Sözcü müellifi Hürmet Öztürk, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Lideri emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’ın “Suriye’nin Hatay rüyasına” ait olarak görüşlerine yer verdiği bugünkü yazısında, “Hatay ile birlikte hudut boyunca oluşan bu demografik yapı, gelecekte mahallî idari özerkliğin kapısını aralayabilir. Bu türlü bir gelişme muhtemel bir Suriye federasyonunun modülü olunması isteğini da doğurabilir” dedi.
Öztürk’ün aktardığına nazaran; 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Lideri emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, şu değerlendirmede bulundu:
“Bölge ayrılıkçı yer oluşturma potansiyeli bakımından stratejik bir amaç olma riski taşıyor. Suriye Halk Meclisi’nin, Hatay’la birlikte sonumuzda oluşan demografik durumdan cüret aldığı söylenebilir. Hala Türkiye’nin denetim ettiği Suriye tarafında, önümüzdeki devirde şayet Sünni idari özerk bir yapı oluşturulur ve Suriye bir federasyona dönüşürse, Suriyelilerin ağır yaşadığı hudut coğrafyamız o bölgeyle birlikte eklemlenmiş özerk coğrafik bir yapıya evrilme riski taşıyacak.”
“Böyle bir gelişme, mümkün bir tercih ya da oluşum, ‘Türkiye’nin kelamda eyalet tipi mahallî yönetimlere ayrılması için model’ manasına da gelebilir. Bu nedenle, sığınmacıların geriye dönüşleri global odaklarca da istenmiyor. Zira bölgedeki demografik yapıyı alt üst eden bu sığınmacıların varlığına, geleceğe dair istismar edilebilecek bir alan olarak bakıyorlar” diyen Öztürk, Suriye ile hudut olan vilayetlerden Gaziantep’te 450 bin, Hatay’da 435 bin, Şanlıurfa’da 423 bin, Kilis’te 104 bin Suriyeli yaşadığına dikkati çekti.
“Türkiye’nin güneyindeki sığınmacı sosyolojisi elbet kökleşecek ve erozyonlaşacaktır”
“Suriye’de ki çatışmaların uzaması ve hatta uzatılmasının, gerçekleştirilmek istenilen bu yıkıcı senaryonun olgunlaştırılması problemiyle yakından ilgili olduğunu pahalandıran Ünal Atabay, ‘Suriye’de ki çatışma ortamı uzadıkça ya da uzatıldıkça Türkiye’nin güneyinde ki sığınmacı sosyolojisi elbet kökleşecek ve erozyonlaşacaktır. Bu durum global odaklar için toplum mühendisliğine açık hale gelebilecektir’ görüşünde” diyen Öztürk, devamında kendi şu görüşlerini aktardı:
“Bölgenin istismarına yol açabilecek senaryolar, Türkiye kadar Suriye’nin de toprak bütünlüğünü yakından ilgilendiriyor”
“Diğer bir deyişle, Hatay ile birlikte hudut boyunca oluşan bu demografik yapı, gelecekte lokal idari özerkliğin kapısını aralayabilir. Bu türlü bir gelişme muhtemel bir Suriye federasyonunun kesimi olunması dileğini da doğurabilir.
İşte bu çerçevede, başta Hatay olmak üzere güney sonumuzda oluşan demografik durum ve buna bağlı sosyo- kültürel erozyonun yaratabileceği hassasiyetler, global güçlerin geleceğe dair senaryoların Esad’ın meclisi tarafından açıkça lisana getirilmesi terennüm edilmesinden / ettirilmesinden öbür bir şey değil. Bölgenin istismarına yol açabilecek senaryolar, Türkiye kadar Suriye’nin de toprak bütünlüğünü yakından ilgilendiriyor. Dış odakların mümkün istismarına fırsat vermemek ismine bir an evvel Esad idaresiyle yakın iş birliği yapılması / görüşülmesi her geçen gün daha da değer kazanıyor.”
Yazının tamamını okumak için .
