Gülsen Solaker
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna’nın bağımsızlığı için sonuna kadar direneceklerini belirterek yalnızca kendi topraklarını değil Türkiye dahil tüm Avrupa’yı mümkün Rusya tehdidine karşı savunduklarını söyledi.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, gerek alandaki son duruma ait gerekse Türkiye’nin izlediği siyaset ve Ukrayna’da kullanılan Bayraktar TB2 insansız hava araçları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Öncelikle bizi alandaki son duruma ait bilgilendirir misiniz? Nükleer tesislerle ilgili bir telaş oldu en son, durum şu anda nedir?
Şimdiye kadar dokuz günü geride bıraktık ve son derece dramatik bir savaş oluyor. Rusya işgaline karşı direniyoruz. Rusya terörist taktikler deniyor ve sivil maksatları de vurmakta. Dün gece çok berbattı, zira Rusya nükleer tesisi de maksat aldı. Şu anda durum yatışmış görünüyor ve sivillere dönük bir tehlike bulunmuyor. Rusya nükleer tesisi ele geçirdi ve tesisle ne yapacaklarını bilmiyoruz. Ülkenin kuzey ve güneyinde de çatışmalar ve bizim güçlerimizin savunması sürüyor. Kendimizi savunmaya devam ediyoruz, bağımsızlığımızı korumak için elimizden gelenin en uygununu yapmaya çalışıyoruz. Yapabildiğimiz kadar da direnmeye devam edeceğiz.
Türkiye dahil pek çok ülkeden Ukrayna’ya çeşitli insani yardımlar gönderiliyor. Kimi Avrupa ülkeleri de silah yardımında bulunuyor. Beklentilerinizi karşılıyor mu bu yardımlar?
Gerek Türk hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse Türk halkının gösterdiği dayanışmadan ötürü müteşekkiriz. Aslında şu anda yalnızca bir büyükelçilik olarak değil yardımların toplanma merkezi olarak da misyon yapıyoruz. Şimdiye kadar altı büyük TIR yardım toplandı ve onları Ukrayna’ya gönderdik. Şu anda Bulgaristan hududunu geçtiler ve Ukrayna’ya varmak üzereler. AFAD ve Kızılay’dan da yardımlar geldi. Türkiye’de çok farklı bölümlerden takviye gördük ve bunun için çok memnunuz. Türkiye bu savaşı ve kimin saldırgan, kimin ise savunmada olduğunu yeterli anlıyor. Tüm bu yardımlar gereksinim halindeki Ukrayna halkına yardımcı olacak. Umarız ki bu askeri hareketlilik biter ve böylece yardımları ulaştırabiliriz, lakin şu an için Rusya buna müsaade vermiyor. Dün insani koridor açılması için muahedeye varıldı. Fakat ben ferdî olarak Ruslara güvenmiyorum. Zira çarçabuk birtakım provokasyonlar yapabiliyorlar.
Aslında ortada bir inanç ortamından kelam edemeyiz. Zira Rusya’nın asıl maksadı Ukrayna’yı denetim altına almak. Şu anda Sovyetler Birliği’nin 2.0 versiyonunu kurmak ve bütün komşu bölgeyi denetim etmek istiyorlar. Bu nedenle de Rusya’nın yalnızca Ukrayna için değil tüm komşu ülkeler için de fizikî bir tehdit ögesi olduğu ihtimalini dışlayamam. Biz şu anda kendi ana yurdumuzu savunuyoruz fakat tıpkı vakitte Türkiye dahil başka Avrupa ülkelerini de Rusya’nın muhtemel bir tehdidinden koruyoruz. Karadeniz bölgesi artık inançta değil diyebiliriz.
Yani size nazaran Türkiye de mi tehdit altında? Bu sözlerinizi açar mısınız?
Evet, aslında bütün bölge tehdit altında. Öncelikle bütün bölge için turizm ve ticaret açılarından ekonomik boyutu var bu savaşın. Tıpkı vakitte istikrarsızlık da yaratıyor ve bölgemiz bu istikrarsızlıktan makûs etkileniyor. Bizim ülkemiz tahminen direkt etkileniyor ancak öbür ülkeler de dolaylı etkilenmiş oluyor. Şayet biz bu savaşı kaybedersek öbür ülkeler de taarruza uğrayabilir. Zira Putin’in başında ne olduğunu bilmiyoruz. Şayet öteki ülkelerin zayıf olduğunu ve korktuklarını görürse o durumda onlara da saldırabilir. Onun taktiği bu. Zira saldırgana ne kadar özgür alan tanırsak o vakit bunu yapar. Bu bahiste çok spekülasyon yapmak istemiyorum, ancak mesela Baltık ülkelerine yönelme ihtimalini dışlamıyorum. Komşu her ülke için fizikî tehdidin mevcut olduğunu düşünüyorum.
Türkiye şimdiye kadar bir istikrar siyaseti izlemeye çalışıyor zira gerek Ukrayna gerekse Rusya ile âlâ münasebetleri var. Türkiye’nin bu siyasetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’den gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalar bu işgalin kabul edilemeyeceği istikametinde. Türkiye bu saldırıyı bir ülkenin diğer bir ülkeye olağan bir hareketi olarak pahalandırmıyor. Bu nedenle Türk hükümetinin ve halkının gösterdiği tam dayanışma için teşekkür ederiz. Türkiye, Rusya ya da Ukrayna’nın tarafında değil, kendi siyaseti var. Her hükümran ülkenin kendi siyasetini oluşturma hakkı vardır. Bizim için en kıymetli olan konu gereksinimimiz olan takviyesi alabilmek. Nasıl bir siyaset izleyeceği ise Türk hükümetine kalmış bir bahis. Bu nedenle eleştirmiyor ve ikili ilgileri geliştirmeye çalışıyoruz.
Türkiye’den satın alınan Bayraktar’ların savaşta faal olarak kullanıldığını görüyoruz. Bu silahların kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bayraktar’lar çok tesirli ve kıymetli bir silah. Rusya’nın hücumlarına karşı savaşmamızda çok yardımcı oluyor. Birebir vakitte işbirliğimizin ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor. Daha evvel aldığımız bu silahlar alanda fark yaratıyor. Aslında bu savaştan evvel Akıncı üzere öteki savunma sanayi alanlarında da işbirliğimiz vardı. Çok verimliydi lakin Ruslar tarafından sekteye uğratıldı. Lakin neyse ki kâfi sayıda Bayraktar alabilmiştik ve artık de bunları kullanıyoruz.