Ertuğrul Özkök, eşinin ismine gönderme yapan “Tansu’ya Mektuplar” başlığı altında yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazılarında bugün Survivor yarışı için Dominik ziyaretini değerlendirdiği yazısında, “Bizler ekranda yarışan 15-20 genç insan görüyoruz. Lakin bunun ardında devasa bir sanayi var. Buna “Survivor endüstrisi” diyebilirsiniz…Ya da bir “Acun ekonomisi…” Bölge Survivor’dan geçiniyor denebilir. Burası devasa bir sinema platosu… Yani Hollywood’da bile az göreceğiniz bir büyüklükte” diye yazdı.
Özkök’ün, “Acun sanayisi 250 milyon dolara ulaştı” başlığıyla paylaştığı yazısı şöyle:
Acun sanayisi 250 milyon dolara ulaştı
Bir New York Times muhabirinin yaptığını yapmaya çalıştım.
Bir hafta boyunca Acun Ilıcalı ile birlikte Dominik ve Miami’de dolaştım.
Nedeni de şuydu.
Bizim meskende üç jenerasyon; ben, kızım ve torunum “Survivor” hastasıyız.
Gitgide felaketleşen bir dünyada, gitgide sıradanlaşan siyasi tartışma programları ortasında bize bir vaha üzere görünüyordu.
Hoş bir tabiat, sağlıklı ve hoş beşerler, yarış duygusu, sıfır siyaset ve modernite…
Hepimizi güzel geliyordu…
Pekala neydi bu işin sırrı ve “Survivor’ın” ardında nasıl bir dünya vardı…
İşte tam bu sırada Türkiye’deki Survivor yarışlarında iki kadronun birleşme partisi geldi…
İki farklı adada yaşayan yarışmacılar bu haftadan itibaren tıpkı yerde yaşamaya başlayacaklardı.
Dominik’e gidip, yerinde izledim.
İşte size bir haftalık Survivor müşahedelerinin günlük zabıtları…
Bir A330 dolusu Survivor hayranı
Evvel uçaktan başlayayım.
Survivor takımı birebir vakitte yılda bir kez adaya ziyaret gezisi düzenliyor.
Bunun için bir A330 uçak kiralanmış.
Tek koltuğu boş kalmayan bir uçakla, müsabakaların düzenlendiği “Dominik Cumhuriyeti’nin” La Romana Havalimanı’na gittik.
Giden yolculara dikkat ettim.
Birçok Survivor’daki yarışmacılar üzere spor giyinmiş genç ve dinamik bir insan profili vardı.
Uçakta “ünlüler takımından” benim dışımda, yemek programlarını keyifle izlediğim Zuhal Topal ve eşi ses sanatkarı Korhan Saygıner vardı.
Bir de Beşiktaş’ı şampiyon yapan eski teknik yöneticisi Sergen Yalçın oradaydı.
Acun Ilıcalı Fenerbahçeli fakat Beşiktaşlı Sergen Yalçın’la çok güzel dost.
Sergen ayrıyeten Birleşme Partisi sırasında düzenlenen kum saha futbol maçında Acun Medya ekibinde, ALL Star yarışmacılara karşı oynadı.
Top hakimiyeti hala çok uygun.
Grupları maçı kazandı…
Zuhal Topal son derece sempatik ve bilhassa sinema konusunda çok bilgili bir bayan.
Hayli sinema ve Netflix, BluTV, Hulu muhabbeti yaptık.
Birinci gece muson üzere bir yağmur
Gittiğimiz günün akşamı “Birleşme Partisinin” birinci programı vardı.
Bir de Edis konseri…
Edis’i son defa pandemi öncesi Ertuğrul Ural’ın Nişantaşı’ndaki fizik tedavi merkezinde görmüştüm.
Ben boyun, o da konser öncesi bel ağrısından muzdaripti.
Ortadan geçen iki yılda daha da parladı.
Onu da dinleyeceğim için çok sevindim.
Lakin konserden çabucak evvel başlayan ağır yağmur nedeniyle konseri bir gece sonraya ertelemek zorunda kaldılar…
Neredeyse bir Woodstock sahnesi kurulmuş
Konserin yapılacağı alana girdiğimizde birinci dikkatimi çeken şey kurulan devasa sahne oldu.
