Eski AKP kurucularından ve CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, “Türkiye’de müthiş bir yolsuzluk çarkı var!” dedi.
“Hırsızlık kabahat olmuyor lakin hırsızlar ordusu demek cürüm oluyor”
Şener, Sözcü gazetesi müellifi Ruhat Mengi’ye konuştu. Şener, diye konuştu.
“Türkiye’de vahim bir yolsuzluk çarkı var!”
Şener şu tabirleri kullandı:
Türkiye’de dehşetli bir yolsuzluk çarkı var! Kamu kaynakları, kamu gücü emme basma tulumba üzere ferdi zenginleşmeler uğruna gayrimeşru yollardan daima çark oluşturmaktadır. Bu çark periyot devir de ortaya çıkmıştır. 17-25 Aralık olaylarına bakıyorsunuz, ortaya o kadar çok şey döküldü ki bakanların aldığı rüşvetler, meskenlerde devasa para kasaları, bakan çocuklarının meskeninde para sayma makineleri, bir bankanın genel müdürünün konutunda ayakkabı kutularının içinde milyonlarca dolar çıktı. Aleni görünen şeyler. Sonra bunlar hiçbir yaptırıma muhatap olmadılar, bir ceza verildiğini duymadık. Ses kasetleri ortaya çıktı, milyonlarca Euro’nun taşınması, sıfırlanmasıyla ilgili ses kasetleri. Onlarla da ilgili bir türel süreç işlemedi. Bir bakana gelen çikolata kutusunun altında 500 bin dolar iliştirilmiş, birine yüzbinlerce liralık saat verilmiş, hangi bakanın neler aldığına dair listeler yapıldı.
Erdoğan Bayraktar, kendisinde misyonu berbata kullanma olduğunu fakat yolsuzluk olmadığını, öteki bakanların hepsinde yolsuzluk olduğunu söyleyerek kendisini ayrıştıran bir şey söylemişti fakat “Benim hakkımdaki argümanların hepsi doğrudur” demişti. O Meclis’te soruşturma önergesinde, 4 bakandan biri hakkında söylenenler doğruysa öbürleri hakkındaki savların da gerçek olduğunu gösterir, karinedir bu. Lakin hiçbir şey olmadı. Bakın bu 17-25 Aralık olaylarıyla ilgili olarak bakanları, hükümeti, iktidarı itham edenler ve bu bahsin üzerine gelenler daima suçlandılar, cezalar aldılar, o günden bugüne kadar da bu süreçler bu türlü işledi.
Yakın geçmişte bir bakan Ruhsar Pekcan, kendi firmasından kamuya, kendi bakanlığına dünyanın deterjanını ve fahiş fiyatla satmış, ne kadar etik dışı, hukuk dışı bir şey. Bununla ilgili düzenlemeler vardı, bir bakan ve yakını kendi kurumuna ve hükümete mal satamaz ancak bu ödüllendiriliyor.
“Hepsini kast ederek söylüyorum, o zincir alt kademelere kadar uzanıyor”
Hepsini kast ederek söylüyorum, o zincir alt kademelere kadar uzanıyor. Bu memlekette belediyeler insan kaçakçılığı yapıyorlar. Bu mafyavari kamu kuruluşlarının insan kaçakçılığı yaptığı, gri pasaportla yurt dışına personel götürdüğü günlerce manşet oldu. Kaç yerde buna misal olay çıktı, kamu gücünün nerelerde kullanıldığını bundan daha âlâ gösterecek ne olabilir? Bir devletin bırakın yalnızca rüşveti yolsuzluğu insan kaçakçılığına varan mafya tipi usullerle yönetildiği nerede görülmüştür? Bu iktidar devrinde yolsuzluk olayları patlamıştır, ayyuka çıkmıştır, yolsuzluk haberleri gece gündüz dokümanlarıyla dökülmüştür, önemli tezler olmuştur ancak bunların hiçbiri yargısal olarak hakim huzuruna çıkmamıştır. Kaynaklar yağmalanıyor ve yağmayı yapanlar yargılanmıyor! Lakin yolsuzluk evraklarını ortaya koyan yüzlerce siyasetçi, gazeteci, aydın kendilerini mahkemelerde buluyorlar.
“Davası yolsuzluk, yasaklar ve insanları fakirleştirmek olanın yanında duramam”
-AKP’nin birinci yıllarında siz oradayken, gelecekte bunların olacağına dair ipuçları, konuşmalar hiç yok muydu?
Hiç yoktu, hukukun üstünlüğüne vurgu yapıyorduk, insan haklarına, çağdaş kıymetlere vurgu yapılarak kuruldu. Bu partinin ana maksadı; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla çaba etmek diyerek kuruldu. Artık Cumhuriyet tarihi boyunca görülmediği kadar yolsuzluğun yapıldığı, yasakların ayyuka çıktığı ve yoksulluğun derinleştiği bir periyoda girdik. Hala diyorlar ki “Sen davayı bıraktın gittin”, nasıl bir mantık bu? Bu yapıyı dava olarak görüyorsan senin davan yolsuzluktur. Davası yolsuzluk, yasaklar ve insanları fakirleştirmek olanın yanında duramam.