MANZARALARI ÇOK BEDELLİ
Araştırmacılar, Salı günü çevrimiçi bir bilim ve yeni olaylar sitesi olan Conversation’a, “nadir bebek (gezegen) görüntülerinin”, güneş sisteminin ötesindeki kalın, dönen bir toz ve gaz halesinin içine gömülmüş, 2.000 santigrat derece kadar sıcak olduğu iddia edilen parlayan bir oluşumu ortaya çıkardığını yazdı.
DEV GEZEGENLERİN OLUŞUMUNU ANLATABİLİR
Araştırmacılar bu bulguları, Hawaii’deki Subaru Teleskobu ve Hubble Uzay Teleskobu’ndan yapılan müşahedeleri kullanarak elde etti. “Gezegen inanılmaz derecede muhakkak bilinmeyen ve son derece uzakta olduğu için zorlandıklarını” söz eden Norris, “Asıl soru, sadece ağır bir toz yığını değil de oluşan bir gezegen gördüğümüzden nasıl emin olabiliriz oldu” dedi. Norris, “Önemli olan şu ki, süratli, sert oluşum sürecinin gücü nedeniyle gezegen kıpkızıl parlıyor. Farklı renklerde çekilmiş bu farklı imgeleri karşılaştırarak, onun uyaran parıltısını tespit edebildik” tabirlerini kullandı. Onların keşfi, Jüpiter ve Satürn üzere dev gaz gezegenlerinin nasıl oluştuğunu açıklayan “çekirdek akresyonu” olarak bilinen uzun periyodik bir teoriye meydan okuyor.
BÜYÜK BİR GİZEM AYDINLANMIŞ OLACAK
Bu teori, gezegenlerin, toz taneciklerinin art geriye daha büyük taneler, akabinde çakıllar, daha sonra kayaların bir bebek gezegenler ya da “gezegenimsi” oluşumlar “çağlayanı” halinde birlikte toplanmasıyla “ev sahibi” yıldızların yanında yaratılmış olmalarına dayanıyor. Bununla bir arada son yıllarda gökbilimciler kimi eski gezegenlerin, Tuthill ve Norris’in tabiriyle “gezegen inşa etme işini yürüten” mesken sahibi yıldızlarından çok uzaktaki bir yörüngede oldukları için bu süreci izlemediklerini fark ettiler. Bu gizeme ek olarak gökbilimciler, milyarlarca yaşında oldukları göz önüne alındığında bu tıp gezegenlerin gerçekte nasıl oluştuğunu söyleyemiyorlar.
“HALA BİLİNMEYEN ÇOK ŞEY VAR”
Bununla birlikte bu yaş sorunu, AB Aurigae isimli mesken sahibi yıldızından tıpkı biçimde uzakta olan en yeni gezegen için geçerli değil. Bir perspektife dayandırmak gerekirse, bu gezegen AB Aurigae’den, Dünya’nın Güneş’ten olduğundan yaklaşık 93 kat daha uzakta bulunuyor. Tuthill ve Norris bu nedenle, AB Aurigae b olarak isimlendirilen gezegenin yeni ipuçları ve nihayetinde en azından kimi gezegenlerin kökenlerine ait alternatif bir teori sağlayacağına inanıyor. Bununla birlikte bilim insanları birçok bilinmeyenin o denli kalmaya devam edeceğini kabul ediyorlar. Norris, “Gezegen oluşumunu anlamak kelam konusu olduğunda, bu buzdağının yalnızca görünen kısmı” diyor ve ekliyor: “Gezegenlerin ve bizimki üzere güneş sistemlerinin nasıl oluştuğu hakkında bilinmeyen çok fazla şey var.”