Yargıtay Birinci Lideri Mehmet Akarca, mahkemelere açılan milyonlarca davanın, hakim ve savcıların fedakar çalışmalarıyla sonuçlandırıldığını söyledi. Akarca, “Buradaki en büyük sıkıntılarımızdan biri, 22 bin 800 hakim ve cumhuriyet savcısının bulunduğu yerde yüzde 60’a yakın meslektaşımızın 5 yıl ve altında kıdeme sahip olmasıdır. Önümüzdeki günlerde eğitim yoluyla ve daha da yapılacak ıslahat çalışmalarıyla bu alandaki boşluğun da süratle giderileceğini göreceğiz” dedi.
Yargıtay Başkanlığı, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) ve Adana Sanayi Odası (ADASO) iş birliğiyle kentteki otelde ‘İş Hukuku’ başlıklı Yargıtay Bölgesel İçtihat Forumu düzenlendi. Foruma Yargıtay Birinci Lideri Mehmet Akarca’nın yanı sıra Vali Süleyman Elban, Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar, ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, yargıçlar, savcılar, ADASO Lideri Zeki Kıvanç ve oda temsilcileri katıldı.
Forumun açış konuşmasını yapan Yargıtay Lideri Akarca, yargının vazifesi ile fonksiyonu, iş hukukunun kıymeti, Yargıtay’ın ıslahat stratejisi, isimli kalite, gerekçeli kararlar, yapay zeka tabanlı Yargıtay İçtihat Merkezi ve toplumsal medyanın yargıya duyulan itimada tesiri hakkında konuştu. Akarca, forumun öncelikli emelinin, birinci derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının Yargıtay içtihatları ile ahenkleştirilmesi olduğunu kaydetti.
“Çetrefilli sıkıntılar bulunuyor”
Öteki toplumsal alanlar üzere iş ömrünün da globalleşmenin tesirine maruz kaldığı periyottan geçildiğini kaydeden Akarca, şunları söyledi:
“Az evvel valimle sohbet ederken kendisi bir konuya değindi. ‘Günümüzde en büyük sorunlardan biri iş yeri tanımı’ dedi. Nitekim de pandemi bize bunu gösterdi. Dijital periyotta birlikte meskenden çalışma, diye bir kavram ortaya çıktı. Konutta çalışan insan konut işini yaparken bir kazaya uğrarsa ‘İş kazası mıdır yoksa sahiden kendisinin neden olduğu bir kaza mıdır?’. Bunun ayrımını yapmak son derece güçtür. İş hukuku dairemizin ve iş yargıçlarımızın önünde çok çetrefilli problemler bulunuyor ve iş hukuku çok dinamik, yaşayan, canlı hukuk kollarından en kıymetlisidir. İş hayatını, çalışma hayatını, ekonomiyi direkt etkilemektedir. Globalleşmenin sonucunda ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel pahalar ulusal hudutları aşarak milletlerarası alana süratle yayılmış, ülkeler ortasında daima bir etkileşim ve irtibat meydana getirmiştir. Hukukçular olarak globalleşen dünyanın değişen kaidelerine uygun ve adil bir hukuk tertibi oluşturmalıyız.”
“Sosyal medya mahkemeleri”
Yargısal süreçler hakkında toplumsal medyada yapılan paylaşımlara değinen Akarca, şöyle devam etti:
“Üzülerek söz etmem gerekir ki çoğunlukla uydurma hesapların ardına sığınan kullanıcıların yargısal süreçler hakkında toplumsal medyada yorumlar yapmasına ait uygulamalara sıklıkla rastlıyoruz. Buna ‘sosyal medya mahkemeleri’ deniyor. Kişinin hatalı olup olmadığına, kanıt durumuna rastgele bir bilgiye objektif olarak bakmaksızın her önüne gelen bu hususta bir karar veriyor ve bu mevzuda yargıyı suçluyor. Bu, kabul edilebilir değil. Anayasaya ve kozmik hukuk prensiplerine karşıt olan ve kimi hallerde cürüm teşkil eden bu durum, ülkemizde kronik bir hal haline gelmiştir. Bilinmelidir ki günlük hayatta kabahat teşkil eden her kelam ve davranış toplumsal medyada da cürümdür. Şu bir gerçektir ki rastgele bir davada, dava belgesine vakıf olan az sayıdaki yargı mensubu dışında hiç kimsenin bu bahiste kâfi bilgiye sahip olduğunu söylemek mümkün değildir. Evrakın içeriğini bilmeden, kanıtları görmeden bunları görmeden okumadan bunları anlamadan bilhassa bu mevzuda uzmanlık gerektiren bir mevzuda bir bakıyorsunuz herkes bir yorum yapıyor. Televizyonda, basında, toplumsal medyada, siyasi alanda her alanda toplumun her bölümünde güya bütün iş güç bırakılmış ve bir tek bu mevzu üzerinde yargıya gereksiz biçimde sataşmalarda bulunulmaktadır. Kamuoyunun demokratik hak arayışlarına, duyarlılıklarına sonuna kadar hürmet duyuyoruz. Fakat hukuk atmosferini zehirleyen bu yaygın ve aktüel sorun ciddiye alınmalı, yapılacak yasal düzenlemelerle tahlile kavuşturulmalıdır.”
“Davalar fedakâr çalışmalarla sonuçlandırılıyor”
Son yıllarda gerçekleştirilen ıslahat çalışmalarının bir sonucu olarak yargıya inancın her geçen gün arttığını söyleyen Akarca, “Bu nedenle halkın yargıya olan inancının çok az olduğuna dair haber ve yorumların gerçek olmadığı kanaatindeyim. Vatandaşlarımız tarafından mahkemelere açılan milyonlarca dava hakim ve savcılarımızın fedakar çalışmalarıyla sonuçlandırılmaktadır. Buradaki en büyük sıkıntılarımızdan biri, 22 bin 800 hakim ve cumhuriyet savcısının bulunduğu yerde yüzde 60’a yakın meslektaşımızın 5 yıl ve altında kıdeme sahip olmasıdır. Önümüzdeki günlerde eğitim yoluyla ve daha da yapılacak ıslahat çalışmalarıyla bu alandaki boşluğun da süratle giderileceğini göreceğiz” diye konuştu.
Yarın son bulacak forum, açış konuşmalarının akabinde çeşitli oturumlarla devam etti. (DHA)
TIKLAYIN – Vilayet ve ilçe seçim heyetlerinin tamamı ile YSK’nın beş üyesi, “sandıkta yargı teminatının budandığı” tartışması eşliğinde değişiyor