Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), başta Suna Kıraç olmak üzere, eğitimin her şeyin başı olduğuna inanan bir küme endüstrici, yönetici ve akademisyenin teşebbüsü ile “devlet tarafından verilen temel eğitime dayanak olmak” maksadıyla 23 Ocak 1995 tarihinde kuruldu. Vakıf daha sonra Türkiye’de çeşitli vilayetlerde faaliyetlere başladı. 2010 yılında Şanlıurfa‘da da faaliyetlerine başlayan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Sevgi Erdoğan Park Yöneticisi Fikriye Zeynep Araz’la vakfın çocuklara yönelik aktivitelerini, geleceğe dönük projelerini, hedef ve gayelerini konuştuk.
Bize biraz kendinize tanıtır mısınız?
Fikriye Zeynep Araz. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı Sevgi Erdoğan Parkı, park yöneticisiyim. 12 yıllık bir iş tecrübem var. Yani 12 yıldır profesyonel olarak çalışıyorum. Son beş aydır Urfa Eğitim Parkı’nda misyon alıyorum. Mardin merkez eğitim ünitesinde 11 yıl profesyonel manada bir geçmişim var. Öncesinde bir istekli geçmişim de var. Uzun bir vakittir büyük bir azimle, çocuk sevgisiyle devam ediyoruz.
Neden Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı?
Üniversitede uzun mühlet istekli olduğum için toplumsal sorumluluk kapsamında kişinin kendisini bilmesi çok kıymetli. Tahminen işimin çok ötesinde bir iş yapıyorum. İşletme mezunuyum ancak toplumsal tarafımın, toplumsal hassaslık konusunda çok güçlü olduğunu düşündüğüm için gönüllülük noktasında başladığım bir işte sonrasında profesyonel olarak çalışmaya başladım. Okulu bitirir bitirmez eğitim ünitelerinde başladım. 12 yıldır da hiç sekteye uğramadan devam ediyor. Zira aydınlık yarınların oluşabilmesi için çocuğa eğilmek gerektiğine inancımın çok fazla olduğu için vakıfta 12 yıldır çalışıyormuş olmamın nedeni olabilir.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın kuruluş emeli neydi?
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın kuruluş maksadı yarınlara ışık tutmak için bugünün çocuklarının hakikat eğitilmesi gerektiğine olan inançtan ortaya çıkmış bir vakıf aslında. 1995 yılında Suna Kıraç öncülüğünde kuruldu. Tabi bu vakıf çeşitli akademisyenler, ülkenin ileri gelen şahısların takviyesiyle oluşturulmuş bir vakıf. Şu anda Türkiye’nin 31 vilayetinde var. Genel emeli, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine okul sonrası eğitim dayanağı vermek. Bunun yanında 2004 yılında ulusal eğitimle imzalanan protokol kapsamında okul saatleri içerisinde de çocuklara ulaşma imkanına sahip olduk. Hem okul saatleri hem de okul saatleri dışında çocuklara eğitim takviyesi sağlamak. Temel eğitime dayanak olmak vakfın temel hedefi. Ve elbette ki, çocuğun fizikî, zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek için etkinlikler oluşturarak onları desteklemek.
Vakfın Urfa’daki faaliyetleri ne vakit başladı?
2010 yılında Eğitim Gönüllüleri Vakfı Urfa’da kuruldu. Sevgi Erdoğan İstekli Eğitim Parkı olarak geçiyor. Sevgi Erdoğan bir çift ve mal varlığının büyük bir kısmını Urfa’da büyük bir eğitim parkı kurulsun diye yönlendirdi. Burası 6 dönümlük bir toprağa kurulmuş. Hem kapalı hem açık yerimiz var. Spor ve iç yer etkinliklerimizin yapıldığı bir kompleks aslında. Bir çocuk yerleşkesi olarak düşünün burayı. 2010 yılından beri gönüllülerimizin aracılığıyla çocuklara eğitim takviyesi sağlıyoruz burada. Çocuklara aslında birebir dokunan aslında bizim eğitim gönüllülerimiz. Evet, burada fizikî bir yer var. Fizikî bir program var lakin bunlara can katan eğitim gönüllüleri ve çocuklar.
Maksat kümeniz daha çok dezavantajlı kümeler mı?
Değil aslında. Bütün çocukları kapsıyor. Biliyorsunuz eğitim herkesin muhtaçlığı.
