Olay, 8 Nisan’da Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi’ndeki bir rezidansta, stüdyo dairede meydana geldi. M.K. isimli bayan, eski sevgilisi Murat Demirci’nin (41) davetiyle kendisine gönderdiği adrese gitti. M.K.(27), stüdyo dairede Murat Demirci’nin nişanlısı Sara Demir (24) ve arkadaşı Tuğba Demirci (22) ile karşılaştı. İki bayan, teze nazaran, M.K.’ye Murat Demirci ile alakasını sorup, usturayla saçlarını, makasla da kıyafetlerini kesti. Dövüp yüzünde sigara söndürdü. Yapılan azabın akabinde konuttan kurtulan M.K., polise giderek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Murat Demirci, nişanlısı Sara Demir ile arkadaşı Tuğba Demirci, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.
BİREBİR GÜN BİR BAYANA DAHA AZAP ETMİŞLER
3 SANIĞIN 36’ŞAR YILA KADAR MAHPUSU İSTENDİ
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın yürüttüğü soruşturma kapsamında M.K.’nin uğradığı azaba yönelik 4 gün içinde iddianame hazırlandı. İddianamede ‘birden fazla kişi tarafından silahlı tehdit, yağma, hakaret, cebir, mala ziyan verme ve hürriyetinden mahrum kılma’ hatalarından Murat Demirci, nişanlısı Sara Demir ile Tuğba Demirci’nin 36’şar yıla kadar mahpusu istendi. İddianame, Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
“ALIN İSTEDİĞİNİZİ YAPIN”
M.K., tabirinde saçlarını usturayla kestiklerini belirterek, şunları söyledi: “Murat ile 3 ay evvel tanıştım. Ortamızda bir gönül bağlantısı vardı. Olay günü beni evvel kafeye davet etti. Gittiğimde orada yoktu. Sonra bana WhatsApp üzerinden bir rezidansın pozisyonunu gönderdi. Beni dairenin kapısında karşıladı ve kolumdan tutarak içeriye çekti. Sonra içeride iki bayanın daha olduğunu gördüm. Murat bu bayanlara dönerek ‘Alın işte M.K. bu. İstediğinizi yapın’ diyerek kolumdan tutup beni içeriye itti.
“SAÇLARIMI USTURAYLA KESTİLER”
Bu bayanlar bana ‘Senin bu rahatlığın nereden geliyor? Sen kime güveniyorsun?’ dediler. Benim konuşmama bile müsaade vermeden hakaret etmeye başladılar. ‘Murat bizim köpeğimiz. Murat’a ilişkin olan her şey bizimdir. Seni Konya’da yaşatmayız’ diyerek tehdit ettiler. Ben oradan kaçmak isterken, Murat ellerimi tutarak gitmeme pürüz oldu. Bayanlar da gerimden gelip, omuzlarıma kadar uzun olan saçlarımı usturayla kestiler. Makasla elbisemi parçaladılar. Masanın üzerinde duran bıçak, satır, makas ve copu göstererek ‘Seni öldürürüz, yaşatmayız. Bu daha başlangıç, seni keseceğiz’ dediler. Sara da sağ yanağımda sigara söndürdü. Telefonumu ve çantamı verip, gitmeme müsaade verdiler.”
“KISKANÇLIK KRİZİNE GİRİP SAATLERCE AZAP YAPMIŞLAR”
M.K.,’nin avukatı Buğrahan Yıldırım, müvekkilinin yaşadığı olay nedeniyle ruhsal dayanak aldığını belirtti. Yıldırım, “Müvekkilim şu an psikolojisi çok bozuk durumda. Müvekkilimin daha evvelden gönül alakası olduğu tez edilen sanık, M.K.’yi bir rezidansa davet ediyor. M.K. de bu daveti kabul edip oraya gittiğinde Murat isimli kişi müvekkilimi içeriye alıyor. M.K. girdiğinde, içeride 2 bayanın daha olduğunu görüyor. Bu bireyler kıskançlık krizine girdiklerini argüman ederek müvekkilime saatlerce azap ediyor. Müvekkilimin saçlarını kesip, yüzünde sigara söndürüyorlar, giysilerini parçalıyorlar, cep telefonuna el koyuyorlar. Birçok kere de hakaret ediyorlar. Müvekkilim bu bireylerin elinden en sonunda canını sıkıntı kurtararak dışarıya çıkabiliyor. Kendisini tehdit ediyorlar, çok güçlü olduklarını, kimsenin kendilerine bir şey yapamayacağını, şikayet ederse de bunun sonuçlarına katlanacağı istikametinde beyanlarda bulunuyorlar” dedi.
“TAHLİYE EDİLİRLERSE ELEKTRONİK KELEPÇE TAKILACAK”
“SIRAYLA BAYANLARI ÇAĞIRIP TIPKI DAİREDE AZAP ETTİLER”
Avukat Buğrahan Yıldırım kelamlarını şöyle sürdürdü: “Müvekkilim yaşadığı olayın telaşını atlatmış değil. Daima takip edildiğinden şüpheleniyor. Kendisi hiç rahat değil. O gün orada nitekim 2 bayana mı azap edildi, yoksa öteki bayanlar da var mıydı? Şikayet etmeye çekinen bireyler de olmuş olabilir. Bunu da soruşturmanın ilerleyen kısımlarında daha net bir formda göreceğiz. Bunun planlı bir hücum, programlı bir azap olduğunu, sıraya alınmış bir liste olduğunu düşünüyoruz. Sırayla bayanları çağırıp, birebir daire içerisinde rahatça azap yapıp, bunu da kendi toplumsal durumları ve makamları gereği hiçbir şey olmadan atlatabileceğini düşünen 3 caniyi görüyoruz. Biz Türk adaletine güveniyoruz. En yüksek cezayı almaları için de elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.
