Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, kimyasal silah argümanına ait, “Tsk bünyesinde bu türlü bir şeyin olmadığı çok açık ve net. Ancak bir biçimde Mehmetçiğin son derece onurlu ve şeffaf bir halde yaptığı terörle çabayı lekelemek için bu tıp argümanlar periyodik bir biçimde tekrarlanıyor. Bunların hiçbirinin aslı da aslı da yok” dedi.
Akar, Tbmm Plan ve Bütçe Komitesinde, Ulusal Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Çalışmalarını Anayasa ve yasalar çerçevesinde yerine getirdiklerini belirten Akar, “Egemenliğimiz, bağımsızlığımız, 84 milyonun güvenliği için vazife yapmaya çalışıyoruz. Bizim buna ağırlaşmış olmamız rastgele bir eksiklik değil, tersine üzerinde kıymetle durmamız gereken bir konu.” diye konuştu.
Bu bahiste “ötekileştirici dil” kullanılmamasının ehemmiyetine vurgu yapan Akar, “Siz-biz diye bir şey yok. 84 milyonun, 780 bin kilometrekare vatan toprağının bir bütün halinde savunulması, güvenliği için çalışıyoruz. Bu size nazaran, bana nazaran değil. Burada devletin organları var. Gerekli çalışmalar mevzuat çerçevesinde yapılıyor. ‘Siz-biz’ ayrımı yapmadan bir bütün halinde sıkıntıya bakılmasının büyük faydası var.” değerlendirmesinde bulundu.
S-400 konusunda çeşitli soruların geldiğini söyleyen Akar, S-400’ün bir savunma sistemi olduğunu, bunun ne ABD ne de öbürleri tarafından tenkit edilebileceğini belirtti.
Uzun menzilli bölge, hava ve füze savunma sistemini tedarik çalışmalarının hiçbir bilinmeyen gündem olmadan, açık biçimde yapıldığını lisana getiren Akar, ” Türkiye‘ye bir hava taarruzu oldu da biz S-400’ü kullanmadık mı? Savunma sistemi bu. ‘Nerede kullanacağız bunu?’ Bu bir askeri mevzu, savunma, güvenlik konusu. Her şeyi pencere önünde, sahnede yapacak halimiz yok. Birtakım önlemlerimiz, çalışmalarımız var. Gerektiği yerde ve vakitte kullanılacağını da herkesin bilmesi lazım. Bu bahiste bir geri adım yok. Münasebetiyle birtakım şeyler bâtın, ülkelerin kendi ulusal sırlarıdır.” sözlerini kullandı.
“Bu sene 6 Fırtına obüsü imal edildi”
Tank Paleti Fabrikası mülkiyetine yönelik sorular üzerine de Akar, fabrikanın mülkiyetinin büsbütün Hazine’ye ilişkin olduğunu, bunda hiçbir değişikliğin olmadığını vurguladı.
Bu mevzuda Danıştaya üç kere itirazda bulunulduğunu ve hepsinin de reddedildiğini anlatan Akar, fabrikada bu sene altı Fırtına obüsünün imal edildiğini, bunun dışında da imalat, bakım, tamirat üzere çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
“Adı konulmamış ambargolarla karşı karşıyayız.” diyen Akar, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sadece askeri, savunma sanayi hususlarında değil, tıpkı vakitte öbür sivil üretim hususları da dahil, dost bildiğimiz kimi müttefiklerimizden dahi istenilen yanıtları alamıyoruz. Bunlar, rastgele bir formda ‘ambargo’ ismi konulmadan, ‘Daha sonra, daha sonra…’ biçiminde uzatmalarla gidiyor. Ancak bütün bunlara karşın bu eksiklerin, noksanlıkların önlenebilmesi için elimizden gelen çaba neyse bunları yaptık, yapmaya devam ediyoruz.”
Kara Harp Okullarında akademik dersler için sivil öğretim üyelerinin bulunduğunu anlatan Akar, burada evvelki uygulamadan farklı bir durumun kelam konusu olmadığını söyledi. Akar, Harp Okullarında, askeri derslerin sayısı ve oranının yüzde 32 seviyesinde artırıldığını söz etti.
“Herhangi bir halde gaz, kimyasal silah yok”
Kimyasal silah tezlerine da karşılık veren Akar, şöyle konuştu:
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde katiyetle ve asla, rastgele bir formda gaz, kimyasal silah yok. Bu türlü bir şey kelam konusu değil. Ne alınmış ne alındı ne gizli ne bâtın. Uzmanlar tarafından bakıldığında Türkiye’de ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bu türlü bir şeyin olmadığı çok açık ve net. Lakin bir biçimde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Mehmetçiğin son derece onurlu ve şeffaf bir biçimde yaptığı terörle çabayı lekelemek için bu çeşit savlar periyodik bir formda tekrarlanıyor. Bunların hiçbirinin aslı da aslı da yok.”
Bedelli askerlik için 2022’de 51 bin 603 müracaatın olduğunu bildiren Akar, “1 Ocak 2020’den başlayıp 31 Aralık 2021’e kadar 112 bin 661 bedelli askerlik için gelen olmuş. Maliye Bakanlığımızca bunlardan da toplam 4,3 milyar tahsilat yapılmış.” bilgisini verdi.
“SADAT” konusundaki savları da hatırlatan Akar, “SADAT isimli şirketin türel, ticari, mali ve kurumsal yapı olarak hiçbir biçimde bizimle ilgisi yok. İsmi geçen şirketle, ferdî ve kurumsal olarak da hiçbir temasımız olmamıştır. Onların bize rastgele bir eğitim paketi vermesi, eğitim paketi almamız, onların bize teklifte bulunması, bizim onları dinlememiz yahut yurt dışındaki teşkilatımıza karışması katiyen kelam konusu değil.” diye konuştu.
