Korkusuz muharriri Ahmet Takan, Düzgün Partili Lütfü Türkkan’ın şehit yakınına küfür etmesinin akabinde Küme Başkanvekiliği misyonundan istifasının kâfi olmayacağını, partisinden de milletvekilliğinden de istifası, bir daha Türk siyasi hayatının rastgele bir noktasında görünmemesinin kaide olduğu görüşünü söz etti.
Kulislerde Türkkan’ın Cumhur İttifakı’ndan yana olduğunun bilindiğini belirten Takan, Ziraat Bankasına 36 milyon dolar borcunun da olduğunu hatırlatarak, “Sıkıntıları bilinen Türkkan, saray tarafından Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan ayrılmasına ikna edilmesi için sıkıştırılıyor muydu?.. Kapana kısılan Türkkan’a bir ceza mı verildi, yoksa düşüncelerinden kurtarabilmesi için son bir baht mı tanındı?” sorularını gündeme getirdi.
“Klavyeme hakim olmam gereken bir noktadayım. Öteki bir fasla geçeceğim o yüzden” diyen Takan şöyle devam etti:
Meral Akşener, Bingöl’de ziyaretlerine devam ederken bu olaydan haberi olmuyor. İstanbul’a döndüğünde kurmaylarından duyuyor. Akşener, kendisini verilen bilgileri dinledikten sonra derhal Lütfü Türkkan’ı telefonla arayarak “bu neyin nesidir“ diye soruyor. Türkkan, olayı anlatıyor ve küfür ettiğini hatırlamadığını, olayı kaydeden A.A. muhabirine sorduğunu ve onun da kendisine küfür olmadığını söylediğini ve olayın basına yansımayacağını söylüyor. Yakışıksız hadisenin imajları medyaya fikir Meral Akşener, Lütfü Türkkan’ı bir daha arıyor ve “bu asla kabul edilebilir bir davranış derhal çık özür dile“ diyor ve küme lider vekilliği vazifesinden çabucak istifa etmesini istiyor. Sonrası malumunuz…
Yazının tamamını okumak için .