Yeni Akit muharriri Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında, İsrail güçlerinin son devirde Mescid-i Aksa’da ibadet eden Müslümanlara yönelik ataklarını kıymetlendirdi.
Taarruzların gerisinin kesilmediğini yazan Dilipak “‘Büyük İsrail’e giden yolda bir yandan Kushner senaryosu güncellenirken, öte yandan, KKTC’de enteresan şeyler oluyor. Ukrayna yeni İsrail olacak, Kuzeydoğu Karadeniz kıyılarından Hazar denizine kadar da, Transkafkaslarda, yani Yecüc Mecüc / Gog Magog’un huruç edeceği Kaf dağı bölgesinde diğer bir Yahudi devleti daha. İçinde Karaimlerin de yer alacağı HAZARA devleti için güya birileri iş üstünde. Hani Meşiah’ı bekliyorlar ya, onun için de mabedin inşası gerekiyor!” görüşünü lisana getirdi.
İsrail polisinin hücumuyla ilgili Türkiye’nin de bir kınama bildirisi yayınladığını ve vaziyeti kurtarmış olduğunu yazan Dilipak özetle şöyle devam etti: ABD ve AB’den de kınama gelince Ankara da daha fazla işin üzerine gitmedi.
Aslında Biden grubu çok daha tehlikeli, kapsamlı yeni bir senaryonun üzerinde çalışıyorlar. ‘Büyük İsrail’ için hazırlık yapıyorlar. Yarım kalan Kushner ve Dahlan senaryosunu güncelliyorlar. Bu ortada batı Ankara’yı hem yanına almak, hem de fazla inisiyatif yüklememek istiyor. Bunun için de bir elinde havuç tutuyor, bir elinde sopa.”
İslam ülkelerinde ‘aktif istikrar politikası’nın yerini hovarda siyaseti yapıldığını söz eden Dilipak, “ Maalesef, İslam ülkesi başkanları dediğiniz ekip göz ucuyla ABD, AB, İngiltere, Rusya, Çin ve İsrail’i gözetiyor, onların düşmanlıklarından sakınıp dostluklarını kazanmaya çalışıyor da Allah’a dayanmayı, O’nun isteğini kazanmayı öncelikli bir sorun olarak ele almıyorlar. Onun için de iki yakamız bir ortaya gelmiyor. Sonunda Eba Müslüm Horasani’nin dediği noktaya geliyoruz. Hak’dan, adaletten uzaklaşınca kasetlerle, yolsuzluk evrakları ile uğraşmak zorunda kalıyor siyasetçiler, bürokratlar, STK temsilcileri, Yargı mensupları, STK temsilcileri, Cemaat başkanları.. İşte bu ahval ve şerait altında Kudüs sıkıntısı, Filistin davası kaynayıp gidiyor. Bir ‘Mavi Marmara’nın anısını bile koruyamadık” görüşünü lisana getirdi.
Yazının tamamını okumak için