Temel besin eserlerinden, elektrik doğalgaz ve akaryakıta kadar artan fiyatlar sebebiyle ülkede bir ekonomik kahrın yaşandığını söz eden AKP MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, yaşanan dertleri görmezden gelemeyeceğini belirterek, “Ben bu milletin milletvekiliyim. Şayet bir aksaklık yahut ıstırap görürsem Polyannacılık oynayıp gözümü kapatamam. Hakikat neyse söylerim. Millet beni milletvekili olarak ondan seçti. Böylesi bir durumda gözlerimizi kapatamayız. Şu an itibariyle problemlerimiz var mı? Elbette ki devam ediyor.” dedi.
Manisa’nın lokal gazetelerinden Manisa Meydan Gazetesi’nin toplumsal medyası üzerinden yaptığı ve gazeteci Berfin Adıcan’ın sunduğu ‘Gündem Özel’ programına katılan AKP’li Murat Baybatur, Rusya-Ukray’na savaşından, ekonomik krize ve Suriyeli mültecilere kadar gündemdeki bahisleri kıymetlendirdi.
Baybatur mültecilerle ilgili olarak, “Muhalefet ile aramızdaki fark şu. Biz diyoruz ki Suriye’deki bu yaşanan kriz sona ersin, bu beşerler o vakit gidebilirler. Biz önünü açarız, teşvik ederiz hatta. Fakat muhalefet diyor ki ‘Biz bu halde onları göndereceğiz.’ Ortamızda yaşadığımız ihtilaf bu. Biz zorla Suriyeli insanları geri gönderemeyiz. Zorla Ukrayna’dan Türkiye’ye sığınan insanları da geri gönderemeyiz. Bu insanlığa sığmaz.” tabirlerini kullandı.
Parlamentolar Ortası Rusya Dostluk Kümesi Lideri olması sebebiyle programda birinci olarak Rusya ve Ukrayna’da ortasında yaşanan savaşı kıymetlendiren AKP’li Baybatur, batının bölgedeki maksadının ikinci bir Suriye oluşturmak olduğunu tabir etti.
AKP’li Baybatur programda bahisle ilgili şu sözlere yer verdi:
“Batıya güvenerek Ukrayna bugün ne yazık ki bir tuzağa düşüyor”
“Türkiye geçmiş periyottan beri yapmış olduğu ve kurmuş olduğu düzgün bağların adeta diplomasi deki meyvelerini almaya başladı. Nedir bunu meyvesi iki ülkenin de Türkiye’ye olan muazzam itimadı. Batı açısından büyük bir değere sahip. Rusya batıyı muhatap almıyor. Lakin işin içine Türkiye girdimi çok farklı oluyor. Savaşın durması için ağır diplomasi sarf ediyoruz.
Burada Ukrayna’nın yapması gerekenin şu olduğu kanaatindeyim. Ukrayna hiç elbet batıya yakın olmak istiyor. NATO üyesi olmak istiyor. Tahminen AB’ye de girmek isteyebilir. Lakin bunları yaparken kendi alt yapısını, askeri ve ekonomik alt yapısını güçlü halde olması gerekiyor. Aksi takdirde batının telaffuzlarıyla batıya güvenerek Ukrayna bugün ne yazık ki bir tuzağa düşüyor. Bu benim kanaatim.
Bununla birlikte Rusya’da kışkırtmalar sonucunda bu tuzağının içerisine düşmüştür. Burada amaçlanan ikinci bir Suriye olmasıdır. Buradaki birtakım güçlerin kendi başlarındaki plan Ukrayna’da insanların ölmesi, günahsızların ziyan görmesi üzere durumların çok umurlarında olduğunu düşünmüyorum.