Tam onun kadar olmasa da Woodstock Festivali’nde gördüğümüz sahneye yakın bir platform kurulmuştu.
Sahneyi kuran da Survivor’u yapan Acun Medya’nın şirketleriydi.
Tertipte çalışan insanlara baktım.
Çok sayıda bayan çalışan vardı.
Tipleri, kıyafetleri, davranış biçimleri bana bir Coldplay konserinin sahne ardına hatırlattı.
Bu sahneyle birlikte Acun sanayisine giriyoruz.
Lakin oraya gelmeden evvel birinci gün gözlemlerime devam edeyim.
Bizden iki gün evvel Coldplay konseri
Dominik küçük bir ada.
İsmi kendinden daha büyük.
Artık Türkiye’de yapılamayan birtakım mega konserler orada yapılabiliyor.
Mesela bizden 2 gün evvel Coldplay konseri vardı.
Bizden sonra The Weeknd konseri yapılacaktı.
Adanın La Romana kısmı tam manasıyla bir “Survivor bölgesi” olmuş.
Birazdan sayıları vermeye başlayınca bunun nedenini daha da âlâ anlayacaksınız.
Dediğim üzere evvel coğrafik özelliklere bakıyoruz.
Bir yarışmacı üzere yarıştım, tek rakibim kendim de ona da geçildim
Türk seyircisi Dominik’i Survivor programı ile tanıdı.
Yalnızca Türkiye değil 13 öteki ülkenin seyircisi de Survivor ve “Exatlon” programlarından tanıyor.
Ben gittiğimde Birleşme partisi programları olduğu için oyunlara orta verilmişti.
O nedenle oyun alanlarını boş haldeyken gezdim ve yarışmacıların yaptığı en kolay hareketlerden bir kaçını denedim.
Şunu söyleyeyim.
74 yaşında bir insan için yorucu hareketler.
Daha ikinci bariyerin altından geçmeye çalışırken yere yığıldım.
Varsayım ediyorum genç beşerler için de çok kolay hareketler değil.
Yarışmacıların yaşadığı yere birinci giren yabancı ben oldum
Böylelikle yavaş yavaş Survivor’la ilgili merak ettiğim bahislere da girmeye başladım
Mesela ekranda müsabakaları izliyoruz, lakin yarışmacıların yaşadığı gerçek yerleri pek görmüyoruz.
Sanki akşamları lüks otellerde kalıyor olabilirler miydi…
Adada olmadıkları vakit yaşadıkları yer, çok sık bir ormanın içinde. Yakın etrafında hiç yerleşim yok.
Ekranda gördüğümüz ırmağın kenarında bir yer.
Yarışmacılar kalacakları yerleri kendileri, etrafta buldukları yaprak ve kollardan yapıyor.
Çok kolay yerler.
Bir çatı altında 4-5 kişi kalıyor.
Altlarında kolay mi kolay bir yer yatağı var.
Kendilerine yalnızca su veriliyor.
Yağmur akşamı yiyecek büfeleri neden kapatıldı
Yarışmacıların beslenme şartları çok katı.
Yiyeceklerini kendileri temin ediyor.
Ortada kazananlar için bir günlük küçük armağan yiyecekler var. Mesela bir sandviç yahut bir tabak makarna.
Onun dışında her şey mutlaka yasak.
Mesela şöyle bir olay oldu.
Yağmur nedeniyle konserin iptal edildiği gece, gelen konuklar için açılan yiyecek büfeleri çabucak kapatıldı.
Zira karışıklıktan istifade eden kimi yarışmacıların bu büfelerden sandviç falan yeme teşebbüsünde bulundukları görülmüş.
Anında önlemi alındı.
Kirli çamaşırlar ne oluyor, kendileri nasıl yıkanıyor
Çok kolay.
Çamaşırları yıkanmıyor.
Kendilerinin yıkanmaları için de su yok.
Vücutları, suyu yalnızca müsabaka için atladıkları göletlerde görüyor.
Anlayacağınız gerçek bir survivor hayatı bu.
