Ünlü oyuncu Öztürk Serengil ve İtalyan asıllı Nevin Teoman’ın kızı Seren Serengil’i yıllarca oyuncu, ses sanatçısı ve televizyon yıldızı olarak izlesek de son dönemlerde sunduğu magazin programıyla gündemden düşmüyor. ‘Söylemezsem Olmaz’ isimli programın sunuculuğunu yapan Seren Serengil’in magazin gazeteciliğine olan merakı ise yıllar öncesine dayanıyor. Assolistlik yaptığı gençlik yıllarında verdiği bir röportajda bu merakından bahsettiğini öğrendik! İşte, Seren Serengil’in paparazilik merakı!
Rahibe okulundan televizyon yıldızlığına uzanan kariyeri.
Anne tarafından İtalyan asıllı olan Seren Serengil, annesinin baskılarıyla tam bir İtalyan kültürü içerisinde yetiştiriliyor. İstanbul’da Yıldız Koleji’ni bitirdikten sonra Londra’da eğitimine devam ediyor. Daha sonra ise İsviçre’de İşletme okuyor. Nevin Hanım kızının sıkı bir eğitim almasını istediği için Seren Serengil’i rahibelerin eğitim verdiği bir okula gönderiyor. Seren Serengil buradaki sıkı eğitime 2 yıl dayanabiliyor ve Türkiye’ye dönüş yapıyor. 16 yaşında ilk kez sahne alarak yolculuğuna başlıyor.
Gazeteci olma hayalini gerçekleştiremediğinden yakınıyor.
İşletme alanında bir rahibe okulunda eğitim gören Seren Serengil, genç bir assolist olduğu yıllarda aslında çocukluğundan beri gazetecilik yapmak istediğini dile getiriyor. Bu hayalini gerçekleştirme fırsatı bulamadığı için olsa gerek yanına yaklaşan gazetecilerle iyi bir diyaloğu var. Gazetecileri gördüğü zaman bu hayalini gerçekleştirme fırsatı bulamadığından dert yanıyor.
Eğlenmek için gittiği mekanlarda yanına gelen magazincilerin fotoğraf makinelerini ele geçiriyor.
Gazetecilik mesleğini çok sevdiğini söyleyerek gazetecilerin fotoğraf makinelerini ellerinden alıyor. Eline geçirdiği fotoğraf makinesiyle de bol bol fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyor. Fotoğraf çekmenin kendisine büyük bir heyecan verdiğini söylüyor. Fotoğraf çekimi yaparken kendini kaybeden Seren Serengil, bu işin kendisini çok heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini ifade ediyor.
Art arda bastığı deklanşör yüzünden arkadaşları tarafından uyarılıyor.
Eğlence mekanlarında pek çok ünlü olabileceğinden Seren Serengil’in ardı arkasına fotoğraf çekmesi orada bulunanlar için biraz sıkıntı olabiliyor. Arkadaşları tarafından da yakalayabileceği pozlar yüzünden başına iş alabileceği konusunda uyarı alıyor. Seren Serengil ise daha çok işin keyfini çıkarmakla ilgileniyor.
Geceleri gizlice birilerinin fotoğraflarını çekmekten keyif alıyormuş.
Fotoğraf çekerken kendinden geçtiğini ve çok keyif aldığını dile getiriyor. Bu konuda da çılgınlık yapmaktan geri kalmadığını belirtiyor. Özellikle geceleri gizlice birilerinin fotoğrafını çekmenin kendisine ayrı bir haz verdiğini itiraf ediyor. Seren Serengil’in fotoğraf çekimi konusunda tek hobisi insanları çekmek değil. 1993 senesinde verdiği bir röportajda manzara fotoğrafları çekmekten de epey keyif aldığını ancak kendisi için asıl heyecan verici kısmın gizlice çekim yapmak olduğunu söylüyor.
“İyi bir paparazi olabilirdim.”.
İtalyan kültürüyle büyütülen Seren Serengil, sekiz yıl boyunca bale ve piyano eğitimleri alıyor ancak hayalindeki meslekle ilgili eğitim alma fırsatı olmuyor. Eline fırsat geçse gece kulüplerini tek tek gezip ünlüleri yakalamaya üşenmeyeceğini dile getiren Seren Serengil magazincilik konusunda oldukça iddialı açıklamalar yapıyor. Şans verilseydi gazeteci olabileceğini ve bu işi de gayet iyi başarabileceğini iddia ediyor.
“Duymayan Kalmasın” ile gazetecilik hayalini ucundan yakalıyor.
2016 yılında yaptığı ‘Duymayan Kalmasın’ isimli magazin programı sayesinde hayali olan magazin gazeteciliği sektörüne sunucu olarak giriş yapıyor. İki yıl bu programı Cengiz Semercioğlu ile sunuyorlar. Sonrasında ise 2019 yılında ‘Duymadık Demeyin’ isimli program geliyor. 2020 yılından bugüne ise ‘Söylemezsem Olmaz’ isimli magazin programını sunmaya devam ediyor.
Evli erkeklerle olan kadınları yakalama programı çekmek istiyor.
Seren Serengil bugün hâlâ paparazilik hayalinden vazgeçmiş değil. ‘Söylemezsem Olmaz’ programını bitirdikten sonra en büyük hayalinin ‘Metres Arenası’ isimli bir yapım çekmek olduğunu söylüyor. Bu programda evli erkeklerle olan kadınları yakalayıp ekranlarda rezil etmek istediğini dile getiriyor. Yaptığı magazin programlarıyla paparazilik merakını bir nebze gidermiş olsa da bu işin peşini pek bırakacağa benzemiyor. Anlayacağınız içindeki gizlice fotoğraf çekme isteğini yıllar geçse de kaybetmemiş ve bu isteği bir şekilde giderecek gibi duruyor.