Hem Annesi Hem Kız Kardeşiydi! Mısır Hanedanlığının Son Hükümdarı Tutankhamun Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Gelin bir arada bakalım…👇

Bazı rivayetler Kral Tut’un çok daha uzun bir isme sahip olduğu için kendine bir takma isim verdiğini ortaya koyuyor. Olağanda Kral Tut’un ismi ‘Aten’in canlı görüntüsü’ olarak çeviri edilen Tutankhaten idi. Babası Akhenaten, insanların eski Güneş İlah Amun yerine İlah Aten’e ibadet etmesini istedi. Kral Tut iktidara geldiğind, bunu bilakis çevirdi ve kapalı tapınakları yine açtı. İsmini ‘Amun’un canlı görüntüsü’ olarak çeviri edilen Tutankhamun olarak değiştirdi.

Firavunlar ortasında akrabalık yaygındı. Zira Mısırlılar saf soylarını korumak istiyorlardı. Kral Tut’un babası, Kral Tut’u doğuran kızını yahut üvey kızını gebe bıraktığı düşünülmektedir. Bu nedenle Kral Tut’un annesi tıpkı vakitte kız kardeşiydi.

Tutankhamun ayrıyeten Çocuk Kral olarak da isimlendirilir. Bunun sebebi ise kendisinin tahta çıktığında yalnızca dokuz yaşında olmasıdır. Tutankhamun şimdi çocukken tahta çıktığı için Mısır’ı tek başına yönetemedi. O nedenle başdanışmanı olarak Horemheb isminde güçlü bir generali vardı. Ayrıyeten yönetmesine yardımcı olması için Ay isimli bir vezire sahipti. Vefatından sonra Tutankhamun’un yerine geçen Ay olmuş.

Rivayetler Kral Tut’ın akla hayale sığmayacak derecede varlıklı olduğunu gösteriyor. Hayattayken serveti hakkında çok az bilgiye sahip olsak da, mezarında bulunan hazineler Kral Tut’un inanılmaz derecede varlıklı olduğunu gösteriyor. Mumyalandıktan sonra başının üzerine yerleştirilen altın maskesi 20 kilo ağırlığındaydı. Bunun dışında mezarını keşfeden Howard Carter takımı, yaklaşık 3.500’den fazla makale buldu ve mezarın içinde buldukları her şeyi sınıflandırmaları yaklaşık 10 yıl sürdü.

4 Kasım 1922’de Howard Carter, Kral Tut’un mezarına giden basamakları keşfetti. Carter, Kral Tut’un tabutunu keşfettiğinde tabutu bir ortada tutan reçinenin gücü karşısında adeta şaşkına döndü. Çok fazla güç uygulasa da tabutu açmakta başarısız oldu. Hatta reçineyi eriteceği umuduyla tabutu yanan güneşin altına yerleştirdi. Sonunda, reçineyi kesmeye karar verse de tabuta birtakım ziyanlar verdi.

Tutankamon’un gömüldüğü mezar, Orion takımyıldızı mezarın girişinin çabucak üzerinde olacak halde inşa edildi. Mısırlılar, Orion’un öbür dünyanın Rabbi Osiris’in ruhu olduğuna inanıyorlardı. Rivayetlere nazaran, Öbür Dünya Yaradanı’nın Kral Tut’u izlemeye devam ettiği söyleniyordu.

Kral Tut’un vefatıyla alakalı birçok teöri bulunmakta. Cinayetten orak hücreli anemiye kadar, mevti için birçok neden öne sürüldü. Bununla birlikte, mumya üzerindeki son taramalar, vefatının kırık bir bacağa neden olduğunu gösteriyor. Taramalara nazaran kırık bacağı enfekte olup vefatına yol açtı. Mezarında yanında yaklaşık 130 baston gömülü olması bu teoriye dayanak vermektedir.

Tutankhamun’un ani vefatı nedeniyle, her ne kadar gelenek olsa da 70 gün içinde gömülmesi gerektiği için onun için bir piramit inşa etmek için kâfi vakit yoktu. Rivayetler, çabukla mumyalandığını ve soylular için inşa edilen bir mezara gömüldüğünü göstermektedir. Bununla birlikte, rahipler tarafından uygun bir biçimde gömüldüğü de bilinmektedir.

Kral Tut öldürüldüyse, yüksek ihtimalle ya karısı ya askeri kumandanı ya da veziri tarafından öldürülmüş.. Birebir vakitte bir düşman askeri de olabilir. Taramalar başın gerisinde bir yaralanma olduğunu gösterse de bu yara hayatı tehdit eden bir yaralanma üzere görünmemektedir. Bu nedenle öldürüldüğü varsayılıyor.

Kral Tut’un bir karısı vardı, karısı aslında üvey kız kardeşi Ankhesenpaaten idi. Lakin çocukları yoktu. Bunun nedeni, her iki kızlarının da muhtemelen akrabalığın bir sonucu olarak meyyit doğmuş olmalarıydı. Cesetleri mumyalandı ve Kral Tut’un mezarında bulunan tabutlara yerleştirildi. Bu nedenle kral soyu devam etmedi.

Kral Tut’un kolyesinin merkezinde bir tılsım bulunuyormuş. Başlangıçta, kolye arkeologların başını karıştırdı. Bunun nedeni muskanın hangi gereçten yapıldığından emin olmamalarıydı. Mısır’daki Büyük Kum Denizi’nden gelen doğal bir camdı. Bilim insanları daha sonra camın bir meteorun kumla çarpışmasıyla oluştuğunu belirtti. Mısırlılar camın nereden geldiğini biliyorlar mıydı?

Saltanatı sırasında, Kral Tut’un halkı üzerinde büyük bir tesiri olmadı. Selefilerin muvaffakiyetleri göz önüne alındığında olağan bir hükümdardı. Bununla birlikte mezarının keşfi ve akabinde büyük zenginliklerinin keşfi, onu çağdaş dünyada çok uygun tanınmasını sağladı.

Carter mezara girdiğinde, girişte ‘mumyanın ebedi uykusunu bozanlar gazabıyla karşı karşıya kalacaklar’ yazan bir yazıt fark etti. Mezarın keşfinden kısa bir müddet sonra keşif gezisiyle bağlantılı olan birçok kişi ölmüş. Bu durum lanetin nitekim gerçek olduğuna dair yaygın spekülasyonlara yol açtı.

Laneti çevreleyen tüm spekülasyonlara karşın, bilim insanları daha sonra ölen insanların aslında yaşlı yahut sıhhatsiz olduklarını belirtti. Keşif seyahatine katılan ve hayatta kalan birçok insan uzun bir mühlet yaşayıp sağlıklı bir hayat sürdü. Bu nedenle firavunun laneti olmadığı sonucuna inançla varabiliriz.

Kral Tut’un sandaletleri mezarının içinde onunla birlikte bulunmuş. Sandaletin altında birçok düşman tasviri de bulunuyor. Bu çizimler Kral Tut’un düşmanlarını çiğnemesini sembolize ediyor.