Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, iktisattaki gidişatla ilgili aynı durumun kelam konusu olduğunu söylediği 2008 yılında “Bizi bu teğet geçecek.” dediğini aktararak, “Hatırlayın, bizi teğet geçti. Burada sorunun dolar olmadığını, problemin faiz olmadığını anlamak için şöyle bir adım geriye çekilip akıl, izan ve vicdan penceresinden fotoğrafa bakmak kafidir. Dün kendimizle birlikte tüm mazlum ve mağdurların güvenliği için ne dedik ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek meydan okuduk. Bugün yeniden kendimizin ve dostlarımızın ekonomik özgürlüğü, refahı, geleceği için ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz.” diye konuştu.
Buradaki konuşmasına, “Minareler süngü, kubbeler miğfer, mescitler kışlamız, Müminler asker. Bir şey bizi sindiremez, gökler yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa. Biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş. Zaferlerin kapusu, Anadolu’nun tapusu Malazgirt’ten ta Çanakkale’ye imanın geçilmez kalesine kadar ecdadımızı zaferden zafere koşturan işte şu anda içinde bulunduğumuz bu birlik, beraberliktir.” sözleriyle başlayan Erdoğan, tüm iştirakçileri selamladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine bir müjde verdiğini söyleyen Erdoğan, “Malum bir mağarada sıkıştırıldı bu teröristler, 7 tane terörist orada halledildi, artı 2 terörist daha halledildi, sayı 9 oldu. Onlar kaçacak biz kovalayacağız, er yahut geç bunları kazımadan, kökünü kurutmadan inşallah bize durmak, duraksamak yok. Her ne kadar Bay Kemal onların parlamentodaki temsilcileriyle el ele omuz omuza Ankara’dan İstanbul’a da yürüyorsa onlar vazifesini yapacak, biz de vazifemizi yapacağız. Benim milletim inşallah bunların da herhalde kitabını dürecektir.” diye konuştu.
“Ellerinden gelse bugün Türkiye’yi yine zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faşizmine geri döndürecekler”
Program vesilesiyle demokrasi gayretinin pek çok farklı sayfasına şahitlik etmiş vatandaşları dinleyeceklerini lisana getiren Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin, merhum Menderes’in ‘Yeter kelam milletindir’ diyerek başlattığı demokrasi seyahati idam sehpasından zindanlardaki azaplara kadar kaç baskı ve zulümle engellenmeye çalışıldı. Toprağa gömdüklerini sandıkları filizlerin aslında birer tohum olduğunu ve her seferinde çok daha güçlü bir formda uzunluk vereceğini bunlar hiç düşünmemişlerdi, bilmiyorlardı. Buna karşın coğrafyamıza ve milletimize yönelik kinleriyle, nefretleriyle, sinsilikleriyle bezeli niyetlerinden hala vazgeçmiş değiller. Ellerinden gelse bugün Türkiye’yi yine zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faşizmine geri döndürecekler. Ellerinden gelse bu milletin hangi inanca, hangi kökene, hangi meşrebe sahip olursa olsun kendileri üzere düşünmeyen, kendileri üzere yaşamayan tüm fertlerini imha edecekler. Fakat hamdolsun başaramıyorlar ve başaramayacaklar. Milletimiz her darbeden, her akından, her karanlık geceden sonra hak, hukuk, adalet, özgürlük bayrağını tekrar yükseltmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu çaba periyodunda her birini rahmetle andıkları kayıplarının olduğuna işaret ederek, “Çekilen acılar ve uğranan zulümler yüreklerimizde inanın derin izler bırakmıştır. Heba olan vaktimiz ve gücümüz bizi dünyadaki kalkınma yarışında oldukça geriye itmiştir. Bununla birlikte karanlığa asla teslim olmadık, umudunuzu asla kaybetmedik, zalimlere asla boyun eğmedik, çabayı asla bırakmadık. Sonuçta kalbimizin bir yanı buruk, öbür yanı coşkuyla dolu bir halde işte bugün buradayız. ‘Helalleşme’ diye ortaya atılanların evvel gelip buradaki kardeşlerimizden helallik almaları lazım.” dedi.
