Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Biraz çenemiz yorulsun o zaman.
Öncelikle muhafazakarları homojen bir kitle olarak değerlendirmek yanlış olur. Sınıf değişkeni devreye girdiğinde karşımıza bambaşka dünyalar çıkabiliyor.
Bizim bugün öznemiz sınıf atlayan ya da atlamak isterken çamura batan kitle. Yeni nesil zengin muhafazakar gençliğin içinde bir ukdedir, ailelerinin ve çevrelerinin kabul edemeyeceği bir hayat tarzının nimetlerinden faydalanamamak. Eğer bekarlarsa evlendiklerinde gidemeyecekleri, gitseler de binbir suratla köşe bucaklarda duracakları eğlence mekanlarının havasını mutlaka teneffüs etmek isterler. Kısa dar paça kumaş pantolonlarıyla yayıldıkları pahalı arabalarıyla “öteki”nin semtinde gezinmek kendilerine bir hava katar. Gençtik, cahilliğimize kandık sığıntısı hep bir kurtarıştır kafalarında. Yeni nesil zengin genç muhafazakarlar parayı tavanında ayetlerin yazılı olduğu kahvecilerde ezecek değil elbette. Hayatlarına gıpta ile baktığı, bakarken kehribar tespihiyle sabırlar çektiği “öteki”nin mekanında ezecek..
Sınıf yükselirken elbette tüketimi de yükselecek ve çeşitlenecekti. Peki sadece ev ve araba almak için mi her şey?…
Aradan zaman geçince işlerin pek de öyle olmadığı öğrenildi. Sosyal medya paylaşımları ve günlük pratikte genç muhafazakarların tüketim pratikleri ile yüzleştik.
Geçtiğimiz günlerde ise Kürşat Ayvatoğlu adlı bir AKPli danışmanın sosyal medyaya düşen kokain görüntüleri ile muhafazakar gençlerin tüketim alışkanlıklarının çeşitliliği konusunda bilinenleri güncelledik.
2000lerde AKP iktidarıyla birlikte büyüyen muhafazakar burjuva sınıfı tüketim alışkanlıklarını değiştirdi ve geliştirdi. ”Bir lokma bir hırka” felsefesinden ”Bir Müslüman her şeyin en iyisine layıktır” felsefesine hızlı bir geçiş yapıldı.
Muhafazakarların değişen felsefesinden bahsetmişken şu alıntıyı da buraya bırakmam istedim. Ulvi Alacakaptan’ın bir sözüydü.
”Eskiden ihlas sandığımız şey meğer parasızlıkmış”
Peki nerelere harcanıyor bu para? Hem kadınlarda hem erkeklerde tüketim marka ağırlıklı.. Influencer hesaplarında bile görülmeyen markalar…
Yurt içinde muhafazakar gelenek nedeniyle ‘’aman birileri görür’’ korkusuyla yapılamayanlar için düzenlenen yurtdışı turları..
Anne baba görsün diye Instagram’da Bosna paylaşımı, ardından Belgrad ve Prag geceleri….
Ve buradan açıkça yazamayacağımız farklı tüketim alışkanlıkları…
Aslında bu tüketim örneklerinin devamını hepimizin ağzını bir karış açık bırakacak şekilde devam ettirebiliriz ama bunların hiçbirimize magazin ve merak gidermek dışında bir faydası yok.
Ve önemi yok çünkü hepimizin aklında cevaplanması gereken tek soru var:
Bu paraların kaynağı nedir? Balya balya paralar nasıl kazanıldı? O ‘’Line’’lar nasıl kazanılan paralarla çizildi? Bir danışman bu kadar kazanıyorsa ya daha yukarıdakiler?
Tayyip Erdoğan’ın hitabetini ve mitinglerini etkili yapan unsurlardan biri de atasözleridir. Ben de bir atasözüyle bitireyim:
Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar!
