MERSİN (İHA) – Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer ile Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar, iki kentin gelişmişliklerinin artırılması ve ortak çalışmalar yapılması çerçevesinde güç birliği için Çukurova SİFED toplantısında bir ortaya geldi. İki liderin da ortak iletisi, “Mersin ve Adana ortasında bir rekabet yok” oldu.
Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (Çukurova SİFED) tarafından düzenlenen ‘Çukurova İçin Ortak Gelecek’ başlıklı toplantılar serisinin birincisine, Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer ile Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar konuşmacı olarak katıldı. Bir otelde gerçekleştirilen toplantıya, iki kentin sivil toplum örgütleri ve odalarından temsilciler ile çok sayıda iş insanı katıldı. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Nejat Erk’in yaptığı toplantıda, iki lider, Çukurova özelinde Mersin ve Adana’nın rekabeti bırakıp, iş ve güç birliği yapması konusunda ortak görüşlerini aktardı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Çukurova SİFED Lideri Hüseyin Kış, yazgı birliği yapan Adana ve Mersin’in güçlerini birleştireceğine inandıklarını söyledi. Bu manada, bu toplantının milat olmasını dileyen Kış, “İki komşu vilayet olan Adana ve Mersin, her alanda iş birliğini güçlendirerek Çukurova bölgesini bir çekim merkezi haline getirmeleri mümkündür. Bu vizyonu öne çıkarmak, daha evvel yaşananları bırakarak bundan sonra ortak bir sinerjinin yakalanmasına fırsat sağlayacaktır. Adana ve Mersin, 1990’lı yıllarda toplumsal ve ekonomik açıdan Türkiye’nin birinci 5 ili içerisinde yer alırken, bugün 25’inci sıralarda rekabet eden iki kenttir. Üstelik bu iki kentimiz de TÜİK datalarına nazaran ne yazık ki yoksulluk ve gelir adaletsizliğinde 3’üncü sırada yer almaktadır. İşsizlik de maalesef iki kentimizin kanayan yarasıdır. Kısaca çok da manalı olmayan bu rekabet bizleri ileriye taşımamış, bilakis geriye götürmüştür. Adana ve Mersin, ortak hareket ederek daha başarılı sonuçlar elde edebilir. Çukurova’nın gelişimi için öncülük etmek isteyen tüm insanları tıpkı platformda buluşmaya çağırıyoruz” dedi.
Toplantıda daha sonra iki kentin tanıtım sinemalarının izlenmesinin akabinde Seçer ve Karalar, moderatör Prof. Dr. Erk’in sorularını yanıtladı.
“Adana’nın da Mersin’in de çok gerilere düşmüş olmasından büyük keder duyuyoruz”
Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar, Adana ve Mersin’le ilgili bir heyecan bulmanın, ‘bu kentle ilgili ne yapabiliriz’ diye baş yormanın ve bu iki kenti ileriye gerçek sıçratmakla ilgili bir niyet ortaya koymuş olmanın son derece değerli olduğunu vurguladı. İki kentin birbirine çok emsal istikametleri olduğuna işaret eden Karalar, “Biz, Adana’nın da Mersin’in de çok gerilere düşmüş olmasından büyük ıstırap duyuyoruz. ve elbette bunun zıdda dönmesiyle ilgili belediye lideri olarak önemli çabalar gösteriyoruz. Vahap Beyefendi de ben de yatırımın, girişimcinin önünü açmak, onun işini kolaylaştırmakla ilgili belediyelerin hudutlu da olsa yapabileceği her şeyi yapmakla ilgili çok önemli, samimi duyurularda bulunduk. Yalnızca telaffuzda değil, aksiyonda de bunu gösterdik. Adana’da, Yumurtalık’ta, Ceyhan’da yapılan yatırımların neredeyse tamamında iş adamlarının işini kolaylaştırmak için yol, altyapı, su ne gerekiyorsa gereğini yaptık” diye konuştu.