17 kilo kaybetmenin üç doğal sırrı neymiş
Dediğim üzere sıkıntı bir hayat.
Her gün yarışıyorlar…
Müsabakalar çok efor gerektiren hareketler.
O nedenle müsabaka başından itibaren çok kilo kaybediyorlar.
Konuştuğum yarışmacılar, 10 ile 17 kilo ortasında kaybetmişler.
Farketmişsinizdir “Kilo vermek” demiyorum, “Kilo kaybetmek” fiilini kullanıyorum.
Zira bu fazla kiloları vermek değil, zoraki bir diyet.
Sırrı da şu:
Doğal diyet, çok spor ve çok stres…
Anlayacağınız “Survivor endüstrisine” bir de “Sağlıklı ömür kliniği” eklenebilir.
Puro dükkanında sigara “İçmeyen Acun” indirimi
La Romana bir Acun Ilıcalı bölgesi haline gelmiş dedim.
Mesela bunun birinci işaretlerinden birini müsabakaların yapıldığı yere yakın bir yerdeki puro dükkanında görülüyor.
Dominik adası Kuba’dan sonra en güzel puro üretim merkezlerinden biri.
La Romana’da buradan puro alırsanız ve Acun’u tanıyorsanız size bir indirim yapılıyor.
Anahtar söz de “Acun…”
Tabi “Akun” diye söylem edeceksiniz.
Anlayacağınız, sigara ve içki içmeyen Acun, Dominik’in puro ve içki sanayine de oldukça katkıda bulunuyor.
Burada 13 ülkenin yarış programı yapılıyor
Bizler ekranda yarışan 15-20 genç insan görüyoruz.
Fakat bunun gerisinde devasa bir sanayi var.
Buna “Survivor endüstrisi” diyebilirsiniz…Ya da bir “Acun ekonomisi…”
Bölge Survivor’dan geçiniyor denebilir.
Burası devasa bir sinema platosu…
Yani Hollywood’da bile az göreceğiniz bir büyüklükte.
Ekranda gördüğümüz ırmak boyunca 13 ülkenin Survivor ve “Exatlon” müsabaka programları yapılıyor.
Bunların 7’si Survivor. Yani Amerika’da bulunmuş bir formatla yapılan oyunlar.
Altısı ise Acun Medya’nın bulduğu kendi formatı olan Exatlon.
Survivor yapılan ülkelerde Exatlon yapılmıyor.
Irmak boyunca ilerlediğiniz vakit çeşitli ülkelerin yarışlarının yapıldığı bölgeler görüyorsunuz.
Ben oradayken Macaristan’ın oyunları yapılıyordu.
250 milyon dolarlık bir cümbüş sanayisi
Survivor, gösterildiği her ülkede “majör” denilen bir kanalda yayınlanıyor.
Yani ülkenin en büyük kanallarından biri.
Birçok da gösterildiği gecenin en düzgün reytinglerini yapan iki programdan biri oluyor.
Bu şirket artık devasa bir “Oyun imalat sanayii” haline gelmiş.
Büyüklük olarak, 250 milyon dolarlık bir iş hacmi yaratıyor.
Bunun içinde reklam gelirleri, imal sarfiyatları, işçi sarfiyatları, etrafta yaratılan iktisat var.
2000 kişinin çalıştığı bir şirket haline geldi
Survivor grubunda 1200 kişi çalışıyor.
Öteki ülkelerin işçisi de eklendiğinde bu büyüklük 2000’e çıkıyor.
Çalışanların yüzde 30’una yakını bayan.
O nedenle şirket La Romana bölgesinin emlak pazarını da etkilemiş.
Zira bu çalışanın bir kısmı otellerde bir kısmı kiralanan konutlarda kalıyor.
Kimilerinin çocukları lokal okullara gidiyor.
Onlar için otomobil alınıyor, kamyon alınıyor, mahallî hizmetler alınıyor, restoranları kazanıyor.
Mesela Acun Ilıcalı’nın kendi kaldığı meskenin bulunduğu hoş devasa sitede en az 6-7 mesken şirket tarafından alınmış.