Kendisinin Siirt’in damadı olduğunu hatırlatarak, evlendiği periyottaki Siirt’in bugün olmadığını, birçoklarının göç ettiğini belirten Erdoğan, “Niye? Terör sebebiyle. Buralardan topraklarını terk ederek İstanbul, İzmir, Ankara buralara göç ettiler. Onlara burada yaşamayı adeta zindan edenler artık onun hesabını veriyorlar ve verecekler. Üzerlerine üzerlerine gidiyoruz, gideceğiz. 1960 darbesinden 1980 darbesine, 1997 postmodern darbesinden 15 Temmuz darbe teşebbüsüne uzanan bir utanç galerisinden geçerek geldiğimiz bu yer hepimiz için çok değerlidir. Gençlerimizin en büyük bahtı bu zulümleri şahsen yaşamamış, en büyük eksikleri de bu deneyimleri şahsen edinmemiş olmalarıdır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tıp buluşma programlarını orta yaş ve üstü jenerasyona yaşadıklarını hatırlatma, gençlere de deneyim transferi vesilesi olarak gördüklerini söyledi.
“Vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur”
Yaşanılan coğrafyanın 10 bin yılı aşkın tarihiyle insanlığın birinci devrinden beri en beğenilen hayat alanı olduğunu belirten Erdoğan, kaç kavim, inanç ve kültürlerin gelip geçtiği bu toprakların medeniyetlere kaynaklık ettiği kadar güç kavgalarının da merkezi olduğunu tabir etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık bin yıldır birebir yazgısı paylaştığımız vatanımıza dikilen kem gözler bugün de mevcuttur. Daha 5-6 yıl evvel sonlarımızın terör örgütleri kullanılarak nasıl ve niye taciz edildiğini unutmadık. Ülkemize musallat edilen ve 40 yıldır kendi insanımızın kanını döken bölücü örgütün niye hala ayakta tutulmaya çalışıldığını çok yeterli biliyoruz. Lakin bak işte buyurun bu türlü mi yaparsınız? Hollanda’da 50 tane PKK’lıyı apar topar topladılar zira orada operasyon yapmaya kalktılar, bedelini ödediler. Ben inanıyorum ki bunlar yalnızca Hollanda’da değil, Almanya’sında da Fransa’sında da bütün bu bedelleri ödeyecekler. Bunlara dünyada barınacakları yer kalmayacak, kâfi ki biz dik duralım. Vekalet savaşları yoluyla ülkemizin birliğini, devletimizin tekliğini, milletimizin bütünlüğünü parçalamak için oynanan oyunların farkındayız.” değerlendirmesinde bulundu.
Bunun için her fırsatta, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.” dediklerini aktaran Erdoğan, “İşte bunu derken bu senaryoların hepsine de meydan okuyoruz. Türkiye’nin demokraside, hak ve özgürlüklerde, ekonomik kalkınmada geldiği seviyeyi yok sayıp bizi tekrar kendi iç kavgalarımızın bataklığına itmek isteyenlere fırsat vermiyoruz. Irak’tan Suriye’ye, Libya’dan Sudan’a kadar pek çok yerde sergilenen oyun bizde de denenmek istendi. Allah’ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle asırlık hesaplaşmaların hepsinden de alnımızın akıyla çıktık. Artık tıpkı çabayı iktisatta veriyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birebir durumun kelam konusu olduğunu söylediği 2008 yılında “Bizi bu teğet geçecek.” dediğini aktararak, “Hatırlayın, bizi teğet geçti. Burada sorunun dolar olmadığını, sorunun faiz olmadığını anlamak için şöyle bir adım geriye çekilip akıl, izan ve vicdan penceresinden fotoğrafa bakmak kafidir. Dün kendimizle birlikte tüm mazlum ve mağdurların güvenliği için ne dedik ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek meydan okuduk. Bugün yeniden kendimizin ve dostlarımızın ekonomik özgürlüğü, refahı, geleceği için ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz.” diye konuştu.
“Refahı yaygınlaştıracağız”
Siyasi özgürlükle ekonomik özgürlüğün madalyonun iki yüzü üzere olduğunu, biri olmadan oburunun anlamsız olacağını lisana getiren Erdoğan, “Biz ülkemizde nasıl tüm vatandaşlarımızı en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturmuşsak, inşallah iktisatta de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız. Bugün demokrasiyi konuşuyoruz, inşallah yarın milletimizin refahını nasıl arttırdığımızın muhasebesini yapacağız. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Nereden nereye geldiğimizi hakikat biçimde tespit etmeden nereye gideceğimizi bilemeyiz.” dedi.
Merhum Sezai Karakoç’un “Kar Şiiri”ni okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet bir gün herkes milletimizle birlikte verdiğimiz demokrasi uğraşımızı de anlayacak, iktisat çabamızı de anlayacak, medeniyet çabamızı de anlayacak.” diye konuştu.
