Çalışma hayatını ilgilendiren ve kafa yorulmasını gerektiren kritik konular
Çalışma hayatında her zaman teori ile pratik biri biriyle uyuşmaz ve pratiği teoriyle uyuşturmaya çalıştığınızda da ciddi çatışmalar çıkabilir. Dolayısıyla bu alanda düzenleme yapmak oldukça zordur. Devlet, sendikalar ve çalışanlar ile işverenlerin çıkar çatışması olduğu için uzlaşı oldukça zordur. Bu nedenle de bu üçlünün aynı noktada birleşmesi her zaman mümkün olmaz. Bugünkü yazımızda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çalışma hayatıyla ilgili 2021 yılı Performans Programı’nda yer alan önemli düzenlemeleri ve bu alanda başkaca yapılması gereken hususları açıklamaya çalışacağız.
2021 yılı Performans Programında neler yer alıyor?
Kalkınma Planlarında ve Orta Vadeli Programlarda çalışma hayatıyla ilgili genel geçer birçok konuya yer verildiğini görürüz. Ancak, sonuçta planda ve programda yer alan eylemlerin birçoğunun gerçekleşmediğini görürüz. Bazen gerçekleşmeyen eylemler gelecek plan ve programlara kopyala yapıştır olarak geçer veya eylem olmaktan çıkarılır.
Bu çerçevede çalışma hayatıyla ilgili genel geçer çok güzel ifadelere hem kalkınma planında hem de orta vadeli programda hem de performans programlarında rastlıyoruz.
Özellikle Kalkınma Planı’nda yer alan; “çalışma koşulları işgücü piyasalarına katılımı, verimlilik artışını, kayıtlılığı, nitelik geliştirmeyi ve mesleki eğitimi özendirici bir şekilde geliştirilecektir.” ifadesinin altına imza atmayacak aklı başında hiç kimse yoktur. Ama bu işin nasıl olacağı ise üzerinde çok büyük bir çaba ve bilgi birikimi ile iyi bir koordinasyonu gerektirmektedir.
Ne demek istediğimizi biraz açalım. Bakanlığın bu konularda sonuç alabilmesi için üniversitelerle ciddi bir işbirliği yapması gerekmektedir. Ayrıca, TÜBİTAK ile işbirliği yapılarak belirtilen konularda çağrılara çıkılarak araştırma yaptırılması da önemlidir. Yoksa planda veya programda çok güzel ifadelerin yer almasının önemi yoktur. Performans Programı’nda üniversitelerle işbirliği yapılacağına ilişkin tek bir cümleye rastlayamadığımızı üzülerek belirtmek isteriz.
Yine “istihdam artışı ve nitelikli iş olanakları yoksullukla mücadele ve gelir dağılımını iyileşme sağlanmasının asli aracı olacaktır.” ifadesi de oldukça önemlidir. Ancak, bu tür ifadelerin sonuca ulaşabilmesi için kamu kurumları ile üniversiteler arasında ciddi bir işbirliği sağlanması gerekiyor.
İşgücü piyasasının esnekliği ve sendikalar
Esnek çalışma ifadesi denilince hemen sendikalar tedirgin olmaktadır. Ancak, çağdaş dünyanın gittiği yön esnek çalışmadır. Bu nedenle işçi sendikalarının endişeleri giderilerek bu konuda ikna edilmesi gerekmektedir.
Performans Programı’nda yer alan “İşgücü piyasasının esnekliğini geliştiren düzenlemeler, artan çocuk bakım hizmetleri ile eğitim olanakları ve istihdam odaklı politikalar kadınların işgücü piyasasına konu yetkinliklerini geliştirecek ve iş hayatına daha yoğun katılımlarını destekleyecektir. Kadınların daha iyi işlerle işgücüne daha yüksek oranda katılması hane halkı gelirlerini artırarak tasarruflara doğrudan katkı verecek yatırımlar için finansman olanakları geliştirilecektir. İşgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik esnek çalışma biçimleri etkinleştirilecek ve konuya ilişkin denetimler artırılacaktır.” ifadesi oldukça önemlidir.
Bu konularda sağlam adımlar atılabilmesi için üniversitelerle iş birliği oldukça önemlidir. Özellikle yüksek lisans ve doktora tezlerinde bu konularda orijinal çalışmalar yaptırılması ciddi katkı sağlayacaktır. Yine bu konulardaki dünya örnekleri de sürece çok büyük katkı sağlayacaktır. Belki de Bakanlık bu konularda üniversitelerle ciddi çalışmalar yürütüyordur. Elbette bundan mutluluk duyacağımızı belirtmek isteriz.
Üniversitelerle iş birliği nasıl hızlandırılabilir?
