Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, “Dilerdik ki bugün, Bingöl’deki o yakışıksız imgelerden sonra şehitlerimizin anısına sahip çıkan bazılarımız, Abdullah Öcalan’ın mektubu devletin ajansı aracılığıyla yayımlanırken de reaksiyon koysalardı” dedi.
Mansur Yavaş, Bingöl’de ÂLÂ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile şehit yakını ortasındaki küfürlü olayla ilgili yazılı açıklamasını okudu. Yavaş, “Şehitlerimiz ve yakınları, bizlerin mevsimlik sahip çıkacağımız varlıklar değillerdir. Onlar tırnaklarını Anadolu kayalıklarına geçirerek, burayı yurt tutmamız için kanlarını dökenlerdir ve tarihin her periyodunda saygın bir biçimde anılmayı hak eden kutsallarımızdır” tabirlerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım Ayı Meclis Toplantısı 1. Birleşimi Mansur Yavaş’ın başkanlığında yapıldı.
Yavaş’ın açıklamasının devamı şöyle:
“Biz o periyotta de aynıydık artık de aynıyız”
“Keşke şehit annesi Pakize Akbaba, o yaşında mahkemelerde süründürülürken sahip çıksalardı. Keşke şehidimizin kendisi üzere asker ağabeyi Mehmet Alkan’ın acısına hürmet duyup ona sabretselerdi, hakaretlere karşı çıksalardı. Sabredemediler ona da tıpkı biçimde. Bizim şehitlerimiz için ‘Şehit değildir, bunu anlamak çok mu zor’ diye bildiri verenler açılım vakti, akil adam yapılırken seslerini çıkarmayanlar, PKK’lılar kendi ölüleri için yurt içinde kelamda şehitlik inşa ederken göz yumup, bizim şehitlerimizin kamyon kasasında taşınmasını keder etmeyenler ne kadar samimi olabilir?”
Biz o periyotlarda de aynıydık, artık de birebiriz. Bunu bütün milletimize duyuruyorum. İstiyoruz ki bu farklı haller, mevsime nazaran değişen reaksiyonlar geride kalsın. Şehitlerimizin ve yakınlarımızın yeri her daim başımızın üstü olsun. Bu hususlar siyasi ayrılıklarımızın münasebeti değil, tam bilakis birliğimizin nişanesi olsun ve kıyamete kadar o denli kalsın.”
“Hiç kimsenin bir şehit yakınına sövme, onu incitme hakkı olamaz”
“Hiç kimsenin, hangi münasebetle olursa olsun bir şehit yakınına sövme, onu incitme hakkı olamaz. Bu gerçeği hepimiz kabul etmekle birlikte gönül isterdi ki şehit yakını olarak kendini söz eden o şahsın, toplumsal medyada çıkan evvelki paylaşımlarına da reaksiyon gösterilseydi. Geçelim taşıdığı unvanı, hiçbir bayanın, bir annenin, bir babaannenin iffeti, hiç kimse tarafından küfre bahis edilmemelidir.
Bu bahisteki ikili standarttan uzak halimiz, hepimizin ortak özelliği olmak mecburiyetindedir. İşte o vakit berbatlıklar sahipsiz kalır. Siyaset bir hakaret sanatı olmaktan çıkar, millete hizmetin vasıtasına dönüşür.”