Liderlik gücünü elinde tutan insanların abartılı bir gurur ve kendine aşırı güven duyması; bununla birlikte başkaları için küçümseme duygusu yaşamasına 2009 yılından itibaren Hubris sendromu denmektedir.
Hubris sendromuna sahip kişiler ”her şeyin belirleyicisi, karar vericisi, oluşturucusu, en doğru kararın o kişinin kendisinden çıkabilecek olduğu sanrısı” içindedirler.
Peki Hubris ne demek? Hubris sendromu belirtileri nelerdir?
HUBRİS SENDROMU NEDİR
Hubris, antik Yunan’da “kibir” anlamına gelir. yapılan tanımlamalara göre sendrom, öncelikle kişinin gücü tatmaya başlamasıyla ve olayların merkezinde bulunmaktan keyif almasıyla başlar.
Başarı ve gücü elinde bulundurma hissinin verdiği hazla devam eder. Zamanla narsizm, gerçeklikten kopuş ve hatta akli dengesizliklere varan seviyelere ulaşabilir.
Bu seviyelere ulaşan sendrom ile artık bağımlılık yapan gücü bırakmak kişi için çok zordur ve kişi bunun olmaması için her yolu denemeye hazır olabilir.
David Owen ve Jonathan Davidson’un 2009 yılında yayımlanan makalesiyle literatüre giren Hubris sendromu, “Abartılı gurur, baskın bir kendine güven ve kendinden başkalarını küçümseme duygusu” olarak tanımlanmıştır ve bunun nedeninin narsismin “Aşırı Doz” olmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir.
HUBRİS SENDROMU BELİRTİLERİ
Hubris sendromu yaşayan liderlerde aşağıdaki belirtiler görünmeye başlar.
- Bulunduğu makamda güç gösterisinde bulunmanın ve zaferler kazanmanın çok önemli olduğunu düşünmek.
- Hakkındaki algıyı iyileştirmek için kendisini hep iyi gösterecek durumlarda bulunmaya eğilim, kötü gösterecek durum ve yerlerden kaçınma.
- İmaj ve görünümle ilgili orantısız kaygı.
- Basit eylemlerinden bile imkânsızı başarmış edasıyla ve abartarak bahsetmek, yüceltilmeye ihtiyaç duyma.
- Kendisiyle ulusu ya da kurumu özdeşleştirmek, kendi bakışı ve çıkarlarıyla ulusun/ kurumunkini özdeşleştirmek.
- Kendisinden üçüncü tekil şahıs zamiriyle ya da “biz” diye söz etmek.
- Kendi yargılarına aşırı güven, aynı zamanda başkalarının öneri ve eleştirilerini küçümsemek.
- Her şeyi kişisel olarak başarabileceğine dair mutlak inanç.
- Çevresindeki insanlara ya da halka değil, tarih ve tanrı’ya hesap vereceği inancı.
- Tanrı ve tarih karşısında haklı bulunacağına dair sarsılmaz inanç.
- Sıklıkla artan bir yalnızlaşmanın eşlik ettiği gerçeklik duygusunun kaybı.
- Huzursuzluk, acelecilik, düşünmeden kararlar alma
- Kibirli tarzından dolayı rasyonel kararlar alamama ve dolayısıyla başarısızlık.