Türk Teşebbüs ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), iktisattaki bozulmalara ve artan döviz kurlarına ait açıklamalarda bulundu. “Ekonomi idaresi anlayışında değişikliğe muhtaçlığımız var” başlıklı açıklamada kur istikrarının, iktisadın sağlıklı işleyişi ve refah üretebilmesi için temel öge olduğu söz edildi. Açıklamada kurlardaki istikrarsızlığın fiyat oluşumuna imkan vermediği söz edilerek “Üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir. Mali kesitteki süreçler beklemeye geçmiştir” dendi.
Yapılan açıklamada ayrıyeten “demokratik ıslahatların gerçekleştirilmesi ile itimat ve istikrarın tekrar sağlanacağını düşünüyoruz” sözlerine yer verildi.
TÜRKONFED’den yapılan açıklamada, gerçek ve mali daldaki kelam konusu aksamaların istihdam ve yatırımları olumsuz etkileyeceğini ve gelir dağılımında önemli bozulmalar yaratacağını aktarıldı.
“Kurumların bağımsızlığını tekrar tesis ederek öngörülebilir bir iktisat siyasetinin hayata geçirilmesini talep ediyoruz”
Kurum tarafından yapılan açıklamada “Ekonomi biliminin gerekliliklerine uygun piyasa idaresi anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz.” denerek şu sözlere yer verildi:
“Ülkemizin, piyasa dinamikleri dışında, geçmişte denenen ve başarısız sonuçlar alınan prosedürlerle kaybedecek vaktinin olmadığını düşünüyoruz
2001 krizi sonrası uygulanan siyasetlerin çok başarılı olduğunu ve bunun sonucunda 2002-2013 yılları ortasında GSYH’mızın 12 bin 500 dolara kadar çıkarak, ülkemizin Orta Gelir Tuzağı’nı aşma noktasına gelmiş olduğunu anımsarsak, yapılması gerekenler çok açıktır.
Merkez Bankası başta olmak üzere kurumlarımızın bağımsızlığını yine tesis edecek tüzel düzenlemelerin yapılmasını, adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat asıllı bir anlayış ile direnci artırılmış, öngörülebilir bir iktisat siyasetinin hiç vakit kaybetmeden hayata geçirilmesini talep ediyoruz.”
“Demokratik ıslahatların gerçekleştirilmesi ile itimat ve istikrarın yine sağlanacağını düşünüyoruz”
Ülkemizin krizden çıkış seyahatinde üretim iktisadı temelli, demokratik, lâik ve toplumsal hukuk devletini güçlendirmesi, güçler ayrılığını, istikrar ve denetleme düzeneklerini yerli yerine oturtması, yargının tam bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi, demokratik ıslahatların gerçekleştirilmesi ile itimat ve istikrarın yine sağlanacağını düşünüyoruz. Ülkemizin ekonomik, hukuk ve demokratik ıslahatları gerçekleştirerek yazacağı yeni kıssada tahlilin bir kesimi olmaya hazırız.
Memleketine ve topluma güvenen iş insanları olarak sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
