Eski İstanbul Barosu Lideri Turgut Kazan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ‘Vedat Şorli’ kararını hatırlatarak “TCK/299’dan verilen tutuklama ve mahkumiyet kararları kesinlikle ihlal sayılacaktır” dedi.
Toplumsal medya hesabı üzerinden kararı duyuran Turgut Kazan paylaşımında, “Venedik Kurulu ve Kurul organlarının 299’la ilgili kararına ait,” Bu demektir ki; bundan sonra da bu üzere durumlarda içeriği tartışılmadan ihlal kararı verilecek. Bir ülkede 299 cürmü varsa demokrasi ve söz özgürlüğü yoktur.” dedi.
“Her mahkumiyet tartışmasız ihlal kararıyla sonuçlanacaktır”
Tele 1’e konuşan İstanbul Barosu eski Lideri Turgut Kazan kararı şöyle açıkladı: “Bu kararla AİHM söylenen kelamı değerlendirmeyi bıraktı. AİHM, söylenen kelam ne olursa olsun Türkiye’nin bütün ihtarlara karşın “hakaret suçu” ile ilgili bir düzenleme yapmayı denememiştir. Avrupa Kurulu üyelerinde bu türlü bir karar yok. Şorli kararına nazaran, bu hatada en fazla makul bir para cezası uygulanabilir. Bu durumda AİHM, Türkiye’de söylenen hiçbir kelamı değerlendirmeden Türk Ceza Yasası’nın 299’uncu hususunun demokrasi ve tabir özgürlüğü ile bağdaşmadığını belirterek, ihlal kararı verdi. Bu demektir ki; bundan sonra da bu üzere durumlarda içeriği tartışılmadan ihlal kararı verilecek. Bir ülkede 299 hatası varsa demokrasi ve söz özgürlüğü yoktur. Bu karar sonrası 299 ile ilgili her mahkumiyet tartışmasız ihlal kararıyla sonuçlanacaktır.”
“Bu hükümet rücu etmezse, seçimden sonra gelen hükümet rücu edecektir”
Hükümetin bu karara itiraz ettiğini söz eden Kazan, süreci şöyle aktardı: “Beş liderden oluşan heyet, bu kararı bir üst konseye göndermeyi gerekli bulmayarak reddetti. Münasebetiyle İnsan Hakları Avrupa Kontratı 46’ncı unsur nazaran karar katılaşmış oldu. Karar kesinleştiğine nazaran Türkiye’de artık 299 cürmü uygulanamaz. AİHM yetkisini tanıyan ve Avrupa Kurulu üyesi olan, Anayasa’nın 90. unsurunun son fıkrasında bu kontrata uyacağını belirten bir ülke ya 299 cürmünü yürürlükten kaldırmalıdır yahut mahkemenin bu unsur uygulanamayacağı için 299’u görmezden gelerek karar kurması gerekir. Şorli davasında verilmesi gereken karar beraattir.
299 cürmünün yürürlükten kaldırılmaması ihlal kararıyla birlikte tazminata hükmetmiş ise hükümet tazminatı ödemekle yükümlüdür. Yasal kurala nazaran, kusuru nedeniyle bu unsurun uygulanmasına yol açan savcı ve hakime rücu edilir. Bu hükümet rücu etmezse, seçimden sonra gelen hükümet rücu edecektir.”
Şorli davası hakkında
Vedat Şorli, 2017 yılında Facebook hesabında bir fotoğraf ve karikatür paylaşmıştı. Paylaşımın arından Şorli’ye ‘cumhurbaşkanına hakaret’ gerekçesiyle 11 ay 20 gün mahpus cezası verilmişti. Ceza, AİHM’e gitmişti. Cumhurbaşkanına hakaret cürmünü düzenleyen TCK 299’un ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle ne de söz özgürlüğü ile bağdaşamayacağını belirten AİHM, kararında “Devlet, Cumhurbaşkanı’nın prestijini savunmayı amaçladığında ona özel bir muhafaza ayrıcalığı geliştiremez” sözüne yer vermişti. Lakin, Türkiye hükümeti bu kararı tanımamış ve itirazda bulunmuştu.