Batının geçmişten gelen halinden ötürü. Benim kanaatim onların bu bölgeyi bir Suriye haline getirmek ve Rusya’nın başına bir çorap örmek hedefiyle yapıyorlar. Burada Ukrayna devlet liderini ve devlet aklının çok dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Tabi tek taraflı değil Rusya’nın da dikkat etmesi gerekiyor. Çok kısa bir vaade demiyorum. Fakat Türkiye’nin yaptığı teşebbüslerin bir sonuç doğuracağını bekliyorum.”
Programın ikinci kısmında Türkiye’de yaşanan ekonomik krize değinen AKP’li Baybatur açıklamasında ayrıyeten, 2021 Aralık ayında katıldığı bir programda ekonomik kriz ile ilgili olarak “250-300 liraya dolan torba artık 600-700 liraya dolmuyor” açıklamasında bulunarak partisinin kimi kesitleri ile muhalefet tarafından tenkitlere de üstü kapalı yanıt verdi. Ekonomik ıstırabın yalnızca Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde yaşandığını söz eden AKP’li Baybatur açıklamasına şöyle devam etti:
“Eğer bir aksaklık yahut badire görürsem Polyannacılık oynayıp gözümü kapatamam”
“Dünyanın tamamında olan bir sorun var. Biz bu sorunun vatandaşımıza oluşturmuş olduğu tesirlerini nasıl en aza indiririz çabası içerisinde olmamız gerek. İktidarın misyonu de budur. Ben o devir içerisinde onu söyledim.
Ben uzayda yaşamıyorum. Çarşıya çıkıyorum, markete gidiyorum. Eşim gidiyor bana bilgi veriyor. ‘Bu bu kadar olmuş, şu bu kadar olmuş’ diye. Ben uzayda yaşamıyorum. Sonuçta gördüm vakit ben şunu söyledim, ‘Bu fiyatlar çok arttı. Bu vatandaşa büyük bir meşakkat. Alım gücünü düşürdü. Bununla alakalı önlemler alınacaktır. Bu önlemleri alacak olanda tekrar bizim iktidarımızdır.
Bunun karanını alacak sayın Cumhurbaşkanımızdır’ dedikten sonra besin KDV yüzde 1’e indirildi. Rahatlama noktasında minimum fiyat artırıldı. Buna misal teşvikler yapıldı. Bir halde süspansiyon ediyoruz. Bu süreç yüz yılda yahut iki yüz yılda dünyanın başına gelen büyük bir olaydı.
Koronavirüs problemi. Bu sorunlarımız var. Bir defa biz politikler olarak bunu kabul etmemiz lazım. Ben iktidar partisi milletvekiliyim. 20 yıldır bu parti kurulduğundan beri bu siyasi hareketin içerisindeyim. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘ı çok seven bir beşerim. Benim abdestimden kuşkum yok. Partime de, davama ve başkanıma sıkı sıkı bağlı bir beşerim. Fakat ben şunu söylemek zorundayım. Ben bu milletin milletvekiliyim. Şayet bir aksaklık yahut problem görürsem Polyannacılık oynayıp gözümü kapatamam.
Hakikat neyse söylerim. Bunu partimin içerisinde başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere muhataplarına da söylerim ve söylüyorum da. O vakitte söyledim, bugünde söylüyorum. Bakın diyorum ki burada bu yanılgı var, bu yanlış var. Burada bunu bu türlü yapmamak lazım. Benim görevim bu. Benim yaptırırım yok elimde. Bir imza atayım da bunu yapayım yahut şunu yapayım.
Ben milletvekili olarak milletin hassasiyetlerini, yaşadı külfetleri ve sorunları, insanların içerisinde görünerek, bulunarak, kendimde bizatihi tatbik ederek gördüğüm problemleri aktarma görevim var.
Bunun tahlilinin üretilmesi içinde uğraş etme görevim var. Millet beni milletvekili olarak ondan seçti. Böylesi bir durumda gözlerimizi kapatamayız. Şu an itibariyle sorunlarımız var mı? Elbette ki devam ediyor.”