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, kamu kurumları ile üniversiteler arasındaki iş birliğini ve etkileşimi hızlandırmanın yolu alanında uzman öğretim üyelerinin kamu kurumlarında tam veya kısmi süreli görevlendirilmesinden geçmektedir. 2547 sayılı Kanun’un 38’inci maddesi çerçevesinde kısmi süreli görevlendirmelerin yaygın bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Ancak, bu tür görevlendirmelerdeki ücretin düşüklüğü önemli bir olumsuzluktur. Bunun için de bu maddenin yeniden güncellenmesi gerekmektedir.
Özellikle bu konuda TÜBİTAK ve TÜSEB örnekleri incelenerek gerekli adımlar atılarak bilgi ile uygulamanın buluşması sağlanmalıdır.
Kadınların işgücü piyasasına katılımları kolaylaştırılacak
Performans Programı’nda yer alan; “Kadınların işgücü piyasasına katılımlarını kolaylaştıracak ve istihdamlarını artıracak uygulamalar geliştirilecektir.” ifadesi oldukça önemlidir. Ancak, Bakanlıkça uzunca bir süredir doğum yapan memurların yarım zamanlı çalışma hakkının kullanımına ilişkin usul ve esaslar yürürlüğe konulamamıştır. Kanun değişikliği 2016 yılında yürürlüğe girmesine rağmen ikincil mevzuatın hala çıkarılamaması endişe vericidir.
Beyin göçünün nedenleri analiz edilecek
Performans Programı’nda yer alan; “Ülkemizden yurtdışına doğru yaşanan beyin göçünün nedenleri analiz edilecek ve bu analizler çerçevesinde nitelikli işgücünün ülkemizde kalmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılacaktır.” ifadesi ülkemiz açısından oldukça önemlidir. Ancak, bu konuda TÜBİTAK tarafından çalışmalar yapılmakta olup çağrıya dahi çıkılmıştır. Bu nedenle Bakanlığın TÜBİTAK’la yakın iş birliği yapması gerekmektedir.
Yine “6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu kapsamında yüksek nitelikli işgücü açığını kapatmaya yönelik ülkemizde beyin gücünün teşviki bağlamında sektörel işgücü piyasası araştırmalarının ve analizlerin yapılması uluslararası işgücü politikamızın kurgulanması ve yürütülmesi anlamında ortada uzun vadeli projeksiyonlar geliştirilmesini sağlayacaktır.” ifadesi de üzerinde ciddi çalışmalar yapılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.
Ayrıca, “Uluslararası nitelikli işgücü ağı oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmak.” ifadesinin de oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz.
İnsan kaynağının temininin etkinliği üzerinde çalışılacak ama
Performans Programı’nda yer alan; “Kamu personeline ilişkin kamu hizmetlerinin sunumunda önemli role sahip olan insan kaynağının temini etkin ve verimli bir şekilde hizmet sunumu ve çalışan memnuniyeti artırılacaktır.” ifadesi de oldukça önemlidir.
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, kamuya personel alımında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle KPSS tekrar merkeze alınarak sözlü sınavlardan istisnalar dışında vazgeçilmelidir. Özellikle kamuya işçi alımındaki kura uygulamasının nitelikli personel istihdamını nasıl zedelediği görülerek biran önce kura uygulamasından vazgeçilmelidir.
Kamu personeline yönelik eğitimler geliştirilecek
Performans Programı’nda yer alan; “Kamu kurum ve kuruluşlarında personele yönelik eğitimler çeşitlendirilecek ve geliştirilecektir.” ifadesinin Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile koordineli yapılması gerekmektedir. Zira bu ofis bu konuda çok iddialı çalışmalar yapmaktadır.
İstihdam teşviklerinin etki analizi yapılacak
Performans Programı’nda yer alan; “İstihdam teşviklerinin etki analizi yapılacak teşviklerin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanması sağlanacaktır.” ifadesi ile verilen istihdam teşviklerinin analiz gereğinin duyulması önemli bir adımdır. Maalesef yıllardır istihdam dahil olmak üzere verilen her türlü desteğin etki analizinin yapılmaması önemli bir eksikliktir.
Özellikle de Ar-Ge personel istihdamına verilen desteklerin TÜBİTAK’la yapılacak ortak çalışmalarla arttırılması ülke açısından kritik önemde sahiptir. Programda yer alan eylemler oldukça değerli olup, bunun hayata geçirilmesi için ciddi bir emek, koordinasyon ve bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Görüleceği üzere yaptığımız açıklamalar analiz, iş birliği, bilgi ve tecrübe aktarımı, koordinasyon, üniversite ve TÜBİTAK ifadeleri üzerinde gidip gelmiştir. Ümit ederiz ki ne demek istediğimizi anlatabilmişizdir.