HDP Eş Genel Lider Yardımcısı Garo Paylan, Ticaret Bakanı Mehmet Muş‘a, “Diyorsunuz ki ‘Türkiye uçuyor’. Bu masalı bir defa daha anlatmış oldunuz. Kimi uçuruyorsunuz sayın Bakan? Kim uçuyor Allah’ınızı severseniz? Sizin bakanlığınızın sorumluluk alanında olan esnaf uçuyor mu? En son bir esnafa ne vakit girdiniz sayın Bakan? Esnafın kaygısını en son ne vakit dinlediniz” diye sordu.
Ticaret Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçesine ait görüşmeler TBMM Plan ve Bütçe Kurulu’nda sürüyor.
“Kimi uçuruyorsunuz Allah’ınızı severseniz”
Komisyon’da konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a, “İlk defa bütçe sunuyorsunuz. Sunumunuz beni hayal kırıklığına uğrattı. Sunumunuzda ne bir durum tespiti var ne de bir tahlil önerisi. Sayılara boğulmuş bir sunum var ve diyorsunuz ki ‘Türkiye uçuyor.’ Bu masalı bir defa daha anlatmış oldunuz. Kimi uçuruyorsunuz sayın Bakan? Kim uçuyor Allah’ınızı severseniz? Sizin bakanlığınızın sorumluluk alanında olan esnaf uçuyor mu? En son bir esnafa ne vakit girdiniz sayın Bakan? Esnafın kederini en son ne vakit dinlediniz? Biz her hafta sonu esnafla buluyoruz” dedi.
“Kimi büyütüyorsunuz sayın bakan”
Esnafın sıkıntıları olduğunu belirten Paylan, “Bu durumla ilgili ne bir tespit ve bir tedavi var. Genelde işverenlerle görüştüğünüz için ‘Türkiye büyüyor’ diyorsunuz. Kimi büyütüyorsunuz sayın Bakan? İşverenler sahiden de büyüyor. Yanlışsız, Man adalarındaki, Panama’daki hesaplarının bakiyeleri büyüyor. Servetlerine servet katıyor, bilhassa yandaş patronlarınız. Sayın Bakan, şu sunumunuzda tek bir söz bahsetmediğiniz çalışanlar, ticaretin yapılmasına sebep olan eserleri üreten personeller ne durumda” diye konuştu.
Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın Ticaret Bakanlığı’na dezenfektan satması üzerine yaşanan tartışmaları hatırlatan Paylan, şunları söyledi:
“Ruhsar Pekcan nerede biliyor musunuz”
“Ruhsar Pekcan, o koltukta geçen sene oturuyordu, hatırlıyor musunuz yüzünü? O koltukta oturuyordu ve bütçesini sundu ve dedi ki ‘Arkadaş, ya biz şöyle yapacağız, bu türlü yapacağız’. Bir baktık ki meğer Ruhsar Pekcan kendi cebiyle ilgileniyormuş sayın Bakan. Yani millet açlıktan kırılırken kendi bakanlığına dezenfektan almış, milyonlarca liralık. Ruhsar Pekcan nerede sayın Bakan, biliyor musunuz? Ne yapar? Herhâlde şirketinin başında, yeniden aşikâr kamu kuruluşlarına dezenfektan satmakla meşgul herhâlde, o denli varsayım ediyorum. ‘Türkiye bir hukuk devleti’ diyorsunuz ve rastgele bir hata işleyen yahut işlemeyen, sizin gördüğünüz herkesi bir anda gözaltına alıyorsunuz, bir niyetinden ötürü mahpusa atıyorsunuz. Ruhsar Pekcan, açıkça cürüm işlemiştir, vazifesini berbata kullanmıştır. Sayın Bakan, bununla ilgili ne yaptınız ya?
“İşçinin alım gücü olmazsa ticaret olur mu”
Halkın alım gücü yoksa endüstricinin ürettiği eser iç piyasada tüketilebilir mi? Geçen yıl 45 lira olan ayçiçek yağı, 110 lira olmuş. Halkımız 110 liralık ayçiçek yağını alamıyor. İşverenlerle çok içli dışlı olmuşsunuz. Biraz da halkın yanına gidin, mutfağında yemeğine yağ koyabiliyor mu bir sorun.
“Bütçenizde esnafa takviye verecek 5 kuruş yok”
Sunumuzda esnafın ne durumda olduğunuza dair tek cümle etmemişsiniz. ‘Esnafımızın badirelerinin farkındayız’ diyemediniz, önünüze baktınız, metni okudunuz. Zira bütçenizde para yok. 20 ay oldu pandemi başlayalı, ‘20 ayda 2 milyon 300 bin esnafa yaptık’ dediğiniz takviye, toplamda 8-9 milyon TL. Esnafa vursan esnaf başına 4 bin, aya vursan ay bazında 250 TL yapıyor. Demokratik ülkeler esnafı aç açıkta bırakmadı. Siz bunu yapmadınız sayın Bakan. Zira bütçenizde esnafa dayanak verecek 5 kuruş yok ve bu yüzden ‘Esnafın sıkıntısının farkındayım ve ona dayanak vereceğim’ diyemediniz.”
“Esnafa dayanak vermediniz, borç verdiniz”
Cumhurbaşkanı, ‘Sıkıntıya düşen esnafımız varsa hepsinden helallik istiyoruz’ dedi. HDP olarak İş ve Aş Buluşmaları düzenledik, orada esnafa sorduk. Tüm esnaf, ‘Hakkımızı helal etmiyoruz’ dedi. O koltukta oturmanızı, 10 milyonluk makam otomobiline binmenizi esnafın verdiği vergiler sağlıyor. Esnaf 20 yıl boyunca size vergi verdi, siz esnafa 20 ay bakamadınız, aç açıkta koydunuz. Esnafa takviye vermediniz, borç verdiniz. Esnaf tefecinin eline düşmüş durumda. Fakat sizin umurunuzda değil.”