AKP’li Baybatur açıklamasında, Türkiye’nin ekonomik krizden rahatlama devrine geçişin Haziran ayında olacağını işaret ederek kelamlarına şöyle devam etti:
“Haziran’dan sonra olağana döneceğiz”
“Milletimiz şu bahiste emin olsun. Bugüne kadar 20 yıllık iktidarımızda bir sorun gösterildi ve bu bizim devrimizde çözüldü. O sorun bitti öbür bir sorun baş gösterdi ve tekrar çözdük. Artık iktisat ile yaşanan düşünceleri Cumhurbaşkanımız ile MKYK toplantılarında, bakanlar konseyi toplantılarında, milletvekilleriyle yapılan toplantılarda bunların hepsinin farkında ve biliyoruz.
Cumhurbaşkanımız neyin ne olduğunu biliyor ve görüyor. Bizim burada yapacağımız, milletimize de söylediğimiz Haziran ayı. Haziran’dan sonra, bir Covid-19’dan çıkış sağlandıktan sonra ruhsal olarak da, iki turizm gelirleri ve diğer bizim beklediklerimiz var devlet olarak. Bunlarla bir arada ziraî faaliyetler başlayacak. Artık olağana döneceğiz.
Koronavirüs ile ilgili panik ve psikolojikten çıktığımız vakit bu işin yüzde 50’sini başarmış olacağız. Geri kalan yüzde 50 ile alakalı yapacak olduğumuz çalışmalarımız var. Esnafa, vatandaşımıza, istihdama ve kobilerimize yönelik paketlerimiz var.
3 bin 600’den tutunda EYT’liler ve emeklilerle alakalı öteki şeylerimiz var. Yol haritamız muhakkak. Haziran ayını bekliyoruz. Nerde ne olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bizimde canımız yanıyor. Elektrik faturası ödüyoruz. Görmediğim elektrik faturasını ödedim. Biz yalıda yaşamıyoruz ki. Hayatın içerisinde bir insanız biz. Eksiklikleri, yanlışlıkları, yanlışları yapılması gereken neyse ilgili yerlere söylüyoruz. Söylemede devam edeceğiz.”
AKP’li Baybatur açıklamasının son kısmında, Türkiye’deki mülteci problemine değinerek kelamlarına şu cümlelerle sonlandırdı:
“Zorla Suriyeli insanları geri gönderemeyiz”
“Biz Türkiye’de Suriyeli sığınmacıları tutacağız, onları bırakmayacağız, onların Suriye’ye geri dönmeyecekler üzere bir telaffuzumuz yok. Bizim muhalefet ile aramızdaki fark şu. İnançlı bölgeler olmak üzere birçok Suriyeli geriye döndü. Tahminen 700 bine yakın Suriyeli Türkiye’nin denetimi altındaki inançlı tekrar geri dönmeye başladılar.
Suriyeli mültecilerin buradan gitmesinin formülü, Suriye’deki bu problemlerin çözülmesi, insanların can ve mal güvenliğini sağlanması. Bugün Ukrayna’dan bir sürü insan kaçıyor. Beşerler öldürülüyorlar. İnsanların can, mal emniyeti yok. Suriye’den Türkiye’ye gelen beşerler turistlik seyahat için gelmediler. Malum problemlerden ötürü geldi. Durduk yere kim vatanını terk etmek ister. Bir bela olduğu için başlarında bu beşerler sığınıyorlar.
Muhalefet ile aramızdaki fark şu. Biz diyoruz ki Suriye’deki bu yaşanan kriz sona ersin, bu beşerler o vakit gidebilirler. Biz önünü açarız, teşvik ederiz hatta. Lakin muhalefet diyor ki ‘Biz bu halde onları göndereceğiz.’ Ortamızda yaşadığımız ihtilaf bu. Biz zorla Suriyeli insanları geri gönderemeyiz. Zorla Ukrayna’dan Türkiye’ye sığınan insanları da geri gönderemeyiz. Bu insanlığa sığmaz.”