“Adana ile Mersin’in bir rekabeti yok”
Bir şeyin kaçırılmaması gerektiğinin altını çizen Karalar, “Adana ile Mersin’in bir rekabeti yok. Benim Vahap Bey’le ya da Vahap Bey’in benimle bir rekabeti yok, olamaz da. Biz lakin Adana’yla Mersin’in ortak yararını düşünen, birbirine engelleyen değil, birbirini destekleyen bir idare modeliyiz aslında. Bunu kanıtladık. Hiç kimse şunu söyleyemez; ‘Adana’nın lehine Mersin’e engellediniz ya da Mersin’in lehine Adana’yı engellediniz’; bu türlü bir uygulamamız asla olmadı. Bir uyumsuzluğumuz da olmadı, olmaz da. Bu çok net söyleyeyim. Yeniden dikkatinizi çekmek istiyorum; burada neredeyse Türkiye’yi yönetim edenlerin bir eksiği var. Bugün iki kent 4’ten, 5’ten 23-24’lere gelmişse elbette belediye liderlerinin da sorumluluğu vardır ancak temel sorumluluk siyasettedir, yönetendedir ve ayrıyeten kent dinamiklerindedir. Zira biz siyaseti demek ki, yeteri kadar zorlanmamışız. Yeteri kadar Adana’yla Mersin’i yatırım ortamı yapamamışız. Fakat burada Vahap Lider ile benim sorumluluğum yok. Biz zorluyoruz. Biz misyona geldiğimizden bu yana, ben bilhassa Adana’nın gelişmişlikte geri kalması, geliri üzere birçok mevzuda bir sürü şey söylüyorum ve Adana kamuoyunun beni bu bahiste dayanaklar durumda olmasını istiyorum. Bu tam olmamıştır. Lakin bu toplantı bile bunun olacağı noktasında önemli bir umut veriyor. Umut çok kıymetli; burada bir inanmışlık var ve inanmışlık çözmenin yarısıdır” sözlerini kullandı.
“Partimizin iktidar olması durumunda iki projesi var”
Karalar, partileri CHP’nin iktidar olması durumunda Çukurova bölgesiyle ilgili iki tane temel projesi olduğunu da belirterek, şöyle devam etti: “Bir, ‘Merkez Türkiye’ projesi var. Büsbütün Mersin’de başlayacak fakat Adana’ya da yansıyacak olan, bütün güney bölgesine yansıyacak bir proje. İkincisi, Mersin’den başlayarak Adana’yı ve Hatay’ı da içine alan bir metropoliten kant olması gerekir. Bizim programımızda bu var. Bu, doğal yatırım alanı; doğal hür bölge alanı. Yani Bursa-Çan-Çanakkale üzere, Çorlu-İstanbul-Tekirdağ üzere. Yatırım alan bölgeler bunlar. Dikkat ederseniz ülkede son yıllarda buralar çok gelişti, doğal yatırım alanı oldu. Bir yerde bir yatırım yapacaksanız fizibilite raporuna bakarsınız. Altyapısı, karayolu, deniz, uçak ulaşımı var mıdır? Bunların hepsi var burada hepsi var. Münasebetiyle doğal bir yatırım alanı olabilir ve buralar muhakkak metropoliten bölge olmalıdır.”
“İki kent, yerli nüfus üzerinden hisse alıyor lakin hizmet götürmesi gereken nüfus bunun çok üzerinde”
Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer de Mersin ve Adana’nın ekonomik ve toplumsal istikametlerini sayılarla anlattı. İki kent ortasında çok farklı bir durum olmadığını belirten Seçer, “Mersin’in 2 milyona yaklaşan yerli nüfusu; Adana’nın da 2,3 milyon civarında yerli nüfusu var ancak bir de yarısı kayıtlarda görünüp yarısı görünmeyen süreksiz müdafaa altında olan nüfus var. Bu bilgiler, örneğin bizim ciromuz, kentin cirosu, kişi başına düşen gelir, kişi başına merkezi hükümetten gelen hisseler, bu gerçek olmayan nüfus üzerinden bölünüp, çarpılıp rakamsal olarak tablolara dökülüyor. Halbuki gerçek bu değil. Örneğin, Adana 2,3 milyon nüfusa nazaran merkezi bütçeden kesilen hisselerden, Vilayetler Bankasından para alıyor fakat hizmet götürmekle sorumlu olduğu nüfus asgarî 2,7 milyon. Tıpkı biçimde Mersin olarak 2 milyon 350 bin nüfusa hizmet götürmekle zorunluyuz. Biz, Türkiye’de Suriye krizinden sonra nüfus manasında etkilenen 5’inci-6’ncı sırada illeriz. Bu çok kıymetli, geleceğimizi de kurgularken önümüze koymamız gereken bir bahis. Biz gayrisafi yurt içi hasılada da Türkiye ortalamasından gerideyiz. Bu da çok manidar. Sürekli ortalamanın bin 500 dolar ile 2 bin 500 dolar ortasında Adana’nın ve Mersin’in kişi başı yurtiçi hasıladan düşen hissesi var. Türkiye ortalaması 9 bin dolar ise Mersin’in 7 bin 500 dolardır, Adana’nın da 6 bin 500 dolar civarında. Bu türlü bir tablo var. Buradan yola çıkarak kimi şeyleri konuşmamız lazım” dedi.
