Çağdaş Türk resminin duayeni Mehmet Güleryüz’ün 1968 yılında çizdiği, o zamandan beri Türkiye’nin önde gelen grafik sanatçısı Mengü Ertel’in çekmecesinde, namı diğer ‘Dostun Çekmecesi’nde bekleyen resimleri, Esma Ertel’in cümleleriyle dostluğu yücelten sıcacık bir öyküye ilham oldu: ‘Dünya Çocuklarına Günaydın’ kitabına.
Doğan Egmont’tan çıkan kitabın sınırları ortadan kaldıran zamansız hikâyesi bir kitaptan fazlasına, Ertel ve dostlarının girişimiyle çok daha geniş çaplı bir projeye de dönüşmüş durumda. ‘7 Kıta 7 Horoz Dünya Çocuklarına Günaydın’ sergisi, bunun ilk ayağı. Okurlarını kıtalararası yolculuğa çıkaran bu özel kitapta yer alan Güleryüz’ün resimleri İstanbul Oyuncak Müzesi’nde açılan sergi sayesinde izleyicisiyle buluştu. Farklı disiplinlerin bir araya gelerek kültürel çeşitliliğin ele alındığı sergideki resimler, İstanbul Oyuncak Müzesi koleksiyonunda yer alan oyuncaklarla görsel ve işitsel bir harmoni içine giriyor ve kapsayıcılığın güzelliği üzerine düşünme imkânı sunuyor. Sergide ayrıca Esma Ertel ve BaBaZula’dan Murat Ertel’in çeşitli kültürlere ait enstrümanları kullanarak dünya sanatçılarıyla kolektif olarak yaptıkları müzikler de ziyaretçilerine işitsel bir deneyim yaşatıyor. Bu müziklerin yer alacağı plak ise sonbaharda yayımlanacak.
MENGÜ ERTEL’İN ÇEKMECESİNDEN ÇIKTI
Kitaba ve ardından sergiye vesile olan bu resimlerin ortaya çıkış hikâyesi için önce Mehmet Güleryüz’e kulak kabartıyoruz: “Büyükbabamın takma dişlerini çıkararak korkuttuğu küçük Mengü’ye kadar uzanır aile dostluğumuz. Küçük Mengü; Mengü Ağabey, Koca Mengü ve Mengü Usta olarak var oldu hayatımda. İşte Esma ve Murat’ın, babalarının dostlar çekmecesinde buldukları çizimleri, çocukları düşünerek Mengü’ye vermişim 53 yıl önce. Sonra da birlikte unutmuşuz. Şimdi oğlu ve gelini size ulaştırıyor Mengü Usta’nın da izniyle” diyor.
Esma Ertel’in ‘çarpıcı bir akışkanlık ve derinlik’ hissiyle eline aldığı bu resimler, “Doğan her güneşin aydınlattığı dünyada, her sabah güneşe getirdiği aydınlık ve yeni mucizeleri için ‘günaydın’ ve ‘merhaba’ diyerek selam veren kâşiflerin, âlem üzerinde kıtalararası yolculukları, yeni yolları ve yeni dostları” bir araya getiren hikâyesine dönüşmüş.
Kitapta üç ana karakter görüyoruz: Bedia Hanım, devesi Moku ve horozu Bırbır. Beraber yola çıkıp 7 kıtayı gezen bu maceraperestler bir yandan yolculukları boyunca başka dillerde “Günaydın” ve “Merhaba” demeyi öğrenirken diğer yandan da farklı kültürleri keşfedip o kültürlerin insanlarıyla tanışıyorlar. Kitabın arka kapağında vurgu yapılan şey de “Dünyanın havadan, sudan ve karadan çok daha fazlası” olduğu zaten. “Farklılıklara saygılı duymak” kitabın temel meselesi. Ertel, “Çocukların sezgisel güçleri henüz yaftalarla bastırılmamış, çocuklar çok meraklılar ve her renge, her sese kulak veriyorlar. Çokkültürlülüğü yaratan, çeşitliliğin güzelliğini ortaya koyan her bir kültürün heybesinde olan birikimleri. ‘Görgülü kuşlar gördüğünü işler’ derdi sevgili anneannem” diye konuşuyor.
‘7 Kıta 7 Horoz Dünya Çocuklarına Günaydın’ 11 Haziran tarihine kadar ziyarete açık.