Eyyübiye’de kurulmuş olması…
Eğitim Gönüllüleri Vakfının önceliği eğitimde fırsat eşitliği. Eyyübiye bölgesi de bu fırsat eşitliğini sağlaması için çok yanlışsız bir nokta. Sosyo-ekonomik istikametten ve eğitim istikametinden çok önemli zahmetlerin olduğu bir bölge. Gereksinim olan bölgelerde kuruluyor Eğitim Gönüllüleri Vakfı. Eyyübiye de sahiden muhtaçlık olan bir yer. Şu anda bulunduğumuz yerinin üzerine kurulduğu arazinin sahibi Büyükşehir Belediyesi. Büyükşehirin araziyi tahsis etmesi ve Eğitim Gönüllüleri Vakfının binayı inşa etmesi buradaki süreç. 30 yıllığına tahsis edildi, Büyükşehir Belediyesi tarafından.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı müsaade almadan yardım toplayabilen birkaç vakıftan bir tanesi sanırım?
Türkiye’de zannedersem 30-35’e yakın yardım toplayan vakıf var. Ve bunların ortasına girmek zati kolay değil. Kendinizi ispat etmeniz gerekiyor. Eğitim Gönüllüleri Vakfı bunlardan bir tanesi.
Burada ne üzere etkinlikleriniz oluyor?
Çocuğu aslında farklı alanlarda desteklemeye çalışıyoruz. Birazcık arz talep noktasına dönüşüyor. Temel maksat çocuğun fizikî ve ferdî gelişimine takviye sağlamak. Matematik temel etkinliklerimiz olduğu üzere fen etkinliklerimiz de var. Bilgisayar eğitimimiz de var. Bunun yanında ‘okuyorum, oynuyorum’ çocuğu okumaya yönlendiren, okumaya teşvik eden ve hakikat okuma formüllerini öğreten bu türlü bir etkinliğimiz var. Sanata yönlendiren ‘düşler atölyesi’ etkinliğimiz var. Onun yanında drama aktifliği çok kıymetlidir. Çocuğun gelişimi açısından dramanın çok büyük bir tesiri var. Drama eğitimimiz var. Bahçe oyunlarımız var, hijyen eğitimimiz var, insan haklarıyla ilgili eğitimlerimiz var. Yaratıcılıkla ilgili eğitimlerimiz var. Yani birden fazla eğitim programlarımız var. Bu programlarımız 10 haftalık programlar biçiminde. Çocuğun 10 haftalık bir programı oluyor. Çocuk hangi gün, hangi saatte bu eğitimin verileceğini esasen biliyor. Program doğrultusunda iç yerde etkinliklerini alarak, dışarıda da toplumsal etkinliklerle, basketbol, futbol, voleybol üzere etkinliklerle onları destekleyebiliyoruz.
Ne kadar öğrenciniz var?
Devirlik olarak değişiyor. Bizim iki devir boyunca 4 bin 500 öğrenciye ulaşma amacımız var. Her sene zati 4 bin 500 üzerinden bir kurguya gidiliyor. İç yerin dışında dış yerde da çalışmalarımız oluyor. Yani çocuğun olduğu her yerdeyiz. Zira çalıştığımız kesim yaş olarak küçük kesim. Köy okullarına gidip buradaki etkinliklerimizi orada öğrencilerle de buluşturabiliyoruz. Ya da köy okullarından buraya gelip kısa bir müddetliğine de olsa buranın imkanlarından faydalanmalarını sağlayabiliyoruz. Okul çalışmalarımızla tıpkı halde bunları destekleyebiliyoruz. Nerede bir çocuk varsa nerede bir çocuk bize sesleniyorsa elimizden geldiğince gönüllülerin dayanağıyla ulaşmaya çalışıyoruz.
Eğitim takımınız nasıl? İstekli bulmakta zorlanıyor musunuz?
Biz, zati gönüllülerle çalışıyoruz. Profesyonel manada çalışan dört tane arkadaşımız var. En büyük gücümüz gönüllülüktür. Bizim bu devir çalıştığımız 150’ye yakın gönüllümüz vardı. İkinci devirde istekli sayısını arttırmak için çalışmalarımız olacak. Ne kadar fazla istekli o kadar fazla çocuk manasına geliyor. Bir istekli 15 çocuk kazanma manasına geliyor. O yüzden burada gönüllünün çok büyük bir tesiri var.
İstekli olmanın koşulu ne?