Acun kendine yeni bir yaptırıyor.
Oyun alanının gerisindeki dev üretim merkezi
Oyun alanlarının bulunduğu ormanlık yere giderken yolda büyük bir fabrika gözünüze çarpıyor.
Burası Survivor ve Exatlon müsabakalarında kullanılan oyun araçlarının, yapıldığı yer.
Kapısında onlarca kamyon bekliyor.
İçerde çok sayıda insan şimdiden gelecek döneminin yeni oyun araçlarını, sahnelerini inşa ediyor.
13 ülkeye üretim yapıldığını düşünürseniz, fabrikanın full kapasite ile çalıştığını kestirim edebilirsiniz.
Onun çabucak yanında ise çok geniş bir alanda stoklanan Survivor ve Exatlon araç gereçleri var.
Bütün araçları ekrandan o kadar âlâ tanıyoruz ki…Burası güya bir Universal Stüdyosu…
Uzunca bir müddet gezdim.
Çelik konstrüksiyon otel Türkiye’de inşa ediliyor
Bu ortada 2 de otel inşa ediyorlar.
Binalar üç dört ay içinde tamamlanacakmış.
Gidip gördüm. Çok farklı bir çelik konstrüksiyon teknolojisi kullanılmış.
Otel bir manada Türkiye’de inşa ediliyor ve gemilerle Dominik’e getiriliyor.
Gelecek dönemden itibaren işçinin birn kısmı bu otellerde kalacak, yemeğini orada yiyecekmiş.
Edis’in Martılar’ı Dominik’i sallıyor
Edis yağmurdan sonra ikinci gece çıktığı sahnede harikulade bir performans sergiledi.
Bilhassa “Martılar” müziği hem yarışmacılar, hem de birleşme partisini izlemek üzere Türkiye’den gelen ziyaretçileri acayip eğlendirdi.
Bunlardan biri de bendim ve yarışmacılarla dans ederken çekilen görüntüm olay oldu. (En azından ben o denli diyorum.)
Bilhassa bayan yarışmacıların sahnede dans performansı çok iyidi.
Edis’le güya uzun provalar yapmış kadar uyumlu dans ettiler.
Lakin en şaşırtan olanı, onlardan sonra sahneye çıkan Yunanistan Survivor yarışmacılarının Edis’in güya kendi dans grubuymuş üzere dans etmeleriydi.
Sonradan öğrendik ki “Martılar” yarışının Tik tok görüntüsü Yunanistan’da viral olmuş ve Yunanlı yarışmacılar onu seyrederek hazırlanmışlar.
Edis, The Weeknd’in imalcisi ile çalışıyor
Onu son gördüğümden beri Edis oldukça iş yapmış.
Los Angeles’e yerleşmiş ve dünyanın en büyük şirketlerinden Warner Music’le çalışmaya başlamış.
Artık 21 müzikler bir albümü tamamlamak üzereymiş.
Bu ortada The Weeknd’in 4 yapımcısından biriyle çalışıyormuş.
Bu yaz Türkiye programı da çok doluymuş.
Yaptığımız sohbette gördüm ki, Los Angeles’da dünya müzik trendlerini çok yeterli takip ediyor.
Hip hop’un tesirini kaybedip, yeni biçimlerin başladığı bir makas değişimine gerçek gidiyoruz.
Bunu anlayan müzisyenler ileri gidecek…
En âlâ örneği de The Weeknd…
Etiyopya göçmeni bir annenin çocuğu bugün dünya müzik pazarının bir numarası haline geldi.
Kimdir bu global medya fenomeni Acun Ilıcalı
Acun Ilıcalı ile daha sonra Miami’ye geçtik.
Orada konutunda uzun sohbetler yaptık…
Nereden geliyor, nereye gidiyor…
Nasıl yaşıyor, nasıl çalışıyor…
Dayanılmaz bir muvaffakiyet öyküsü olağan ki…
Ancak gördüm ki bu hayatta hiçbir muvaffakiyet rastlantısal değil…
Onu da sonraki yazımda anlatacağım.
Oyun oynama ve oynatmayı seven bir Türk çocuğunun muvaffakiyet kıssası olacak bu…