“İki kent de aksiliklerde en üst sırada, olumlu durumlarda en alt sıralara gidiyoruz”
Mersin ve Adana’nın çok çarpıcı bir halde sosyoekonomik açıdan çok çelişki içeren iki kent olduğuna dikkat çeken Seçer,”Rakamlarla da gelir dağılımında adaletsizlik, yoksulluk, insani gelişmişlik sayılarına bakın; biz aksiliklerde en üst sıradayız, olumlu durumlarda en alt sıralara yanlışsız gidiyoruz. İnsani gelişmişlikte alt sıralardayız, gelir dağılımında adaletsizlikte at başı gidiyoruz. En üst sıralardayız Adana ve Mersin. Yoksulluktan tıpkı şekilde” tabirlerini kullandı.
“Yatırımlarımızın hızla yapılması gerekiyor”
“Adana ve Mersin’i nasıl ortaklaştıracağız?” sorusunun değerli olduğunu kaydeden Seçer, şöyle devam etti: “Bu, yalnızca Zeydan Karalar’la Vahap Seçer’le olacak bir durum değil. Bizler büyükşehir belediye liderleriyiz. Bizim misyon, yetki ve sorumluluk alanlarımız belirli. Bizim esasen gücümüz, ne yapabileceğimiz muhakkak. Kıymetli olan; tüm yetkililer, bütün seçilmişler bazında bu ortaklaşmayı sağlamaktır. Bu, belediye liderleridir, milletvekilleridir, sivil toplumdur. Sivil toplum en az siyaset kadar, hatta daha çok değerli. Siyasete taraf veren de aslında sivil toplumdur. Demokrasi ve hukuk devleti, gelişmişlik için en değerli normlardır. Türkiye’de siyasal gerginliğinin bitmiş olması gerekiyor. Türkiye’de bu siyasal gerginliğin içimizden kime yarar getirdiğini bir kişi çıksın bana söylesin. Örneğin ben belediye lideriyim, ben bundan önemli ziyan görüyorum. Bizim yatırımlarımızın daha hızlı yapılması gerekiyor. Bize adaletli davranılsın. Bunu istiyoruz.”
“Kentlerimizin durumunun bu olmaması lazım”
Hem Adana’nın hem Mersin’in itici gücünün, merkezi hükümetin bu bölgelere ait projeksiyonları olduğunu söyleyen Seçer, “Biz iki belediye lideri olarak vazife ve sorumluluk alanlarımızda zati gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Tıpkı şeyleri düşünüyoruz. Kentlerimizin durumunun bu olmaması lazım, bunun çok daha ötesinde olması gerekir. Fakat salavat üçten doğar. Yani birileri bana güç aktaracak ki, ben onu kentime bir paha olarak yansıtacağım ve onlar işbirliği yapacak.
Stratejik yatırımlarla kuracağımız yeni OSB’ler ya da Adana’da petrokimya tesisleri üzere, merkezi hükümetten projeksiyonlar ve büyük sermayeler buraya akacak ki, kent istek ettiğimiz noktalara gerçek evrilmeye başlasın” diye konuştu.
“Birbirimizin bileğini bükmeye, kolunu kıvırmaya çalışmamamız lazım”
Seçer, Mersin ve Adana ortasındaki rekabet sorununu de bitirmek gerektiğini belirterek, “Böyle bir şey olmamalı. Örneğin, Çukurova Memleketler arası Havalimanı sorunu. Yani bunun artık sağlayacağı katkıları, bu katkıları iki kent nasıl ortak olarak kıymetlendirebilir, bunu büyütebilir; bunu konuşalım. ‘Vay niçin oraya gitti? Artık Adana Havalimanı kapanacak mı? Lobi oluşturalım, onu yaptırmayalım’ değil sıkıntımız. Artık daha büyük çapta bir proje var. Şu kadar milyar da para harcamış. Sekiz bin dönüm arazi. Bunun 5 bin dönümü istimlak edilmiş ve önemli paralar aktarılmış buraya. Altyapısı yapmış, üstyapısı yapılıyor. Ekim ayında açılacağı söyleniyor. Her şeyden çok istiyorum. Bölgemize hangi hükümet periyodunda yatırım yapılmış olursa olsun biz bundan memnun oluruz. Birbirimizin bileğini bükmeye, kolunu kıvırmaya çalışmamamız lazım. Birbirimizi yok etmek için hesaplar peşinde olmamamız lazım. Bu, son derece değerli. Geniş kapsamlı bir çalışma yapmak gerekiyor. Artık bir ortada çalışma, bir ortada yatırım yapma, bir ortada yürüme kültürünü geliştirmemiz gerekiyor. Bir taraftan iş insanları, bir taraftan sivil toplum, mahallî yöneticiler ve siyasetçiler, topyekun bir iş birliğiyle ve belirli bir program dahilinde siz iki kenti bir ortada büyük bir metropol yapabilirsiniz” dedi.
(Kıymet Gökçe/İHA)