18 yaşını bitirmiş ve en az lise mezunu olması kâfi. Ve hakikaten inancının olması gerekiyor. Ben ‘bu ülke için bir şeyler yapmak istiyorum, bilgimi ve birikimi bu noktada kıymetlendirmek istiyorum’ diyorsa ve çocuk noktasındaysa bu toplumsal sorumluluğu çok hakikat bir nokta bence Eğitim Gönüllüleri Vakfı. Gönüllüden istediğimiz şu: Evvel müracaat yapıyor. Müracaat yapıldıktan sonra bir vakıf tanıtımı. Yani biz burada ne yapıyoruz, nasıl bir çalışma formumuz var. Hangi alanlarda bize takviye verebilir. Bir saatlik bir vakıf tanıtımı onun dışında ise bir temel eğitimimiz var. Tam gün süren bir eğitim. Burada da buradaki eğitim modelimiz, çocuğa yaklaşımımız, iletişimizin nasıl olduğu, uyguladığımız teknik ve modeller nelerdir halinde bir eğitim. Zira herkes farklı kültürlerden, farklı platformlardan geliyor. Ortak bir şeyin verilmesi için de temel bir eğitimden geçmesi gerekiyor. Bu verdikten sonra artık hangi alanda dayanak vermek istiyorsa o belirleniyor. O da belirlendikten sonra bir çocuk kümesiyle buluşturuluyor. İstekli haftanın bir günü ve iki saat bize takviye oluyorsa bu bize yetiyor. Ve bunun 10 hafta olması gerekiyor. Ancak şöyle bir şey de var. Sabit veremiyor da olabilir işinden ötürü. Esnek çalışmıyor olabilir. Tekrar bize dayanak olabiliyor. Bu da farklı alanlarda oluyor. Ofis gönüllümüz olabiliyor. Teknoloji gönüllümüz olabilir. Kaynak gönüllümüz olabiliyor. Proje gönüllümüz olabiliyor. İrtibat gönüllümüz olabiliyor. Bunlar da aslında çok değerli ayaklar.
Yarıyıla ait bir çalışmanız var mı?
Yarıyıl tatilinde daha esnek programlarımız var. Daha çok çocuğun tatil programına yönelik sanat, spor etkinliklerimiz olacak. Matematik, Türkçe vermeyeceğiz çocuklara. Daha esnek, sinema saati, bahçe, kutu oyunları, spor aktiviteleri, müzik üzere etkinliklerle bir ortaya geleceğiz. Okulun bitmesiyle başlayacak olan programlarımız bunlar.
Verdiğiniz eğitimlerin geri dönüşümünü görebiliyor musunuz?
Burası için daha çok yeniyim. Beş yıllık bir geçmişi var ancak Mardin için söyleyeyim. Mezunlarımız çok fazla oluyor. O değişimi görebiliyorsunuz. Üniversiteyi kazanmıştır. Mardin’den bir sürü örnek verebilirim. Onları gördükçe gerçek bir iş yaptığınızı görüyorsunuz. Eğitim şöyledir. O anda o etkiyi göremiyorsunuz. Vakit geçmesi gerekiyor. Ve vakit geçtikten sonra size geri dönüş sağlanıyorsa ‘sizin ve vakfın burada bir katkısı vardır’ diyorlarsa ‘evet vakıf olarak bir şeyler yapmışız’ diyebiliyorsunuz.
Kürt, Arap, Türk çok karma bir bölgede yaşıyorsunuz. Bununla ilgili olarak lisan sorunlarıyla karşılaşıyor musunuz?
Evet, karma bir bölgede yaşıyoruz. Dediğinizi üzere Kürtçe, Arapça vs. var. Çocuk noktasında çok fazla zorlanmıyoruz. Çocuğa ulaşmada çok fazla problem yaşamıyoruz. Zira bizim de farklı lisanlar bilen işçimiz ve gönüllülerimiz var. Yalnızca aile eğitimlerinde lisan sorunu yaşıyoruz. Annelere yönelik eğitimlerde lisan sorunundan ötürü istediğimiz sayıya ulaşamıyor olabiliyoruz. Çocuk konusunda dert yaşamıyoruz. Okula gidip geldikleri için esasen Türkçe’nin alt yapısı oluşmuş onlarda.
Nasıl ulaşıyorsunuz çocuklara?
Duyurularla biz ulaşıyoruz. Ondan sonra kendileri zati istekli olarak geliyorlar.
Vilayet dışına seyahatleriniz oluyor mu?
Buradaki maddi masraflarınızı nasıl karşılıyorsunuz?