“Biz beraberiz, karıştırıyorsunuz. Siz-biz yok”
Akar, Yunanistan konusundaki açıklamalarının Yunan basınında olumlu biçimde yer aldığını, Yunanistan’ın eski başbakanı Aleksis Çipras’ın partisinin de Yunan hükümetine, “Türkiye’ye karşı yapılan saldırgan hareketlerin, telaffuzların Yunan halkına ziyan verdiği, bu hareket ve telaffuzlardan vazgeçilmesi” tarafında davetinin bulunduğunu lisana getirdi.
Bu esnada HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın, “Biz de tıpkı şeyi size yapıyoruz.” kelamlarına Akar, “Siz-biz değil. Biz beraberiz, karıştırıyorsunuz. Siz-biz yok. Bir şey yaparken hepimizin hakkını, güvenliğini sağlamak için çalışıyoruz.” karşılığını verdi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libya’daki faaliyetlerine yönelik soru üzerine Akar, “Eğer Libya’daki kardeşlerimizle eğitim, iş birliği ve yardımlaşma hususlarında birlikte olmasaydık, darbeci Hafter güçleri Trablus’a girmek üzereydi, 5 kilometre kalmıştı. Münasebetiyle şu anda ne Trablus ne bu seçim ne siyasi görüşmeler olurdu, bunun bilinmesi lazım” diye konuştu.
Libya’nın legal hükümetinin yazdığı davet mektubuna yalnızca Türkiye’nin olumlu cevap verdiğini anımsatan Akar, “Oradaki sivil, saf insanların katledilmesine göz mü yumsaydık, seyretse miydik?” diye sordu.
TSK’nın yurt dışı faaliyetleri
Akar, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki operasyonların memleketler arası hukuka, BM kararlarına uygun, insan haklarına saygılı, tarihi, dini yapılara, etrafa azami dikkat edilerek yapıldığını vurgulayarak TSK’nın yurt dışındaki faaliyetlerine ait ise şu açıklamalarda bulundu:
“Yurt dışındaki çabayı ‘işgalcilik’ üzere görmek emperyal güçlerin lisanını kullanmak demektir. Bu, çok yanlıştır. Emperyal güçler hiçbir halde kendi alanlarında Türkiye üzere ülkelerin olmalarını istemiyor. Onlar oralarda tek başına tezgah kurmuşlar, bunun devam etmesini istiyorlar. Biz nasıl işgalci olabiliriz? 600 sene Türk yönetiminden sonra ortaya çıkan devletlerden hiçbiri Türkçe konuşmuyor ama Afrika’da şu anda Portekizce, İspanyolca, İngilizce, Almanca, Fransızca konuşuluyor. Kim işgalci?”
Türkiye’nin “işgalci”, “emperyalist”, “sömürgeci” olmadığının altını çizen Akar, “Ancak biz vefasız da değiliz.” dedi.
Bir milletvekilinin “F-4 uçaklarının envanterden kaldırıldığına” yönelik kelamları üzerine, bu uçakların faaliyetlerinin 2030’a kadar devam edeceğini belirten Akar, “F-16’lar da yapılan modernizasyon projeleri ile daha uzun yıllar kullanılmaya aday.” dedi.
Ulusal Savunma Bakanı Akar, generallerin emeklilik ve terfilerine yönelik tenkitleri şöyle yanıtladı:
“Terfiler, uzatmalar, kadrosuzluktan emeklilikler büsbütün Yüksek Askeri Şura kararları ile oluyor. Kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Başkanlığı büsbütün işin içinde. Onlar her zamanki üzere kendi çalışmalarını getiriyorlar, bu çalışmalar Bakanlığa geliyor. Daha sonra Şura toplantısında konuşuluyor, sonuç alınıyor. Bu teklifler üzerinden çalışmalar yapılıyor. ‘Emir-komuta meselesi’ var. Operasyonel hususlarda nereye gitsek biz arkadaşlarımızla beraberiz. Genelkurmay Lideri ve Kuvvet Kumandanları ile birlikte gidiyoruz. Harekatın planlanması ve uyumu büsbütün Genelkurmay Liderinin sorumluluğunda. Kime karşı? Bakana karşı. Emir-komutada rastgele bir zafiyet mutlaka kelam konusu değil. Beraberlik içinde bu vazifeyi sürdürmeye çalışıyoruz. Burada rastgele bir aksaklık, eksiklik kelam konusu olamaz.”
-“Sistem müsaade vermez”
Akar, bir milletvekilinin “kışlada kuşkulu asker ölümleri” sözünü kullanması üzerine, “Kışlada rastgele bir hadise olsa, bir Mehmetçik vefat etse, inanın babası Genelkurmay Lideri, dayısı Kuvvet Kumandanı, amcası Bakan olsa kapatılmaz. Mümkün değil, sistem buna müsaade vermez. Kesinlikle idari tahkikat yapılır, savcılığa intikal eder ve gereği yapılır. Nerede aklınızda bir isim varsa gelin, Bakanlığımızın kapısı sonuna kadar açık. Bütün bilgileri, dokümanları ortaya koymaya sizlerle paylaşmaya hazırız. Şayet milyonda bir ihtimal bir şey varsa bunun üzerine gitmek bizim boynumuzun borcu” diye konuştu.
Konuşmaların akabinde Komitede, Ulusal Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesi kabul edildi.
A Milli Futbol Takımı kadrosu 2022 Dünya Kupası için sizce yeterli mi? 🇹🇷#BizimÇocuklar #2022DünyaKupası
— Haberler.com (@Haberler) November 16, 2021
AA / Ali Kemal Akan – Son Dakika Haberleri
