TBMM Lideri Mustafa Şentop, parlamento muhabirleri ile iftar yemeğinde bir ortaya geldi. Şentop, “Demokrasilerin en değerli yanı, çok sesliliğin aşikâr bir armoniye sahip olarak aktarılmasıdır. Çok sesliliği yansıtan özgür basın, demokrasinin olmazsa olmaz ögesidir. Gerçek haber peşinde uykusuz geçirdiğiniz gecelere biz de şahit olduk. Milletimize hazırladığınız haberleri mümkün olduğunca objektif yansıttığınızı ve en değerlisi de etik kuralları önemsediğinizi biliyorum. Türk basını, bu mevzuda rüştünü birçok olay karşısında ispat etmiştir” diye konuştu.
İftar sonrasında kısa bir konuşma yapan Şentop’un açıklamaları şöyle:
“Göreviniz son derece önemli”
Bugün de Rusya ve Ukrayna ortasında cereyan eden savaşta savaş tablosunu gösteren şey genel olarak basının savaşla ilgili tavrıdır.
“Mütareke basınına karşı savaş vermişlerdi”
“Basın mensuplarının vazifesinin ehemmiyetini 15 Temmuz’da bir defa daha gördük”
“Önemli bir parçasısınız”
Yaklaşık 150 yıllık demokrasi tarihine sahibiz, sizler de demokrasinin olmazsa olmazı basın mensupları olarak bu büyük yapının değerli bir parçasısınız. Basın, toplumu bilgilendiren, bazen uyaran, hatta koruyan çok kıymetli bir yere sahiptir… Sizler ve biz politikler, görünenden daha değerli birlikteliğe, seviyeli düzeyli bir bağlantıya mecburuz. Ülkemizin basın tarihi 1864’e dayanmaktadır. Bu kadim tarih bu ülkenin demokrasi şifrelerinin belirlenmesi bakımından hepimiz için çok değerlidir. Bugüne kadar bütün anayasalarımızla basın özgürlüğünün, temel hak ve özgürlükler başlığı altında düzenlenmesi ile iftihar edebiliriz…
“Basın toplumu bilgilendiren bazen uyaran çok kıymetli bir yere sahiptir”
Demokrasilerin en kıymetli yanı, çok sesliliğin belirli bir armoniye sahip olarak aktarılmasıdır. Çok sesliliği yansıtan özgür basın, demokrasinin olmazsa olmaz ögesidir. Yanlışsız haber peşinde uykusuz geçirdiğiniz gecelere biz de şahit olduk. Milletimize hazırladığınız haberleri mümkün olduğunca objektif yansıttığınızı ve en kıymetlisi de etik kuralları önemsediğinizi biliyorum. Türk basını, bu mevzuda rüştünü birçok olay karşısında ispat etmiştir. İnsanların haber alma hakkını sağlayan, hakikat, prensipli ve tarafsız vazife anlayışıyla kamuoyunu bilgilendiren basın, toplumun demokratik hukuk devletine inancını perçinleyen bir okul üzeredir. Gazetecilik; temelinde merak etmeyi barındıran, içinde yaşadığı toplumun bilhassa yakın tarihi konusunda bilgi birikimine hakim olmayı gerektiren bir meslektir. Sıkı gazete okurlarının, ömürleri boyunca kendilerine önemli bir kültür dünyası oluşturduklarını birçok vakit müşahede ediyoruz.
“Devletin sağlıklı işleyebilmesi için birbirini daima denetleyen düzenekler zincirinin oluşması gerektiği”
Yasama, yürütme ve yargıdan sonra medyaya dördüncü güç olarak bakılması tesadüf değildir. Latin ozan Decimus ‘gözetleyenleri kim gözetleyecek’ yahut ‘bekçileri kim bekleyecek’ diyerek esasen devlet sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için birbirini daima denetleyen bir sistemler zincirinin oluşması gerektiğini binyıllar öncesinden bütün insanlığa söylemiştir. İşte özgür basın; yasama, yürütme yargı erklerini kullanan ve kamu gücünü elinde tutanları bir nevi gözetleyerek yapılan yanlışları tespit eder ve gücün temel sahibi olan milleti tehlikelere karşı uyarma fonksiyonunu yerine getirir.