Artık buranın bir işletme sarfiyatı var ve önemli bir işletme masrafı. Çok büyük bir kompleks. Bunun kaynağını soruyorsunuz. Eğitim Gönüllüleri Vakfı bağışlarla ayakta duran bir vakıf. Bu bağışlar farklı biçimlerde oluyor. Kurumsal bağışçılarımız var. Ferdî bağışçılarımız var. 3353’e bildiri göndererek, yakın bir tarihte aslında Kanal D’de tahminen siz de görmüşsünüzdür, 88 bin çocuğa o SMS’ler katkı sağladı. Ferdî bağışçılarımız hakikaten kıymetliler. Manevi bağışçılarımız oluyor tıpkı vakitte. Birebir bağışçılarımız var. Bizim bir bütçemiz var zati. Bu bütçeye ek olarak oluşturuluyor. Genel merkez tarafından bir bütçe oluşturuluyor. Biz de yerelde kaynak yaratmaya çalışıyoruz. İşadamlarının, mahallî idarenin dayanaklarını alıyoruz fakat buranın işletme masraflarını Eğitim Gönüllüleri Vakfı tarafından bağışlarla ve Sevgi-Erdoğan’ın verdiği bütçeyle karşılanıyor.
Yaptığınız çalışmalardan taktir yahut teşekkür alıyor musunuz gerek anne babalardan gerekse lokal yöneticilerden? Zira çocukları sokaktan yahut bir yerle bağımlı olmaktan alıp eğitime tabi tutuyorsunuz.
Burası 2010 yılında kurulmuş. Kurulduğu günden beri çalışan çalışanımız var. Onların anlattığına nazaran, birinci kurulduğunda burada cam, pencere kalmıyormuş. Ancak şu anda mahalle sahiplenmeye başladı. Ailelerden çok hoş geri bildirimlerimiz oluyor. Burası inançlı diye çocuğunu gönderebiliyor. Aklında soru işareti bile kalmıyor. Birebir sohbetlerimizde bunu görüyoruz. ‘Biz size güveniyoruz’ diyorlar. Alan olarak da çok inançlı bir yer. Zira Eyyübiye’de çocuğun inançlı bir halde gidip oynayabileceği çok yer yok. Zira tehlike çok fazla. Biz okulun değil sahiden sokağın alternatifiyiz. Biz çocuğu sokaktan çekip ona elimizden geldiğince dayanak olmaya çalışıyoruz. Lokal idarelerden de geri bildirimler alıyoruz. Geri bildirimlerimizi çalıştığımız okul müdürlerinden çocuklar da alıyoruz. Olumlu tarafta geri bildirimlerimiz alıyoruz tabi ki.
Ortak çalıştığınız yahut bir arada proje yürüttüğünüz kurum, dernek, vakıf vs. oluyor mu?
Çok var. Vakıflar zati ortak olarak çalışmak zorundalar. Paydaşları ve işbirlikçileri fazla olmak durumunda. Mesela Büyükşehir Belediyesi bizim büyük paydaşımızdır. Eyyübiye Belediyesi, Eyyübiye İlçe Ulusal Eğitim Müdürlüğü, okullarla çalıştığımız için onlarla kontak kurmamız gerekiyor. Yeni çalışmaya başlayacağımız STK’lar var. Geliştirdiğiniz projeler doğrultusunda paydaşlarınız da artıyor. Aile ve Toplumsal Siyasetler Vilayet Müdürlüğüyle 23 Nisan aktiflikleri kapsamında bir çalışmamız olacak. Tekrar Gençlik ve Spor Müdürlüğüyle Urfa’nın kurtuluşu olan 11 Nisan’la ilgili bir projemiz var. Şu anda kurgu kademesinde. 23 Nisan’da hakeza bütün lokal yöneticileri dahil etmeyi planladığımız bir çalışmamız var. İnşallah bütün bunlar burada kalmaz. Nitekim hayata geçirilir. Birlikte olmak zorundayız. Yoksa tek başımıza hareket edemeyiz.
Burayı üç sözle anlatmanızı istesek…
Bence sevgi, güç ve itimat.
23 Ocak Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfının kuruluş yıldönümü. Bununla ilgili ne üzere etkinlikleriniz olacak?
Genel merkez bazında yürütülecek çalışmalar. Hem ulusal hem de lokal medyada göreceksiniz. Günümüz inşallah kutlu olur. Dilerim birçok 40-50. yılları görürüz. Amacımız hakikaten eğitimin, eğitim gönüllülerine muhtaçlık duyulmayacak düzeye gelmesi. İnşallah o denli bir düzeye gelir ülkemiz. Burası olsun ancak proje geliştirmek için olsun. Çocukların proje üreteceği günleri görmeyi hayal ediyorum. Ülkemiz için de bu çok kıymetli bir şey. Umarım o denli olur.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
