HaberTürk müellifi Fatih Altaylı, uzun yıllar Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarının metin müellifliğini yapan, eski AKP milletvekili ve Akşam Gazetesi müellifi Hüseyin Besli’nin, Alevi’lere yönelik tabirlerine reaksiyon gösterdi. Altaylı, Besli ve iktidara kimi sorular yöneltti.
Besli, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nu maksat aldığı yazısında, Alevi ve Kürt ailelerin “çocuklarını yalancı yetiştirdiğini” öne sürmüştü. Besli’nin kelam konusu yazısı için, “Şaşırdım” diyen Altaylı, “Bir siyasetçinin yalancılığını vurgulamak için, bir inancın tüm sahiplerini tıpkı anda karalamak, tıpkı anda onlara hakaret etmek… Meğer bu toprakların siyasetçileri ortasında yalancılık konusunda tam bir al birini vur öbürüne durumu vardır. İster Sünni, ister Alevi ister öteki inançtan yahut dinden olsunlar, birbirlerinden eksik kalmazlar. Lakin bir Sünni siyasetçi palavra söylüyor diye tüm Sünnileri ‘yalancı’ olarak yaftalayamazsak, diğer bir inanç için de tıpkı şeyi yapamayız” tabirlerini kullandı.
Altaylı, “Besli ve mensubu olduğu iktidar anlayışına” şu soruları yöneltti:
“Acaba periyodu iktidarınızda kaç Alevi yurttaşımızı kamuda yahut kamuya bağlı kuruluşlarda bakan, müsteşar, genel müdür, genel müdür yardımcısı olarak atadınız? Bugün kaç bakan, bakan yardımcısı, danışman, şura üyesi, genel müdür, genel müdür yardımcısı Alevi inancına sahiptir? Sizinle bir arada özgürlük kazandığını tez ettiğiniz Aleviler, sizin iktidarınız devrinizde neredeler! Yoksa ‘yalancı oldukları’ iddianızla onlara üst seviye vazife vermekten de imtina mı ediyorsunuz?”
Altaylı’nın yazısının tamamını okumak için .
|
Besli’nin yazısının ilgili kısmı şöyle: “Malum, daha düne kadar, Türkiye’de alevi vatandaşlar kimliklerini açıkça söz edemiyorlardı. (Ne yaman çelişkidir ki bunun da kökeni CHP zihniyetine dayanır.) Aksi takdirde özellikle devlette bir grup yerlere gelemezlerdi. Bu nedenle, alevi bir anne baba daha doğumdan itibaren çocuklarına kimliklerini gizlemeyi yani palavra söylemeyi öğretmek durumundaydı… Bu bir. İkincisi; yeniden malumdur ki Alevilik Türkmenlere mahsus bir şeydir. Türkmen haricindeki, mesela Kürt aleviler ana kitle tarafından makbul sayılmazlar, hatta Alevilik kimliğinin öbür bir kimliği örtmek için kullanıldığını bile düşünürler. Bu türlü olunca; alevi Kürt bir aile çocuklarına alevi kimliğini gizlemeyi öğrettiği/öğütlediği kadar Kürt kimliğini de saklamayı öğretmek mecburiyetinde kalmaktadır. Yani kelam konusu çocuklar ‘çifte kavrulmuş yalancı’ olmak durumundadırlar. Ve ne kadar maharetle palavra söyleyebiliyorlarsa o kadar aferin alarak yetişmişlerdir. Artık tam burada İbn-i Haldun’un “adetler vakitle karaktere dönüşür” deyişini hatırlayabiliriz. Yani, Kemal Kılıçdaroğlu gibiler bir bakıma toplumda bir yer elde etmek için, bir bakış açısına nazaran günahsız ve mecburi palavra söyleye söyleye, vakitle palavra söylemeyi ve yalancılığı karakter ittihaz etmiş oluyorlar. |