Dizi ve sinema dalı, üretimlerdeki muazzam kostüm ve hayat biçimleriyle bizde eski periyotlara ışınlanma dileği uyandırıyor. Üretimciler ‘kimse bir sinemaya gittiğinde tarih dersi almak istemiyor’ mantalitesiyle kostümlerin altına süpürüyor gerçeklikle kontaklı ayrıntıları. Ya da tam karşıtı bir formda hayat kaideleri abartılarak ve fecî bir halde lanse ediliyor.
Biz, bu içeriğimizde sizi, dizi ve sinemalardan biraz uzaklaştırarak tarihin gerçekleriyle yüzleştireceğiz. Gelin bakalım 18. yüzyılda hayat ve hijyen uygulamaları aslında nasılmış…🙌 🧐
Kaynak: https://www.frockflicks.com/the-gross…
‘İç çamaşırı giyilmezdi.’
Modern iç giysi, bayanlar için modanın daha özgür ve maskülen olmaya başladığı devirlerde, 1920’lerde ortaya çıktı ve bir noktada zarurî hale geldi.
Orta Çağ’dan bu vakte kadar alt içim giysi erkeklerin ‘hak ettiği’ ve kullanabildiği bir şeydi. Lakin bayanlar, iç çamaşırı yerine çok katmanlı kombinezonlar/iç etekler giyerlerdi.
Kadınların kendi istekleriyle iç çamaşırları reddettiğine dair birçok feminist teori olsa da kesin bir bilgi yok.
(Ancak siz tekrar de merak ederseniz Jill Field’ın An Intimate Affair: Women, Lingerie, and Sexuality‘sine bir bakabilirsiniz.)
‘İnsanlar yıkanmazlardı.’
Modern insanların banyo yapma algısı 18. yüzyılda yoktu elbette. Beşerler saatlerce su altında ya da küvetlerde değillerdi.
Ancak ortak banyo havuzlarında ya da hamam üslubu yerlerde yıkanabiliyorlardı. (Dolayısıyla bu yıkandıkları gerçeğini değiştirmiyor.)
Evde daha sık yapılan ise ıslak süngerle temizlenmekti (ki bu günümüzde bilhassa de birtakım hastalık durumlarında sıkça yapılan bir uygulama.)
Üst sınıf için durum bu türlü değildi, onların meskende yıkanma imkanları çok daha yeterli düzeydeydi. Küçük de olsa küvetleri ve yardımcıları vardı.
’21. yüzyıl öncesi periyotta bayanların en zorlandığı mevzulardan biri de regl devirleriydi. Her yer kan içinde olurdu.’
18. yüzyılda regl devirlerinde, kıyafetlerin ve birçok şeyin daima kan içinde olduğu abartılı ve yanlış tabirlerden.
Hatta kimi kaynaklara bakılarak günümüzdekiler üzere olmasa da pedler, süngerler, külotlar ve tamponlar bile olduğu söyleniyor.
Yazar ve akademisyen olan Sara Read, menstrüasyonun hem ‘utanılacak’ bir durum hem de tabu olmasından kaynaklı bu mevzuda bilgilerin eksik ve yanlış olduğunu öne sürüyor.
‘Tabu olarak görülmesinin yanında menstrüel periyotların erkekler erotik bir yanı da vardı.’
Bu yüzyıldaki erkeklerin birçok için regl kanı kokusu ziyadesiyle alımlı ve erotikti miti herkesi kapsayacak bir bilgi değil.
Menstrüasyona dair belirtilerin cinsel olgunluğa işaret etmesi birtakım bireylerde cinsel isteklere neden olabiliyor olsa da biyolojik faktörleri bir yüzyıla ve kültüre mal etmek sizce de zırva değil mi?
‘İnsanlar tuvaletlerini istedikleri her yere yapıyorlardı.’
O devirde de kanalizasyonlar ve kanalizasyon boruları vardı. Hatta Roma’dan beri Avrupa’da kanalizasyon var. Colonial Williamsburg’ün 18. yüzyılda yaşamış insanların tuvalet kullanımına dair yazdıkları da ‘tuvalet dışında her yere birilerinin tuvaletini yapması’ mitini çürütüyor.
Birçok su yolunun bu borulardan taşınan kanalizasyonla makus bir biçimde kirlendiği yahut direkt elle ırmağa atıldığı gerçeği var fakat beşerler muhtaçlıkları için tuvaletleri kullanırdı.
