Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Şeyhmus Çiçek isimli erkeğin, daha evvel bypass geçiren eşi Süreyya Arlıcan Çiçek’e silahının kabzasıyla vurması, ayaklarının tabanına ve başının üzerine ateş etmesi ve öldüresiye döverek vefatına sebep olmasının akabinde tahliye edilmesini ve Irak’a kaçmasını yazdı.
Saymaz, yazısında Süreyya Çiçek’in “O… neden mayo giyip bunların yanında havuza giriyorsun’ dedi. Yüzüme yumruk ve tokat attı. Bağırdım. Yılmaz, ‘Ne oluyor?’ dedi. Eşim ‘Senin ananı avradını s…, dedi ve silah sıktı. Yılmaz kaçtı. Eşimi tuttum. Başıma silahla vurdu ve kuzenimin gerisinden ateş etti. Bardağı eşimin yüzüne vurdum. Eşim bypass olduğumu bildiği halde göğsüme, kalbime, başıma, yüzüme tekraren vurdu. ‘Seni gebertirsem kim hesap soracak’ dedi ve ayaklarıma yanlışsız ateş etti. ‘Adamı bu türlü dans ettiririm’ dedi. Başımın üstünden ateş etti. Silahı dizime dayayıp ‘Dizinden vuracağım bisikletle gezeceksin’ dedi. Kaç defa başıma vurdu, bilmiyorum. Kulağımın gerisinden, burnumdan, ağzımdan kan geldi. Ayaklarım ve başımın üzerinden ateş edip kaçmamı engelledi. Bir şarjör mermiyi bitirdikten sonra oburunu takarak, bana doğrulttu. Oğlunu aradı. ‘Bu o… onun bunun yanında mayo ile geziyor, öldüreceğim’ diyerek, pencereden ateş etti.” kelamlarını aktardı.
Saymaz’ın aktardığına nazaran Şeyhmus Çiçek, bayanın kardeşini arayarak, “Ablanı öldüreceğim, bizde ayrılık yok, cezasını ben vereceğim, çocuklarını da öldüreceğim. Jandarmaya haber verirseniz, başına sıkarım” dedi.
Şeyhmus Çiçek’in daha sonra yakalandığını belirten Saymaz, palavra söz verdiğini, Jandarma tutanağının bunu deliller nitelikte olduğunu belirtti.
Olaydan 4 gün sonra Süreyya Arlıcan Çiçek’in öldüğünü belirten Saymaz, eşinin sırf 7 ay içeride kaldığını, elektronik kelepçe uygulanmadan ‘ev mahpusu ve yurt dışına çıkmamak’ kaydıyla tahliye edildiğini ve Kuzey Irak’a kaçtığını yazdı.
Saymaz, “Çiçek’in bypass geçirmiş eşine silahın kabzasıyla vurduğu, ayaklarının tabanına, başının üzerine ateş ettiği, öldüresiye dayak atıp kan banyosu yaptırdığı ve mevte ittiği bilindiği halde tahliye edildi. Montrö bildirisini imzalayan emekli amirallere, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestocu öğrencilere bile takılan elektronik kelepçe bir eş katiline çok görüldü. Böylelikle yurt dışına kaçmasına yol verildi” dedi.
