Yeni Şafak müellifi İsmail Kılıçarslan, bugünkü yazısında Bekir Pakdemirli’nin Tarım ve Orman Bakanlığı vazifesinden alınmasının akabinde eski bakana veryansın eden kimilerinin tutumlarındaki o “tuhaf ton”nun epeyce can sıkıcı olduğunu yazdı.
Bakanlığı periyodunda Pakdemirli’yi hayli sert eleştiren yazılar kalem aldığını tabir eden Kılıçarslan “ Şimdiyse vazifesinden alındığında, yani makamından kaynaklı gücü elinden gittiğinde onu eleştirecek değilim. Zira beşere yakışan hakikat tutumun bu olduğuna inanıyorum. Pakdemirli, hatasıyla-sevabıyla vazifesini tamamladı. ‘Geçmiş olsun’ diyelim. Hem ona, hem bize” görüşünü lisana getirdi.
Pakdemirli’den misyonu devralan Vahit Kirişçi’yi tarım ve hayvancılık ile ilgili “hangi tablonun beklediğine dair” birtakım istatistiklere baktığını yazan Kılıçarslan “Şimdi kimseye yaranamayacağım bir şey söyleyeyim. Tablo muhaliflerin çizdiği kadar berbat da değil, iktidar destekçilerinin sandığı kadar parlak da değil” diye yazdı.
Tarım ve hayvancılığa ait 2021 üretim sayılarını paylaşan Kılıçarslan özetle yazısına şöyle devam etti:
Malum, ‘Türkiye et ithal ediyor’ tantanası hiç bitmeyen bir sıkıntı. Orada da istatistikler bize et ithalatının nizamlı olarak azaldığını haber veriyor. Bir öbür hoş haber de 2015’ten bu yana yanlışsız sistemler ve yanlışsız cins tercihleriyle büyükbaş hayvanlarda karkas tartısının artırılması olmuş. Karkas tartısının 260 kilolardan 290 kilolara çıkması az sıkıntı değil. Zannederim bu yıl canlı hayvan ve et ithalatı sıfırlanmış olacak.
Gelelim şu “romantizm” sorununa bir yandan da. ‘Türkiye’de tarımın bitirildiği’ propagandası her vakit taraftar buluyor kendine. Baktığımız, okuduğumuz, gördüğümüz hiçbir sayı bu ‘bitirme işini’ desteklemiyor. Bilakis, ziraî üretimde de, ihracat sayılarında da daima bir artış görülüyor yıldan yıla.
Lakin natürel açık söylemek gerekirse ziraî üretim konusunda ‘olabileceğimiz en âlâ yere’ biraz daha yolumuz var. Olabileceğimiz en yeterli yer ‘endüstriyel ve yenilikçi bir yol haritası’nı çıkarıp çıkaramayacağımıza bağlı.
Kabaca söylemek gerekirse un değil makarna, et değil köfte, süt değil süt tozu, çilek değil çilekli pasta, gül değil parfüm ihraç etmeye başladığımızda değişir Türkiye’de ziraî üretimin yol haritası. Sayın Bakan’ın en çok işin bu tarafına baş yormasını çok isterim. Çünkü Türkiye’nin geleceğini savunma endüstrimiz, yaratıcı sanayilerde üretebildiğimiz markalarımız ve yüksek karşılığı olan tarım ihracatımız garanti altına alacak bence.”