MANİSA (İHA) – Toprak ve ateşin dansı seramikle taçlanıyor
Manisa‘da açılan seramik kursu büyük ilgi görüyor
Gereçlerinden ötürü maliyetli bir kurs olmasına karşın seramik kursiyerleri tekrar tekrar kursa katılmak istiyor
MANİSA – Manisa’da açılan seramik kursunda toprak ve ateşin seramiğe olan seyahatine tanıklık eden kursiyerler hem el hünerlerini geliştiriyor hem de günün yorgunluğunu ve gerilimini atıyor. Bir kil çamurundan sanat yapıtları ortaya çıkaran kursiyerler sıkıntı ve meşakkatli sanatla uğraşırken her gün yeni bir şeyler öğrenmenin de memnunluğunu yaşıyor.
Şehzadeler Belediyesi ve Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi iştirakinde tarihi Kurşunlu Han’da açılan kurslardan yalnızca birisi olan Seramik Kursu kursiyerlerden büyük ilgi görüyor. Bir kil kesimini adeta sanat yapıtına çeviren kursiyerler bir yandan el maharetlerini geliştirirken bir yandan hem toplumsallaşıyor hem de günün yorgunluğu gerilimini atıyor.
“Kursiyerler kendilerini daha uygun hissediyor”
“Toprak ve ateşin dansı”
Kursta toprak ve ateşin dansına şahitlik ettiklerini kaydeden Coşkun, “Seramik kilimizin basamağında bir çamurken onu modellemeye alıyoruz. Modellemeden sonra kuruma basamağı ve onun zımpara kademesi var. Zımpara ve kuruma bitince hepimiz fırına gidiyoruz ve heyecanla bekliyoruz. Fırından çıkışı tüm kursiyerlerimiz heyecanla bekliyor fakat o heyecan hiç bitmiyor. Fırından çıkan eserlerin püskül pişirimi bitmiş oluyor ondan sonra renklendirme ve sır süreci var. Eserler sırlandıktan sonra tekrar fırına atıyoruz. O daha da büyük bir heyecan. Sır ismi üzere sır, fırından nasıl çıkacağını bilmiyorsunuz. Tekraren tıpkı sırrı kullandığınız halde fırının içinde etkileşimi kendine kalmış oluyor ve bize de sürpriz oluyor. Toprak ve ateşin dansı diyoruz. Bunda hem modellemede hem besin eserlerinde kullandığımız modeller ve dekoratif işler yapıyoruz. Her yaştan kursiyerimiz var. Çalışanlarımıza gece de kurs veriyoruz. Küçüklerimiz de var. 3 yaşından itibaren bu kursa başlayabiliyorlar el maharetleri gelişiyor. Şuandaki kursiyerlerim ortasında 7 yaş kümesi kursiyerlerimiz var. Daha evvelki yıllarda 80 yaşında da kursiyerim vardı.” diyerek, her yaştan kursiyerlerin kursa ilgi gösterdiğini anlattı.
“Maliyetli lakin sonucu tatmin edici”
Seramik kursunda kullanılan materyallerin maliyetli olmasına karşın kursiyerlerin tekrar tekrar kursa katılmak istediklerini söyleyen Coşkun, “Oldukça maliyetli bir kurs fakat sanatımızın sonucu bizi tatmin ediyor. Herkes çok keyifli. Kimse kursu bırakmak istemiyor. Devamlı tıpkı kursa gelmek istiyorlar. Ruhsal istikametten kendini zayıf hisseden, sorunlu şahıslar buraya geldiklerinde rahatlamış oluyorlar. Biz işimizi yaparken her şeyi unutuyoruz.” dedi.
“Yaptığım işi büyük bir aşkla yapıyorum”
Kendisindeki sanata olan aşkın kursiyerleri de etkilediğini anlatan Coşkun, “Ben biraz heykel şekli çalışıyorum. Seramikte genelde çanaklar, kafe tasları nesneler yapılıyor lakin ben kendi çalışmalarımda heykel istikametine yük vermiş oluyorum. Son çalışmam olan ismine Akçakız dediğim bir at başı var. Onu yaparken kursiyerlerim de şahit oluyor severek yapıyorum. Zira ben işime aşığım, sanatıma aşığım. Sıra dışı işler yapıyorum. Bir nevi heykele giriyor yaptığım iş. At, en son yaptığım çalışmam lakin bundan evvel fil çalışmalarım, Fatih Sultan Mehmet çalışmalarım, seramikte bu tip ayrıntılar biraz heykele giriyor ve seramiğin dışına çıkmış oluyor. Heykel kısmına de geçmiş oluyorum. Yaptığım işi büyük bir aşkla yapıyorum bu kursiyerlerime de yansıyor. Onlar da benim üzere işler çıkarmak üzere hevesleri var.” diye konuştu.
Annesiyle birlikte kursa katılan Latife Gürbüz, “Seninle vakit geçirmeyi seviyorum birlikte seramik yapıp rahatlayalım dedim. Benim aslında ilgim vardı annem araştırdı ve buraya gelme kararı aldık. Ben bir dilek ağacı yaptım annem de balıktan bir tabak yaptı.” dedi.
“Sevgi ve coşkuyla yapıyoruz”
Kızıyla birlikte kursa katılan Serpil Gürbüz ise şunları söyledi: “Kurşunlu Han’daki seramik kursuna geliyorum. Berrin hocamla inanılmaz çalışmalar yapıyoruz. Her konuta döndüğümde memnunlukla huzurla dönmüş oluyorum. Her gün farklı çalışmalar yapmak, bunları fırına vermek ve fırının sonucunu beklemek üzere heyecanlar bizi keyifli ediyor. Sevgi ve coşkuyla yapıyoruz. Herkesi bu kurslara katılmaya davet ediyorum. Herkese tavsiye ederim. Düşünceni, üzüntünü, kasvetini alıyor bu kurs. Değişik bir dünyaya dalıyorsunuz. Halk eğitimin verdiği bu imkanlar sahiden sınırsız. Herkesin el marifetine, zevkine nazaran farklı farklı kurslar var. Bu Kurşunlu Han’a gelip de kendi zevkine nazaran bir kurs bulamayacak biri olacağını düşünmüyorum. Fiyatsız olan bu kurslardan herkesin faydalanması gerektiğini düşüyorum.”
