AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Türk Devletleri Teşkilatı’nın sayısını gelecek yıllarda artıracaklarını söylerken, “Rusya ve Çin bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir. Bu geniş coğrafyamızda üzerimize düşen büyük vazife ve sorumluluğun bilincindeyiz” dedi.
AKP Genel Başkanvekili, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Moğolistan Ulusal Üniversitesinin ortak olarak kurduğu Türkoloji Enstitüsü’nün açılışını yaptı. Merasim öncesinde konuşan Yıldırım, “Türkiye, Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları” başlıklı konferansta konuştu.
Konferansta Türk Devletleri Teşkilatı’na ait değerli açıklamalarda bulunan Yıldırım, “Rusya ve Çin de bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir” dedi.
“Rusya ve Çin bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir”
Balkan devletlerinin de bu teşkilatın doğal üyesi olduğunu ekleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
“Nahcivan muahedesiyle 2009’de Türk Keneşi, Türk Kurulu Teşkil edildi ve bugün 7 üyeye sahip. Macaristan ve Türkmenistan gözlemci üye, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan Özbekistan, Kırgızistan asıl üye olarak yoluna devam ediyor. Tabi bu sayı gelecek yıllarda artacak, nasıl artacak? Akraba devletler yani birebir kökten gelen lisanları konuşan yahut bünyelerinde Türklerin yaşadığı devletler de bu topluluğun doğal üyesidir. Moğolistan bunlardan biridir. Ayrıyeten Balkan coğrafyasında Macaristan başta olmak üzere Bulgaristan, Bosna Hersek, Sırbistan, Arnavutluk ve Makedonya, bütün Balkan devletleri bu teşkilatın doğal üyesidir ve ileride topluluğa dahil olacaktır. Ayrıyeten Rusya ve Çin de bu topluluğun doğal üyesi niteliğindedir. Bu geniş coğrafyada üzerimize düşen büyük misyon ve sorumluluk var. Bunun farkında ve şuurundayız.”
Binali Yıldırım’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bu ülkeleri ortak bir gelecek amacında birleştirmektir”
“Bazılarının aklına ‘Türkler eski hayallerini mı görüyorlar’ üzere birtakım kelamlar geliyor. Temel itibariyle olay şudur; Bir BM var, ana şemsiye örgütü. Onun altında da daha küçük topluluklar, bölgesel işbirlikleri var. Arap Birliği, Afrika Birliği, Karayip ülkelerinin, Güney Amerika ülkelerinin oluşturduğu birlik, Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Şanghay İşbirliği Örgütü var. İşte bunlara benzeri bir örgüt de Türk Devletleri Teşkilatı’dır. Gayesi nedir? Bölgesel işbirliğini geliştirmek, bölgede yaşayan insanların refahını yükseltmek, güvenliğini kalıcı hale getirmek, kalkınmada, ulaşımda, bağlantıda, iktisatta, ithalat ve ihracatta, kültürdeki farklıların giderilerek bu ülkeleri ortak bir gelecek maksadında birleştirmektir.”
‘”Sayın Putin’in de kararlı ve adil davranışının hakkını teslim etmemiz lazım”
“Azerbaycan 44 gün savaşıyla 30 yılda halledemediği problemini halletti. Bağımsız devletler oluşurken, Sovyetler dağılırken, bu fırsatı ganimet bilen Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 25’ini işgal etti. 1 milyon kişi memleketlerini terk etmek zorunda kaldı. Azerilerin tabiriyle ‘kaçkın, göçkün’ durumuna düştüler. 30 yıl boyunca BM, AGİD, MİS Kümesi üzere tertiplerle bu sorun çözülmeye çalışıldı. Lakin havanda su dövüldü, hiçbir sonuç alınamadı. Sonuçta haklısınız ancak alacağınız yok dendi, ertelendi. İşin sonunda, iş başa düştü. Azerbaycan, kendi topraklarındaki işgalcileri 44 günde attı ve bu süreçte Türkiye’de her türlü takviyesi verdi.
“Burada Rusya Devlet Lideri Sayın Putin’in de kararlı ve adil davranışının hakkını teslim etmemiz lazım. Hatırlarsınız o periyotta Ermenistan diasporası ile baskı kurduğu vakit Sayın Putin, ‘Niye telaş içerisindesiniz, bir savaş yok, Azerbaycan kendi topraklarındaki işgali sonlandırıyor.’ diyerek sıkıntıyı çok açık biçimde ortaya koymuştur. Bu da bölgenin huzur ve selameti için bir devlet adamından beklenecek çok kıymetli bir haldir.
“Amacımız refahın ortak paylaşımını sağlamak, bölgesel meseleleri ve huzursuzlukları ortadan kaldırmak, insanlarımızın geleceğini tehdit eden terör belasında ortak ve bir duruşu sağlamak ve bilhassa Kafkasya ve Orta Asya’ya kadar uzanan topraklardaki her türlü yardımlaşmayı, işbirliğini geliştirmek. Temel maksadımız ‘dostları arttırmak, düşmanları azaltmaktır. Türk Devletleri Teşkilatının da gayesi budur.”