Pakize Suda’yı televizyondan ve gazetelerden mutlaka hatırlarsınız. Bir süredir demans hastalığı ile mücadele eden Pakize Suda’nın son görüntüsünü sevenlerini bir hayli üzdü. Detayla içeriğimizde…
80’li yılların afet kadınlarından biridir Pakize Suda. 17 yaşındayken Ege Güzeli seçilmesiyle kaderi tamamen değişti.
Önce sahnelerde fırtına gibi esti, sonra Yeşilçam’da adı duyulmaya başladı. Sarışın ve uzun boylu hali, dönemin tüm kadınlarından ayıran en büyük özelliklerindendi.
Ünlü şarkıcı Gökhan Güney’le 7 yıl doludizgin aşk yaşadılar. Bu aşk her ne kadar geçmişte kalsa da ikisinin adı birlikte anılmaya devam etti.
Daha sonra Müge Anlı ile Dobra Dobra’yı sundular birlikte. Ardından “Lezzete Yolculuk” isimli yemek belgeseli geldi.
Bu arada tabii Hürriyet’te haftanın dört günü de en çok takip edilen köşe yazarlarından biri oldu hep.
Ancak geçtiğimiz sene Pakize Suda’ya yeğeni Dilara Elagözlü’nün (46) vasi olarak atanmasına karar verildi çünkü ünlü isme demans teşhisi konuldu.
Dilara Elagözlü şunları söylemişti: ‘Teyzemin bu rahatsızlığı 6-7 seneye dayanıyor. Unutmalarla, eşyalarını kaybetmelerle başladı. Birlikte çalıştığı insanlar da bunu fark etti. Kendisi bu rahatsızlığını uzun süre kabul etmedi. Kendinde olduğu süre içinde ‘siz kendinize bakın’ dedi. Anneannemin ve teyzemin arka arkaya rahmetli olmasıyla, yaşadığı duygusal şeylerde bu hastalığı tetikledi. Tiroid haplarını belli bir süre kullanmadı. Bana bir konuşmamızda ‘her şeyi unutarak ölmek istiyorum’ dedi. 18 yaşından beri kendi yaşamayı tercih etmiş, kedileriyle mutlu olan bir insan. Sinirli ve şüpheci yapısı hastalıkla daha da gelişti. Birkaç senedir sözlerine itibar edilemeyecek bir hale geldi. 3 sene önce etrafından bize şikayet geldi, evine gittim. Evi çok dağınıktı. Toparlamak istedim ama izin vermedi. Doktorları çağırmak istedik ama kabul etmedi.’
Onur Akay’ın iddiasına göre ise Pakize Suda artık Fethiye’de özel bir bakım evinde tedavi görüyor ve durumu gittikçe ciddileşiyor.
Pakize Suda’nın son halini de paylaşan Onur Akay’ın sözleri şöyle:
“Pakize Suda, Fethiye’de ücreti oldukça yüksek olan, Alman hastaların da tedavi gördüğü özel bir bakımevinde kalıyor ve orada çok iyi bakılıyor. Artık hiç kimseyi tanımayan ve hiçbir şeyi hatırlamayan Pakize Suda, orada oyun oynayan bir çocuk gibi mutlu ve diğer hastalarla birlikte birbirlerinin ayakkabılarının teklerini giyerek eğleniyor, gülüyor ve oynuyor.’