibaren başladık, kasımda da yayınladık. Bu ay yeni bir yaklaşım daha geliştirdik, bir yönerge hazırladık. Ders kitapları fiyatsız olarak tüm okullarımıza eriştirilmeye devam ederken bu kaynakları da basılı olarak tüm okullara ve öğrencilere göndermeye başladık. Bu yeni bir uygulama, bundan sonra da devam edecek. Her ayın birinci haftası dijital olarak erişime açacağız. Tıpkı vakitte tüm öğrencilere basılı olarak göndereceğiz.”
Okul öncesi eğitim
Eğitimde öncelikli amaçlar belirlediklerini aktaran Özer, bunların birincisinin okul öncesi eğitime erişim olduğunu söyledi.
Özer, okuldaki akademik muvaffakiyetin varsayım edilemeyecek seviyede okul dışı faktörlere bağlı olduğunu anlatarak, “Ebeveyninin eğitim düzeyine, gelir düzeyine, konuttaki kütüphaneye bağlı. Ebeveynin ekonomik düzeyiyle erken yaştaki akademik muvaffakiyet ortasındaki korelasyon çok yüksek. Sosyoekonomik düzeyi kâfi olan ailelerin çocuklarının eğitime eriştiğini, bir kısmın de erişmediğini düşünün. İlkokula başladığında hazır bulunuşlukta önemli bir fark ortaya çıkıyor. Okul dışı sosyoekonomik düzeyin getirmiş olduğu farkları minimize etmeye çalışıyoruz. Şu anda 3 yaş kümesinde okullaşma oranı yüzde 14, 4 yaş kümesinde yüzde 35, 5 yaşta ise yüzde 78. Bizim 2022 prestijiyle maksadımız, 3 yaşta yüzde 50’ye, 4 yaşta yüzde 70’e, 5 yaşta ise yüzde 100’e çıkarmak istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
3 ve 4 yaş kümesinde dezavantajlı bölgelere yük verileceğini aktaran Özer, İstanbul’a 1000 anaokulu yapılacağını kaydetti.
Özer, 5 bin anasınıfını 2. periyoda yetiştirecekleri bilgisini vererek, 5 yaştaki yüzde 78’lik okullaşma oranının yüzde 85’e çıkacağını lisana getirdi.
Bakan Özer, öteki maksatlarını; okullar ortasındaki imkan farklarının minimize edilmesi, öğretmenlerin mesleksel gelişimleri için takviyelerin verilmesi ve mesleksel eğitim olarak sıraladı.
